Neyimize güveniyoruz?
İnsanımızı anlamak bazen gerçekten çok zor.
Nerde olmayacak bir hareket var illa ki onu birisi yapacak. Toplumumuzda örf ve adetlerin dışında ortamlarda abes kaçan davranışlar var.
Camilerde vaaz verilirken arkadan sesli şekilde konuşan amcalar, gençler vs.
Yine cenazelerde sanki kendi evindeymiş gibi hareket eden o hakkı kendinde gören insanlarla hepimiz karşılaşmışızdır.
Düşünüldüğünde cidden çok rahatsızlık verecek bir durum.
Ama yapmamız gereken biraz empati. O insanın yerine kendinizi bir koyun ne hissedeceksiniz. Hoşunuz gider mi?
Sizin acınız var. o kişi de sizin o acınızı paylaşmaya gelmiş.
Ama gelmese daha iyi olur dediğimiz insanlar günümüzde bir hayli fazla.
Bir insan vefat ettiğinde sözde taziyeye gelmiş mezarlıkta olsun, cenaze evinde olsun, rahat bir şekilde bir tedirginlik bile duymadan hareket etmelerinden rahatsız olan benim gibi birçok kişi var.
Adamlar sanki düğün evine gelmiş gibi. Sigara içmeler, yüksek sesle konuşmalar, kahkahalar, telefon görüşmeleri neler neler saymakla bitmez.
Bunlar mezarlıkta, cenaze evinde yapılacak hareketler değildir. Hadi yaşayanlara saygınız yok. Ölülere saygınız olsun.
Bir dengemiz olmalı. Bazen duracağımız yeri bilmiyoruz.
Genel durumu iyi değerlendirip hatamızdan dönmemiz gerekiyor.
Her nefis ölümü tadacaktır.
Yarın sizin de yakınınız vefat edecek. Hatta bir gün siz de ben de herkes gibi o tabutun içine girecek.
Kaçışımız var mı?
Elinde koruman ben bunları yaşamayacağım diye elinde bir şey var mı?
Neyimize güveniyoruz?
Bunun bilincinde olup davranışlarımızı ve yaşantımızı ona göre düzenlememiz gerekiyor. Bir saniye sonrasında ne olacağımızdan garantimiz var mı?
Zamanı geldiğinde hepimiz göç edeceğiz.