Milli ruh 99 yıldır yaşıyor

Türk milletine “korkmamayı” öğreten, kendisini vatanına ve milletine adayan vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı “milli mutabakat metni” İstiklal Marşı’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulünün üzerinden 99 yıl geçti.

Milli ruh 99 yıldır yaşıyor

Mehmet Akif Ersoy, derin bir tebliğ ve telkin gücü barındıran İstiklal Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inançla, bağımsızlık, hak, iman, vatan ve din konularını özenle işledi. Savaş koşulları altında yazılan ve derin bir telkin gücü barındıran İstiklal Marşı’nın sözleri, yaklaşık bir asırdır her okunuşunda Türk milletinin, bağımsızlık sevdasını güçlü bir şekilde dile getirmesine vesile oluyor. Mehmet Akif şiirinde, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancıyla bağımsızlık, hak, iman, vatan, din ve benzeri konuları özenle işledi. Millete ve kahraman orduya armağan ettiği ve imza atmadığı şiiri Safahat adlı eserine de almayan Mehmet Akif, kendisine yöneltilen, “Yeniden yazılsa olmaz mı?” sorusuna, “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın.” karşılığını vererek ilelebet varlığını sürdürecek milli mutabakat metnine de son noktayı koydu.

milli-ruh-2.jpg

MİLLİ MÜCADELE BAYRAĞI AÇILDI

İstiklal Marşı, İstanbul ve Anadolu’da bağımsızlık için sürdürülen milli mücadele sırasında, cephedeki askerin şevklendirilmesi, cephe gerisindeki halka da milli mücadele ruhunun kazandırılması amacıyla yazdırıldı. Milli şiire götüren süreç, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra 10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’nın imzalanmasıyla başladı. Türkiye’yi parçalayan bu antlaşma, Anadolu’daki mücadele ruhunun da fitilini ateşledi. Sevr’den güç alan itilaf devletlerinin Anadolu’nun pek çok yerindeki işgalleri ile 16 Mart 1920’de İstanbul’un, 15 Mayıs 1919’da da İzmir ve yöresinin Yunanlılar tarafından işgali, Anadolu’da sönmek bilmeyen mücadele ruhunu canlandırdı. Çok geçmeden Anadolu’da milli mücadele bayrağı açıldı. Milli irade, bu bayrak altında toplanmaya başladı. Milli mücadelenin manevi cephesini güçlendirmek için Ankara’ya davet edilen isimlerden birisi olan Mehmet Akif, bu daveti kabul ederek Ankara’ya geldi. Mehmet Akif bu arada, yurdun çeşitli yerlerinde vaazlar verdi, Sebilürreşad dergisini Kastamonu ve Ankara’da yayınladı, bu mecmua, cephelere kadar dağıtıldı.

milli-ruh-1.jpg

TÜRK MİLLETİNİN RESMİ MARŞI OLDU

Vatanın çeşitli bölgelerindeki cephelerde işgal güçlerine karşı savaşan neferlerin modern silahlarla donatılması ve düzenli ordu haline getirilmesi için de bir yandan çalışmalar yürütüldü. TBMM 2. Başkanı Adnan Bey’in (Adıvar) başkanlığında yönetilen mecliste birçok kanun görüşüldükten sonra, 1 Mart 1921’de basılı olarak dağıtılan şiirler mebuslarca uzun süre tartışıldı. Şiir, 12 Mart 1921’de yapılan oylama sonucunda resmi İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Daha sonra kürsüye gelen Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey kabul edilen metni okudu ve milletvekilleri, milli marşı ayakta dinledi. Mehmet Akif, yazdığı İstiklal Marşı okunurken mahcubiyetinden mecliste bulunamadı. Şiiri Safahat’a da koymayan Mehmet Akif, almak istemediği ancak kanunen kendisine yarışma ödülü olarak verilen 500 lirayı “Dar’ül Mesai” isimli, şehit eşlerinin oluşturduğu bir derneğe bağışladı. Orduya ithaf edilerek yazılan bu eser, Türk milletinin resmi marşı oldu.

•GÜLŞEN YILMAZ / YENİ HABER GAZETESİ