Ömer Çelik: CHP'nin 'Bunları biz dedikte yaptınız' demesi trajikomik
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanımız üst üste birçok icraati açıklıyor, hizmet siyaseti ile ilgili yeni aşamaları açıklıyor, ondan sonra CHP çıkıyor "Bunları biz dedikte yaptınız" diyor. Bu trajikomik bir şey" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Çelik, konuşmasının başında Bursa'da çöp evde teyzesi Kamuran Pınar A. tarafından alıkonulup, baygın halde bulunan Cem Muhammet A.'ya ilişkin "Konuyu yakından takip ettiğimizi, her açıdan yakından ilgileneceğimizi ve sahipsiz kalmayacağını bilmenizi isterim. Önemli olan burada çocuğa sahip çıkılması. Her açıdan sağlığının, kişisel gelişiminin, mental gelişiminin takip edilmesi ve hiçbir şekilde yalnız bırakılmayacağının bir kere daha altını çizmek isterim. Aile Bakanlığımız zaten sahip çıkıyor. Bizde parti olarak üzerimize düşen görev açısından tüm birimlerimizle bu evladımıza sahip çıkacağız ve bundan sonraki gelişmeleri de takip edeceğiz" ifadelerini kaydetti
'ASTANA ZİRVESİNİN YAŞATILMASI YÖNÜNDEKİ KARARLILIĞIMIZ AÇIKTIR'
Sözcü Çelik, Astana Zirvesi'nin önemine dikkat çekerek, "Astana Zirvesi'yle ilgili olarak ortaya çıkan tablo çok kolay zamanlardan geçmedi. İdlib'te, Tel Rıfat'ta, Mümbiç'te çeşitli olaylar olduğunda bunların çözümüyle ilgili olarak ortaya bir takım adımların atılması söz konusu olduğunda çeşitli çatışmalar ve anlaşmazlıklarda söz konusu oldu. Ama buna rağmen Astana Zirvesi'nin genel prensipleri, çerçevesi; krizlerin çözülmesi için bunun korunması gerektiği her zaman ifade edildi ve bu zirve yoluna devam etti. O bakımdan bunun zaten çözüm üretme kapasitesi düşse de yükselse de çeşitli olaylarla birlikte sahada çıkan bir takım fiili durumlarla birlikte sonuç olarak bu zirvede Türkiye olmaya devam edecek ve bu zirvenin kazanımları korunmaya devam edecek. Dolayısıyla geçmişteki eleştirilere cevap olarak söylemek isterim ki Astana Zirvesi'nin yaşatılması yönündeki kararlılığımız son derece açıktır" diye konuştu.
'IRAK'TA MEYDANA GELEN OLAY PLANLI BİR PROVOKASYONDUR'
Türkiye'nin geçmişte pek çok provokasyonla karşılaştığını aktaran Çelik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Provokasyonlara karşı deneyimliyiz ve terörle mücadeleyi verirken herhangi bir şekilde kardeş ülkelere zarar vermemek, kendi milli güvenliğimizin gerekliliklerini yerine getirirken kardeş ülkelerin de güven içerisinde olmasını her zaman önem göstermiş bir ülkeyiz. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) sivillere karşı herhangi bir eylemde bulunmaması için dünyanın en hassas ordusu olduğunun altını bir kere daha çizmek isterim. Yani birçok çatışma bölgesinde bile, oradaki bağımsız raporlar, bağımsız gözlemciler bile bunu ifade etmektedir. En zor koşullarda bile TSK bu hassasiyeti göstermiştir. Tabi PKK terör örgütüne karşı ve PKK'nın Suriye'deki koluna karşı operasyon hazırlığının olduğu bir dönemde bu çerçeve içerisinde Irak'ta meydana gelen olay, Irak'ın kuzeyindeki saldırı, hemen birilerinin Türkiye'yi suçlaması, açık ve net şekilde söylemek isterim ki planlı bir provokasyondur. Bu planlı provokasyon Türkiye'nin PKK ile mücadelesine, hem Irak'taki hem Suriye'deki PKK unsurlarına dönük mücadelesini akamete uğratmaya dönük planlı bir provokasyondur ve bu saldırı sonrasında hızlı bir şekilde Türkiye'nin hedef gösterilmesi son derece yanlıştır. Kardeş Irak halkını kendimizden ayırmayız. Kardeş Irak halkının güvenlik içerisinde, bütünlük içerisinde refah içinde yaşaması bizim en büyük arzumuz ve gayemizdir."
'CHP'NİN "BUNLARI BİZ DEDİKTE YAPTINIZ" DEMESİ TRAJİKOMİK BİR ŞEY'
Çelik, son 10 gündür Türk siyasetinde enteresan şeylerin yaşandığını ifade ederek, "Cumhurbaşkanımız üst üste birçok icraati açıklıyor, hizmet siyaseti ile ilgili yeni aşamaları açıklıyor, ondan sonra CHP çıkıyor; "Bunları biz dedikte yaptınız" diyor. Bu trajikomik bir şey. Bizim arkadaşlarımızın aylarca süren çalışmaları neticesinde "Biz bu çalışmaları yürütüyoruz, yakında açıklayacağız" dediği birçok konu var. Bu konulardan bir tanesini duyuyorlar. Tam çalışmanın ortasında çıkıyorlar; "İşte biz iktidara gelirsek şunu şunu yapacağız" diyorlar. Hükümetimiz o çalışmayı tamamlayıpta açıkladığı zaman "Biz dedikte oldu" gibisinden şimdide hizmet üretememe, hizmet engelleme siyasetinden bir gasp siyasetine geçtiler. Bunun herhangi bir etkisinin olması söz konusu değil. Nihayetinde bunu yapan bizim hükümetimizdir. Biz bu konuda sınavları vermiş bir partiyiz. Arzu ederiz ki böyle gasp siyaseti yerine hükümetin zaten yapacağı şeyleri "Biz söyledikte yaptılar" demek gibisinden bir abrakadabra siyaseti yerine gerçekten bir vizyon ortaya koyabilsinler" diye konuştu.
'BU, ERMENİSTAN TARAFI SÖZÜNÜ TUTTUĞU MÜDDETÇE ÖNEMLİDİR'
Çelik, açıklamasının devamında Ermenistan'la normalleşme görüşmelerine ilişkin "Bu, Ermenistan tarafı sözünü tuttuğu müddetçe önemlidir, çünkü bölge barışına bir katkı sağlayacaktır. Nihayetinde Sayın Cumhurbaşkanımızla, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev'in ortak iradesiyle Türkiye ve Azerbaycan arasındaki mutabakatla birlikte yürütülmektedir. Cumhurbaşkanımızın, Rusya'nın, İran'ın, Gürcistan'ın; bölge ülkelerinin katılımıyla, bölge barışının sağlanması için bir önerisi de olmuştu. Karabağ Zaferi'nden sonra Azerbaycan topraklarına dönük bu saldırganlıkların sona ermesinin şartına bağlı olarak bu normalleşmenin güçlenerek devam etmesi önemlidir. Geçmişte birkaç defa denendi, olmadı. Bu sefer daha elverişli, daha uygun bir ortam var, zemin daha müsait" dedi.
'LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI'NIN HÜKÜMLERİ AÇIKTIR'
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan'ın Lozan Antlaşması'nın hükümlerine uymadığını ifade ettiğini hatırlatarak konuşmasına şöyle devam etti:
"Yunanistan maalesef yine yanlış bir adım attı ve Türk azınlığa ait 4 tane okulu kapattı. Bu Yunanistan tarafından sistematik olarak yapılan ve insan haklarına aykırı, anlaşmalara aykırı, her türlü mutabakata aykırı, bir insan hakları ihlalidir. AB'nin en başta buna müdahale etmesi gerekir. Yunanistan'ın gerekçesi tipik bir gerekçe, "öğrenci azlığı nedeniyle kapatıyorum" diyor. Burada öğrenci azlığı vardır-yoktur meselesi, Türk azınlığın karar vereceği meselesidir. Bu çocukları eğitimden mahrum etmek son derece yanlış. "Kapattım" demiyor da "Geçici durdurma yaptım" diyor. Ama geçmişte bunun arkasından ne geldiğini görüyoruz. Oysa Lozan Barış Antlaşması'nın hükümleri açıktır. Böyle öğrenci azlığı sebebiyle okul kapatmak asimilasyona dönük bir siyasettir. Hiçbir şekilde insan hakları açısından kabul edilemez."
'BU KINANMASI GEREKEN BİR DURUMDUR'
ABD'nin, bir terörist için yayımladığı taziye mesajıyla ilgili değerlendirme yapan Çelik, şu şekilde konuştu:
"Amerikan Merkez Kuvvetleri (CENTCOM) bir teröristle ilgili taziye mesajı yayınlıyorsa bu vahim bir durumdur. Bu kınanması gereken bir durumdur. Böyle bir şey olabilir mi? Kendi resmi hesabından tutuyor bir terörist için taziye mesajı yayınlıyor. Kim peki bu kuvvet; bizim NATO'da müttefikimiz bu kuvvet. Bizim NATO'daki müttefikimiz Türkiye'yi tehdit eden bir terör örgütüne karşı bu taziye mesajını yayınlıyor. Bir de oraya yazmış; "ortağımız IŞİD'e karşı böyle mücadele ediyor." Sizin IŞİD'e karşı mücadele ediyor dediğiniz kişiler ellerindeki silahları Türk askerine, yani NATO üyesi bir ülkenin askerine ve Türk vatandaşlarına doğrultuyor. Böyle bir ilkesizlik olabilir mi? Ondan sonra nasıl konuşacaksınız terörle mücadeleden? Dünya'nın en büyük yalanı IŞİD'e karşı mücadele ediyorlar diye bir başka terör örgütünün desteklenmesidir."
Kaynak: