Meclis Başkanı Şentop, Türkiye Yüzyılı Sempozyumu'nda gençlerle buluştu
TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Bahçelievler Belediyesi'nin düzenlemiş olduğu "Türkiye Yüzyılı Sempozyumu'na katıldı. Şentop, "Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı kampanyada "Türkiye'nin 2. Yüzyılı" bu iki slogan arasında ki fark bile aslında bir ufuk gösteriyor, perspektif gösteriyor. Türkiye'nin 2. Yüzyılı ne demek? Bir takvim, bir kronoloji ifadesi. 1. Yüzyılı bitirdik, 2. Yüzyılı başlıyor. Herhangi bir iddia içermiyor, bir ufuk, bir bakış açısı, bir hedef içermiyor" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Bahçelievler Belediyesi, Kent Konseyi'nin düzenlediği "Türkiye Yüzyılı Sempozyumu" açılışına katıldı. Pelin Çift'in moderatörlüğünde yapılan sempozyumun açılışında konuşan Şentop, "Şimdi bugün bakıyorum bu ıslak imzalı tutanak, onu da tam telaffuz edemiyorlar. Ne olduğunu bildiklerini de zannetmiyorum tam olarak. Elindekiler muhtemelen ıslak imzalı değildir. Ellerinde ki kopyasını veriyorlar çünkü. Onu tanıyanlar var sanki. Fizik kanunuymuş gibi "ıslak imzalı tutanaklar var" falan, o sizin elinizde ki 20 yıldır var bizim elimizde, her seçimde, her sandıkta, her sandık görevlisine veriyorlar zaten. Yani siz, ya aldınız unuttunuz ya da almadınız olabilir. Ama bu yeni bir şey değil.
Bunu yeni keşfetmişler belli ki, ama sisteme girmekte sorun yaşamışlar belli ki. Öyle diyorlar, anlatıyorlar. Seçim sonuçlarını almak için, benim görev yaptığım dönemde 30 Mart seçimleri, 7 Haziran seçimleri, 1 Kasım seçimleri bu seçimlerde sistemler kurdular ama kısa süre içerisinde sistemleri iflas etti. Çalışmadı, çöktü sistemler. Bir işi yaparken ciddi yapmak lazım, bu hem kendinize, partinize, hem seçmene karşı bir saygının gereğidir. Atılan tek bir oyun kıymetini biz biliyoruz. Bize de verilse, başkasına da verilse kıymetlidir. Dolayısıyla bunun hakkını hukukunu korumak bizim görevimizdir. Yüksek seçim kurulunun görevidir. Ama, her siyasi partinin de görevidir. Bunu yapabilmek için bugüne kadar bir sistem kuramadılar. Kurdukları sistemleri işletemediler. Biliyorsunuz, Kılıçdaroğlu "öndeyiz" diye bir mesaj attı. Halbuki kendi sistemlerinde de önde değil geridelerdi. Islak imzalıları görememiş herhalde veya eli ıslanmış imzalardan, onun için farkında değil. Bilerek de aslında yapıyor. Bir algı yönetimi onlar açısından önemli" diye konuştu.
"TÜRKİYE YÜZYILI, TÜRKİYE'NİN ETKİLİ VE YETKİLİ OLDUĞU BİR VİZYON"
Şentop, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. "Türkiye Yüzyılı'nda 29 Mayıs sonrası nasıl yenilikler planlıyorsunuz" sorusu üzerine Şentop, "Şimdi önce şunu söyleyeyim, 2 ittifakında sloganları var bu seçimde, "Türkiye Yüzyılı" Cumhurbaşkanımızın ve Cumhur İttifakı'nın sloganı, diğerini biliyor musunuz? Millet ittifakının? Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı kampanyada "Türkiye'nin 2. Yüzyılı" bu iki slogan arasında ki fark bile aslında bir ufuk gösteriyor, perspektif gösteriyor. Türkiye'nin 2. Yüzyılı ne demek? Bir takvim, bir kronoloji ifadesi. 1. Yüzyılı bitirdik, 2. Yüzyılı başlıyor. Herhangi bir iddia içermiyor, bir ufuk, bir bakış açısı, bir hedef içermiyor. Diğerinde ise "Türkiye Yüzyılı" dediğimizde, içinde bulunduğumuz yüzyılın Türkiye'nin etkili olduğu, Türkiye'nin yetkili olduğu, Türkiye'nin yönlendirdiği, Türkiye'nin aktör olduğu bir yüzyıl olduğu, Türkiye'nin bir Yüzyıla adını vermesinden bahsediyoruz. Onun için Türkiye Yüzyılı denildi. Dolayısıyla bu iki anlayış arasında ki bakış farkını ortaya koyan şey, biz bir iddia peşindeyiz. O iddia, Türkiye bu yüzyıla damgasını vurmasıdır" ifadelerini kullandı.
"KILIÇDAROĞLU'NUN ALDIĞI OY, 2018'DE İNCE'NİN ALDIĞI OYDAN DÜŞÜK"
28 Mayıs da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerine dikkat çeken Şentop, " Birde şunu bilmenizi isterim. Sandıklar, katılım çok önemli bu seçimlerde onu da unutmadan belirtmek isterim. Bakın almış olduğu oy konusunda bir analiz yaptığımızda 2018'de Cumhuriyet Halk Partisi adayı Muharrem İnce'ydi, yüzde 30'un üzerinde oy aldı. Bununla beraber Selahattin Demirtaş da adaydı, 8,33 oy almıştı. Meral Akşener de adaydı, 7.4 gibi bir oy almıştı. Temel Karamollaoğlu da adaydı, yüzde 0,8 gibi bir oy almıştı. Şimdi saydığımız bu 3 isim aday değil, onlar topluca Kılıçdaroğlu'na destek verdiler. Şuan ki aldığı oy oranı böyle, bu oyları düşersek çünkü partilerin aldığı oylar belli. Meral Akşener'in aldığı oy belli, Yeşil Sol Parti'nin aldığı, TİP'in aldığı, bunların hepsi destek verenler yüzde 25'in altına düşüyor aldığı oylar. Esasen kendi şahsı aldığı oy Muharrem İnce'nin aldığı oydan daha düşük aslında. Peki, niye böyle oldu? Çünkü bu seçimde partiler, İttifaklar yarışmadı. Bu seçimin tek bir esası var, Tayyip Erdoğan yoluna devam etmeli mi? Etmemeli mi? Onun için Ekonomist dergisi "Tayyip Erdoğan bırakmalı" falan diye manşetler attı. Tayyip Erdoğan yoluna devam etmesin diyenlerin adayı Kılıçdaroğlu olabilir, başkası da olabilir. Bazıları bunu karikatürize etti "terlik olsun" falan dediler. Kimin olduğu önemli değil yani, önemli olan Tayyip Erdoğan kaybetsin, öyle bir lobi var" dedi.