KURBANI ANLAMAK
Bu yılın Kurban Bayramını huzur içinde geçirmemiz mümkün olamadı. Müslüman aleminin içinde bulunduğu perişanlık, bizi ve bütün dünyayı etkisi altına aldı.
Bayramın huzur ve mutluluk veren havasına hasretliğimiz uzun zamandan beri devam ediyor.
PKK olaylarının durmaması, yeni şehit haberleri kaygılarımızı gittikçe arttırmada. Allah’a şükür ki devletin mücadele etme kararlılığı, ordumuzun başarılı operasyonları, gelecek için bizi ümitlendirmekte.
Kürt halkının; PKK ile aralarına mesafe koyması, devletin mücadelesine sessiz de olsa, destek vermesi ülkemizin birliği ve dirliği için önemli bir gelişme.
Ülkemizde barışın, sadece iç olaylara bağlı olmadığını biliyoruz. Komşu Müslüman ülkelerin içinde bulunduğu, uluslar arası hakim güçlerin güç göstersi savaşlar sona ermedikçe, huzuru yakalamak mümkün olabilir mi?
“Anahaberyorum” haber portalinde, değerli yazar Osman Aslan, içinde bulunduğumuz durumu ortaya koyan çok önemli bir Hadisi Şerife makalesinde değinmiş. Bu Hadisi paylaşmak istiyorum.
“Peygambe efendimiz ahir zaman ile ilgili sohbet ederken şöyle bir ifadede bulunur:”
“Ahir zamanda öyle bir gün gelecektir ki obur ve iştahlı insanların mükellef bir sofraya üşüşmesi gibi kafirler Müslümanların üzerine üşüşecektir.”
“Peygamber efendimizin çizdiği bu dehşetli tablodan irkilen değerli sahabiler şaşırır ve sorarlar:
“-Neden? Sayıca az mı olacağız?”
“-Hayır” der Allah Rasulü. “Bilakis, sayınız çok olacak.”
“-Peki, yoksul ve zayıf mı olacağız? “
“-Hayır, servetiniz bol ve güçlü olacaksınız.”
“-Öyleyse ey Allah’ın Rasulü bizi kafirler karşısında böyle aciz düşürecek şey başka neden olabilir? “
“-Vehn’den” der son peygamber. “Sahabiler bu kelimeyi ilk kez duymuş gibiydiler.”
“-Vehn nedir, ey Allah’ın Rasulü? “
“Allahın son elçisi bize, sözün bittiği bir mesajı gönderir, Vehn’i açıklarken.”
“ALLAH YOLUNDA ÖLÜM İSTEKSİZLİĞİ VE DÜNYA SEVGİSİDİR” (Ebu Davut ve Müsnet)
Kurbanı anlama ile ilgili düşünceleri ifade etmek isterken, içinde bulunduğumuz şartların oluşmasının sebeplerinden birini, Peygamberimizin ifadelerinden öğrenmiş olduk.
Allah için kurbanın ne demek olduğunu kavramak için, insanlık tarihine göz atmak ve üzerinde düşünmek gerekir.
Bilindiği gibi ilk kurban, Haz. Adem’in (A.S) çocukları Habil ve Kabil’in kurbanları idi.
Habil’in dünya malı ve hırsına yenik düşmeden, malının en güzelini seçerek, teslimiyet duygusu ile, malın gerçek sahibi olan Allah’a kurban etmesi, kabul edilmesine,
Kabil’in “yasak savma kabilinden” kurban olayını önemsemeden, Habil’in tersine davranışla malını kurban etmesi karşılığında, kurbanının Allah tarafından kabul görmemesi, “İnsanlık tarihi” için başlangıç kabul edilen “hasetlik, kıtallik” gibi olumsuzluklara sebebiyet vermiştir.
Kurban için en önemli kıssa Hz. İbrahim (A.S)’ın oğlu Hz. İsmail (A.S)’ı kurban etme olayında, “en sevdiğini” Allah için verebilmenin karşılığında sınavı kazanmanın yolunu öğrendik/öğreniyoruz.
Tarih bütün dinlerde, geşmiş kavimlerde “Kurban” gerçeğinden bahseder.
Biz bu gerçekten şunu anlıyoruz. Kurban; insanlık için ortak bir değer.
Bu ortak değerin öneminden hareket ederek, barışa, esenliğe, huzura kavuşmanın şartlarını gerçekleştirebiliriz.
Kurban ibadetini gereğine uygun gerçekleştirerek, Habil gibi insanların oluştuıracağı bir toplum oluşmasını sağlamak en önemli amacımız olmalıdır.
Kabil gibi insanlardan meydana gelen toplumlardan kurtuluşun çaresi, İslamı iyi anlayıp, özümseyerek yaşanır hale getirmekle mümkün olabileceğini unutmamalıyız.
En önemlisi de, Peygamberimizin ifadesindeki VEHN’imizi ortadan kaldırmamız olacaktır.
“ÖLÜM KORKUSU VE DÜNYA SEVGİSİ”