Milli Eğitim ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri Meclis Genel Kurulunda

AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem:- "Milli Eğitim Bakanlığımız herkesin eğitim öğretime eşit şartlarda erişmesi; girişimci, yenilikçi, sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler yetişmesi için seferberlik içindedir"- AK Parti Antalya Milletvekili

Milli Eğitim ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri Meclis Genel Kurulunda

TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, bu bakanlıkların bağlı kurum ve kuruluşlarının 2022 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Bütçeler üzerinde AK Parti Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Orhan Erdem, eğitimin, Türkiye'nin yarınlarını şekillendiren en önemli unsur, insana dair yapılacak yatırımların en değerlisi olduğunu söyledi.

AK Parti hükümetlerinin bu bilinçle hareket ettiğini, eğitim alanına yönelik yatırımlarını bilimsel, pedagojik gelişmelere uygun bir şekilde sürdürdüğünü ifade eden Erdem, "Milli Eğitim Bakanlığımız herkesin eğitim öğretime eşit şartlarda erişmesi; girişimci, yenilikçi, sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler yetişmesi için seferberlik içindedir." dedi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının tüm dünyada en çok etkilediği alanlardan birisinin eğitim olduğunu belirten Erdem, Türkiye'de uzaktan eğitimde gelinen noktanın, nitelik ve yaygınlaştırma açısından tek başına dünyaya örnek olduğunu vurguladı. Orhan Erdem, "Geçtiğimiz öğretim yılı, vaka sayılarının artışına bağlı olarak uzaktan gerçekleştirilmeye çalışılan eğitimi kesintisiz devam ettirme ilkesi esasına oturtulmuştur. Bugün geldiğimiz noktada temel felsefe, okullar ilk önce açılması ve en son kapatılması gereken kurumlar olarak kabul edilmiştir. Okullarımızın gerekli önlemlerin alınarak açık tutulması, normalleşme sürecine önemli katkılarda bulunmuştur." diye konuştu.

- "Eğitimde cinsiyet eşitliğini yakaladık"

AK Parti İstanbul Milletvekili Emine Sare Aydın, Türkiye'nin her bölgesi için fırsat eşitliğini temel alarak yükseköğretimin önündeki engelleri kaldırdıklarını, şehirlere üniversiteler götürdüklerini dile getirdi.

Üniversite sayısını 74'ten 207'ye çıkardıklarını, en çok uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapan ilk 10 ülke arasına girme başarısı gösterdiklerini kaydeden Aydın, "Yükseköğretimdeki kız öğrencilerin oranını yüzde 42'den yüzde 49'a çıkardık. Eğitimde cinsiyet eşitliğini yakaladık. Çok büyük bir mutlulukla dile getiriyorum ki şu anda kadın araştırma görevlilerinin sayısı erkek araştırma görevlilerinin sayısını geçmiş durumda. Üniversitelerimizde 10 bin kadın profesör bulunuyor. Bu oran toplam profesörlerin yüzde 32'sini oluşturuyor. Böylece yüksek öğretimdeki kadın oranlarıyla Avrupa ve ABD ortalamalarını geride bırakmış olduk. Bir kadın akademisyen olarak, geldiğimiz noktadan çok ama çok gururluyum." bilgisini paylaştı.

Aydın, üniversitelerin sadece kuramlar öğretilerek mesleki nitelik kazandırılan, salt bilgi öğretilen yerler olmadığına, toplumun yapısının anlaşıldığı, farklı görüşten ve ideolojiden insanlarla bir araya gelinen yerler olduğuna dikkati çekti.

Farklılıkların zenginlik olduğu bu kurumlarda tek ortak noktanın "vatanseverlik" olduğunun altını çizen Aydın, "Bu bizi bir arada tutan en güçlü duygumuz ve korumamız gereken de kırmızı çizgimizdir. Bu duygu ve düşünce içinde olan gençlerimiz ise ülkemizi geleceğe taşıyacak en güçlü değerlerimizdir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Cumhurbaşkanımız liderliğinde 'Yol medeniyettir' dedik"

AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, cumhuriyetin ilk yıllarında ekonominin temeli olarak üretime, üretimin ekonomiye kazandırılması için de ulaşıma önem verildiğini anlattı.

Üretimin değer kazanabilmesinin, ekonomiye kazandırılmasının ancak ulaşımla mümkün olduğuna işaret eden İskenderoğlu, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 'Yol medeniyettir' dedik ve iktidarımız süresince ekonominin temeli olarak ulaşım altyapısına önem verdik. 2003 öncesi 6 bin 101 kilometre uzunluğunda bölünmüş yol ağı 6 ilimizi birbirine bağlarken, 22 bin 372 kilometre yol yaparak bölünmüş yol ağımızı 28 bin 473 kilometreye ulaştırdık ve 77 ili birbirine bağladık. 2003 öncesi 1714 kilometre olan otoyol ağımızı, son 19 yılda yapılan otoyollarla 3 bin 532 kilometreye ulaştırdık." ifadesini kullandı.

İskenderoğlu, 2003 yılı öncesi yıllık ortalama 7 bin kilometre asfaltlama çalışması ve onarım çalışması yapılırken 2003-2020 yıllarında yıllık ortalama 14 bin kilometre asfaltlama çalışması yapıldığını aktardı.

2003-2021 yıllarında 408 kilometre uzunluğunda 3 bin 598 köprünün yapımının tamamlandığını kaydeden İskenderoğlu, "1209 köprüyü onardık, 395 tarihi köprüyü ise restore ederek tarihi değerlerimizi koruduk. Yine, güvenli ve hızlı ulaşımda önemli yer tutan tünel geçişlerinin yapımına da ağırlık vererek son 19 yılda yapılan 375 tünelle birlikte bugün itibarıyla tüm yollarımızda 458 tünel hizmet vermektedir." sözlerini sarf etti.

- "Öğretmenlik meslek kanunu için adımlar atıyoruz"

AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesini 19 yılda 30 kat artırdıklarına işaret etti.

Öğretmen ve derslik sayısının 2 katına çıkarıldığını anlatan Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi de 'okul, öğrenci ve öğretmen ayrılmaz bir bütündür' diyerek, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın müjdesini verdiği güzel bir çalışma sürecine girdik. Öğretmenlik meslek kanunu için adımlar atıyoruz. Bu düzenlemenin kanunlaşması için her türlü desteği vereceğiz. Bu düzenlemeyle; öğretmenlik bir kariyer mesleği olarak tanımlanacak, öğretmenlerimize yeni mali ve sosyal haklar sağlanacak, öğretmenler arasındaki farklılıklar kaldırılacak, öğretmenlerimizin 3600 ek gösterge hakkı teslim edilecek. Bu tarihi reformun tüm öğretmenlerimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hem medeniyet inşa eden hem insan yetiştiren, hepimizin üzerinde büyük emekleri olan öğretmenlerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Tüm bu rakamlar, tüm bu çalışmalar hükümetimizin insan kaynağı yetiştirmeye, eğitim ve öğretime verdiği önemi göstermektedir."

- "Bugün üniversitelerimizde ikna odaları kurulmuyor"

AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş ise AK Parti iktidarlarında yükseköğretime erişimi kolaylaştırdıklarını belirtti.

Türkiye'nin şehirleştikçe, zenginleştikçe, genç nüfusu arttıkça üniversiteleşmeye olan ihtiyacın da arttığını dile getiren Maviş, Şırnak'taki vatandaşın çocuğu Şırnak'ta, Sinop'taki vatandaşın çocuğu da Sinop'ta okuyabilsin diye her ile üniversite açtıklarını ifade etti.

Böylelikle akademisyen ve bilim insanı sayısının da arttığını anlatan Maviş, doktora eğitimine erişim kolaylaştığını, araştırma için daha çok kaynak ayrılır hale geldiğini söyledi.

Üniversiteleri hayatla barıştırdıklarını, toplumla ve şehirle bütünleştirdiklerini vurgulayan Maviş, "Toplumdan, üretimden, sanayiden, ekonomiden kopuk bir üniversite yerine hayatla barışık üniversiteler inşa ettik. Bulunduğu şehrin kültür ve sanatıyla, ekonomisiyle, üretimiyle, sanayisiyle ilgilenen; onlar için Ar-Ge yapan bir akademi olsun istedik. Sonuç olarak üniversitelerimiz, şehir şehir kalkınmamızın en önemli kaldıraçları oldu." dedi.

Maviş, üniversitelerin demokratik dönüşümünün gerçekleştirilmesiyle bir dönem üniversitelere hakim olan "akademik faşizmi" yıktıklarını, adeta bir kast sistemi gibi belli kimlik ve sınıflar arasında dönen akademik çalışma yapma hakkını Anadolu'nun tüm çocuklarına açtıklarını vurguladı.

Bilim yapma tekelini kırdıklarını söyleyen Maviş, şöyle devam etti:

"Artık sahip olduğu kimlik ya da mezun olduğu okul nedeniyle hiç kimse yüksek lisans, doktora ya da yeterlilik sınavlarından elenmiyor. Böylece, düşünce hayatımız çoğulculaştı, çeşitlendi ve demokratikleşti. Bir dönem bu ülkede üniversiteler, darbeci odakların yandaşı oldu, vesayetin gücünü tahkim etmek için adeta akademik yardakçılık yaptı. Cübbelerini giyip, meydanlara çıkıp cumhuriyet mitinglerinde 'Ordu göreve' pankartları açarak darbe çığırtkanlığı yapan rektörler yok artık. Bugün üniversitelerimizde ikna odaları kurulmuyor. Seçilmiş hükümete karşı adeta muhtıra gibi bildiriler yayımlayan rektörler de yok artık. 28 Şubat'tan hafızalarımızda kalan, cuntacı askerlerin brifinglerine topuk selamıyla koşan rektörler de yok artık. Ergen çocuklar gibi marşlar söyleyerek darbe çığırtkanlığı yapan YÖK başkanları da yok. Biz, üniversitelerimizi vesayetin payandası olmaktan çıkardık, akademik onuruyla bilim yapan, milletinin kurumları haline getirdik."

Kaynak: