Malazgirt ruhu dimdik ayakta
Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yıl dönümü kutlanıyor. O günkü zafer ruhunun tekrar kazanılması gerektiğini söyleyen Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Malazgirt Zaferi’nin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirtti.
Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı Sultan Muhammed Alparslan'ın 26 Ağustos 1071'de Bizans ordusuna karşı kazandığı Malazgirt Zaferi, hem askeri hem de siyasi yönleriyle dünya tarihinde önemli gelişmelerin önünü açtı. Malazgirt'te Bizans ordusuna karşı elde edilen ve Türklere Anadolu'nun kapılarının açılmasını sağlayan Malazgirt Zaferi, hem siyasi hem de askeri sonuçlarıyla dünya tarihinin dönüm noktalarındın biri olarak değerlendiriliyor. Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden dünyaya gelen ve 27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan, Malazgirt'te ordusundan 4 kat büyüklükteki Bizans ordusunu yenerek tarihin en önemli zaferlerinden birini elde etti. Askeri anlamda Türklerin İslam dünyasının önderi haline gelmesine, birliğe ve bütünleşmeye öncülük eden zafer, Bizans İmparatorluğu'nun yıkılış ve İstanbul'un fetih sürecini başlatan gelişme olarak öne çıktı.
‘250 BİN KİŞİLİK ORDU YENİLİYOR’
Bugün Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yıl dönümü kutlanıyor. Malazgirt Zaferi’nin Türk tarihi için çok önemli olduğunu söyleyen Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, o günkü zafer ruhunun tekrar kazanılması gerektiğinin vurgusunu yaparak gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Malazgirt Zaferi’nin hayati bir dönüm noktası olduğunu belirten Güçlü, “Malazgirt Zaferi bizim için hem tarihi hem de milli birlik ve beraberliğimiz için hayati bir dönüm noktasıdır. Alparslan savaşa girerken kefenini giyip gidiyor. Askerlerini gidip, kalmakta özgür tutuyor. Çünkü bu harbin sonunda dönüş olmayabilir duygusuyla savaşa giriyorlar. Ama hiç kimse çekilmeden, 50 bin kişi savaşa katılarak 250 bin kişilik orduyu yenerek tarihimizde önemli bir dönüm noktası yaşadık. Anadolu’nun kapıları bu şekilde bize açıldı. 4 sene gibi kısa bir zamanda da Anadolu’yu fethediyoruz.” şeklinde konuştu.
‘HRİSTİYAN DÜNYASINA KARŞI KAZANDIK’
Güçlü, kazanılan zaferin vurgusunu yaparak şu şekilde devam etti; “Bu zafer, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birisi. 1. Haçlı Seferleri 1097’de Kudüs’ü kurtarmak için başlatıldı ama ben 1071’deki savaşı da Haçlı Seferleri olarak kabul ediyorum. O gün tüm Avrupa Haçlıları, Bizans ordusunun içinde savaştığı, Bizans adıyla yapıldığı için savaş, Haçlı Seferleri gibi görülmüyor. Çünkü Bizans ordusu sadece Bizans’ın değildi. Tüm Avrupa ülkelerinin katılmasıyla oldu. Hatta içerisinde Müslüman olmayan Türkler bile vardı. Daha sonra Reconquista başlatılıyor. Aslında bu Haçlı Seferleri’nin ruhunun temelinin atıldığı yer. O ruh geliştirilerek 500 sene sonra Reconquista tamamen gerçekleştirilmiş oluyor. Bütün bunlar Haçlı ruhunun bizim üzerimize olan saldırılarıdır. Bu yüzden Türklere yapılan ilk Haçlı Seferleri’nin 1097 değil, 1071 Malazgirt Harbi ile yaptıkları kanaatindeyim. Sadece Roma’ya karşı değil, tüm Hristiyan dünyasına karşı bir zafer kazanmış milletiz. Bunun ruhunu iyi bilmeliyiz.”
‘YENİDEN KAZANMALIYIZ’
Malazgirt ruhunun tekrar kazanılması gerektiğini dile getiren Güçlü, “O günkü birlik ve beraberliği bugün de milletimize kazandırmalıyız. Şu anki sanal alemin gücüyle birlikte Haçlı ruhu tekrar depreşti. Ülkemize, gelecek nesillerimize karşı post modern anlayışla bir Haçlı Seferi başlatıyorlar. Biz Malazgirt ruhunu sanal alemin şartlarında yeniden kazanmalıyız. Kutlamalarını bu yıl da yapacağız. Çok daha görkemli kutlamalar işleyiş şeklinden ziyade ruhunu kazandıran faaliyetlerin yapılmasını temenni ediyorum.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.