Müftü Öge; Kurban sadece et paylaşımı değildir
İslam dünyasında dayanışma ve paylaşmanın sembolü olan Kurban Bayramı, yarın itibariyle idrak edilecek. Kurban Bayramı’nın öneminden bahseden Müftü Öge, “Kurban, sadece et paylaşımı değildir. Bunun yanında sevgi, ilgi ve hediyeleşmenin de paylaşımıdır.” dedi.
İslam Alemi için önemli önemli günlerden olan Kurban Bayramı, yarın itibariyle başlıyor. Kurban Bayramı’nın verimli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge, önemli uyarılarda ve önerilerde bulundu. Müftü Öge, şu şekilde konuştu; “Kurban Bayramına erişmiş bulunuyoruz. Yarın inşallah bayramı idrak edeceğiz. Bugün de bayram kadar önemli olan Arefe gününü yaşıyoruz. Arefe günü hem bayramın habercisi olması, hem de İslam’ın 5 temel ibadetlerinden biri olan hac ibadetindeki Arafat Vakfesinin yapıldığı önemli bir gündür. Dolayısıyla hacca giden kardeşlerimiz vakfe yapmak suretiyle farz olan bir ibadeti yerine getiriyorlar. Biz de burada yarın vacip olan bayram ibadetini yerine getirmeden önce duaların makbul olduğu günü yaşamış oluyoruz.”
‘YAKLAŞMAK VE YAKINLAŞMAK DEMEK’
Kurbanın yaklaşmak ve yakınlaşmak anlamına geldiğini ifade eden Öge, “Kurban, kelime itibariyle yaklaşmak ve yakınlaşmak demek. Belirli niteliklere sahip hayvanın, Allah rızasını gözetmek suretiyle, zenginlik ölçüsüne kavuşmuş olan Müslümanların, yapmış oldukları ibadete verilen isimdir. Koyun, keçi, inek ve deve cinsinden olan hayvanlardan oluşur. O hayvanlarda da belirli yaş özellikleri vardır. Küçükbaşlarda 6 ayı doldurmuş ve 1 yaş gibi görünür olma, büyükbaşlarda da 2 yaşını doldurmuş olma gibi şart vardır. Kurban ibadeti bu özelliklere sahip olan hayvanın, kurbanın 1’inci, 2’nci, 3’üncü günleri kesilmesinden ibaret olan bir ibadettir. Dolayısıyla hem kesilecek hayvanda hem de kesecek olan insanda dini irşatlar söz konusudur. Çevreye duyarlı olmak, kesilecek hayvana eziyet çektirmemek, ibadet yaparken başkalarını rahatsız etmemek gibi hususları da gözden kaçırmamamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.
‘ALLAH’A ULAŞAN SİZİN TAKVANIZDIR’
Allah’a kurbanın ancak takva ile ulaşacağını söyleyen Öge, “Kurbanı Hz. Adem’den itibaren bütün peygamberlerde değişik şekillerde görüyoruz. Hz. Adem’in iki oğlunu Allah’a kurban adadığını, bunlardan birinin kabul edilip, diğerinin kabul edilmediğini ifade eden ayeti kerimeler var. Buradan da anlıyoruz ki kurbanın kabul edilmesinin şartı sadece kesilecek olan hayvanların özelliklerinde değil, insanın taşıdığı samimiyet, takva gibi değerlerini muhafaza etmesiyle alakalı bir husustur. Bu manda Allah’a yaklaştırma olan özelliği bizdeki takvayla, ihlasla, samimiyetle, paylaşma duygusuyla destekleniyor. Bunu ifade eden Kuranı Kerim’deki Hac Suresi’nde, ‘Kurbanlarınızın ne etleri, ne kanları Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşan sizin takvanızdır.’ İfadesi bu görüşümüzü desteklemektedir.” ifadelerine yer verdi.
‘KURBAN SADECE ET PAYLAŞIMI DEĞİLDİR’
Kurbanda et paylaşımının yanında, sevgi ve ilginin de paylaşılması gerektiğini dile getiren Öge, “Kurbanın paylaşma yönü, dikkat etmemiz gereken bir husustur. Bu paylaşım sadece et paylaşımı değildir. Sevgi, ilgi ve elbette ki kurban etinden ikram etme, hediyeleşme paylaşımıdır. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu hususta hutbeler ve vaazlarla halkı irşat ederken halkımızın, ‘Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş’ sloganı öne çıkmaktadır. Hakikaten önemlidir. Paylaşmak, yakınlaşmayı da beraberinde getiriyor. Kurbanın etleri genel olarak 3’e ayrılır. Bir parçası ev halkına, bir parçası misafirlere, bir parçası da ihtiyaç sahiplerine olmak üzerine. Ama ihtiyaç var ise, tamamı evde de kalabilir. İhtiyaç yoksa da tamamını hediye etmek suretiyle ihtiyaç sahiplerini yarımcı olunabilir. Bu konuda kardeşlerimiz serbest davranabilirler.” diye konuştu.
‘BU TEKBİRLER SİZİ ALLAH’A YAKINLAŞTIRACAK’
Teşrik tekbirlerinin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Öge, “Vekaletle kurban uygulaması da söz konusudur. Kurban kesemeyecek ya da bulunduğu yerde kesme imkanına sahip olmayan ama belli özelliklere sahip olan Müslümanların kurban ibadetini, bir başka Müslümana vekalet vermek suretiyle yaptırmasından ibaret olan bir husustur. Yurtiçinde ve yurtdışında Türkiye diyanet vakfı olarak vekaletle kurban kesim organizasyonları devam etmektedir. Bayram sabahına kadar da bu imkan söz konusudur. Kurban Bayramı günlerinde unutmamamız gereken teşrik tekbirleri vardır. Arefe günü sabah namazından başlayıp, Kurban Bayramı’nın 4’ncü günü ikindi namazına kadar devam eden 23 vakitik süre içerisinde farz namazlarından sonra teşrik tekbirlerini de getirmek önemlidir. Kurbanı keserken nasıl teşrik tekbirini getiriyor isek, namazların akabinde de bu tekbirleri getirmek bizi Allah’a, ibadete ve dine yaklaştıracak hususlardandır.” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZI KADINLARIMIZI DA BEKLİYORUZ’
Bayram namazlarına ve bayramlaşma programlarına sadece erkekleri değil, çocuk ve kadınları da davet eden Öge, “Kurban Bayramı namazıyla ilgili uyarılarımızı da yenileyelim. Sabah namazına kardeşlerimizi mutlaka davet ediyoruz. Bayram namazlarında camide, cemaatle kılmaları önemlidir. Sadece erkeklerin değil, çocukların, hanımların da Kurban Bayramı’nda namaz vakitlerinde camide bulunmalarını, kılamayanların namaz kılınan mekanların dışında bulunmaları, namaz sonrasındaki bayramlaşmaya şevke, neşeye, ortak yapılacak duaya katılmaları önem arz etmektedir. Konya’mızdaki Sultan Selim, İlahiyat Fakültesi Cami ve belli özellikleri olan camilerimizde hanım kardeşlerimizin bayram namazına katılma imkanları söz konusudur. Bunun dışında küslerin barışması, dargınlıkların ortadan kaldırılması için bayram bir vesiledir. Çocuk esirgeme kurumları, yaşlı bakım evlerinde bulunan ve kimsesi kalmamış insanları da bayram sevincini tattırmak için ziyaretler yapmak önemlidir. Sıla-i Rahim hakikaten önemli. Akrabalarımızı, sevdiklerimizi de unutmamalıyız. Tüm kardeşlerimizin Kurban Bayramlarını tebrik ediyorum.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.