Menemen müsameresi artık son bulmalı
enemen Hadisesi, Tek Parti diktasının sonunu getirebilecek meşru bir siyasal hareketi doğmadan öldürenlere meşruiyet kazandırmak için kurgulanmış bir komplo.
Toplumsal barışımız açısından bu karanlık olayla ile ilgili yanlış algının düzeltilmesi gerekiyor.
Bazı dönemlerin bir yılı, yüzyıl gibidir. Türkiye için de 1930 böyledir. Demokrasiye duyulan umudun nasıl organize bir şekilde sindirildiğinin öyküsü saklıdır o yılda. Menemen’de koparılmış bir fırtınanın ve savrulan hayatların kırgınlıkları saklıdır. Erbilli Esat Efendi’nin yası, yedek subay Kubilay’ın çığlığı saklıdır. Zekeriya Yıldız, 1930’ların kasvetini yazmaya devam ediyor ve Gül Ateş Sine Ateş Menemen’de karanlık bir olaya ışık tutuyor. Zekeriya Yıldız ile yeni kitabını ve Menemen olayını Star Gazetesi konuştu.
İşte o söyleşi:
-Menemen Hadisesi, neden Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir?
Menemen, yakın siyasi tarihimizin kırılma noktalarından birini teşkil ediyor. Bu hadise rejim açısından da önemli, muhalefet açısından da. Rejim, temellerini sağlama alırken, muhalefet ağır bir şekilde ezilmiş, tedip ve tenkil edilmiş. Menemen’den sonra memlekete derin bir sükût hâkim olmuş, ezanın Türkçeleştirilmesi dâhil yeni devrimler rahatça tedavüle sokulmuş.
-Menemen Hadisesi’nin altında neler yatıyor?
Bunu anlamak için birkaç ay geriye gitmemiz gerekir. 1929 yılında bütün dünyayı saran büyük ekonomik bunalım, en ağır etkisini tarım ülkelerinde gösterdi. Türkiye de bu ülkelerin başında. Tabii ekonominin yanında bir de işin maneviyat boyutu var: Hilafet kaldırılmış, harfler değişmiş, kılık kıyafet batılılaşmış, tekke ve zaviyeler kapatılmış. Takrir-i Sükûn Kanunları, İstiklal Mahkemeleri en yoğun mesaisini bu dönemde yapmış. Şeyh Sait isyanıydı, İzmir suikastıydı derken peş peşe idam sehpaları kurulmuş. Meclis, zaten tek partiden müteşekkil, muhalefet susturulmuş. Ülkede tam bir diktatörlük görüntüsü var. Yabancı gazetelerde sık sık yolsuzluklara ve Mustafa Kemal’in diktatörleştiğine dair yazılar çıkıyor. İçte ve dışta görüntü böyle iken 1930 yılına gelindiğinde ülkede garip bir yumuşama havası seziliyor.
Zekeriya Sertel, Son Posta’yı çıkarmaya başlıyor. Başvekil İsmet Paşa aleyhine haberler yayınlanıyor. Fethi Okyar’a Serbest Cumhuriyet Fırkası adında muhalif parti kurduruluyor. Serbest Cumhuriyet Fırkası, kısa zamanda örgütleniyor ve Ekim ayında yapılan belediye seçimlerine katılıyor. Hemen her seçim bölgesinde umulmadık bir başarı sağlıyor. Seçim kazandığı bölgelerden biri de Menemen. Halk Partisinin en ağır topları bu bölgenin milletvekili olmasına rağmen Menemenliler neredeyse oy birliğiyle muhalif fırkayı destekliyorlar. Zaten ne oluyorsa bu seçimden sonra oluyor. Serbest Cumhuriyet Fırkası, irticanın eline geçmekle suçlanıp ağır bir saldırıya maruz kalıyor. İsmet Paşa ve “CHP’nin Kırklar Heyeti” denen grup, devletin, partinin ve neredeyse tamamına hâkim olduğu basının gücünü kullanıp muhalefetin üzerine acımasızca yürüyor. Çünkü belediye seçimleri ile birlikte bir yıl sonra yapılacak milletvekili seçimlerinde iktidarın kaybedilmesi ihtimali yüksek. Neticede Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın ömrü üç ayda sona eriyor. Gazi Paşa, muhalif fırkanın irtica yuvası haline geldiğine ikna ediliyor. O da, emirle kurdurduğu partiyi yine emirle kapattırıyor.
-Serbest Cumhuriyet Fırkası hakkındaki ‘irtica’ iddiasının gerçeklik payı var mı sizce?
İrtica, cumhuriyeti kuran kadronun en hassas olduğu kavramdı. Bu kavramın arka planı çok önemli değil. İrtica iddiasını ortaya attınız mı akan sular durur. Eğer iddianın içi boşsa hemen doldurulur. Menemen’de olan aynen buydu.
Kemalist yazarların dillendirdikleri tek hadise Halk Partisi binasının taşlandığı İzmir mitingi, zaten o da baştan sona tertip kokuyor. Dönemi inceleyen vicdan sahibi herkesin ortak kanaati; Menemen hadisesi, ustaca kurgulanmış bir derin devlet komplosudur. Tek Parti diktasının sonunu getirebilecek meşru bir siyasal hareketi doğmadan öldürenlere meşruiyet kazandırmak için kurgulanmış bir komplo. Her yıl Aralık ayında Menemen’de Kubilay anıtı önünde irticaya lanet bildirileri okunup birbirinin tekrarı bir müsamere sergileniyor. Toplumsal barışımız açısından bunun da sona ermesi lazım. Aslında hadiseyi okuyan herkes biliyor ki, orada kanlı bir senaryo sergilendi.