Kur korumalı TL mevduat enstrümanı bankacılık sektörünü olumlu etkileyecek
Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, "Ekonomi yönetimi tarafından yakın zamanda açıklanan kur korumalı TL mevduat enstrümanı bankacılık sektörünü olumlu etkileyecek." dedi.
İSTANBUL (AA) - Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, "Tasarruf sahiplerinin birikimlerini kur hareketliliği karşısında koruma altına alan ürünün, mevduat vadelerinin uzamasına yardımcı olacağını ve bankacılık sektöründeki döviz ve vade uyumsuzluğundan kaynaklı riskleri azaltacağını düşünüyoruz." dedi.
Uyan, "Bankacılık Söyleşileri" kapsamında AA muhabirine, Türkiye ekonomisi, katılım finans sektörü, Kuveyt Türk'ün 2021 yılı değerlendirmesi ve 2022 yılına ilişkin öngörülerini paylaştı.
Geride bırakılan 2 yılın, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkilerini en aza indirmek gayesiyle gerek resmi makamların gerekse özel kuruluşların odağının insan sağlığı çerçevesinde şekillendiği bir dönem olduğunu belirten Uyan, birçok sektör gibi finansın da salgından önemli ölçüde etkilendiğini ifade etti.
Uyan, salgın döneminde dijital teknolojilerin öneminin artmasıyla birlikte hayata geçirilen yenilikçi çözümlerin, gelecekte ortaya çıkabilecek benzer krizlere karşı sektörün bağışıklığını güçlendirdiğini vurguladı.
Salgın sürecinde bankaların, süreçlerini tekrar gözden geçirerek daha geniş bir işlem setini dijitale taşımak üzere çalışmalarını hızlandırdığını aktaran Uyan, "Müşterilerin dijital farkındalıklarının artması, yenilikçi çözümlerin bankacılık sektöründe daha hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayan bir süreci başlattı. Temassızlık, ulaşılabilirlik, kolaylık ve hız gibi unsurlar, bu sürecin müşterilere getirdiği en önemli faydaların başında geliyor. Ürün kalitesinin yanı sıra artık hizmet ve deneyim kalitesinin de giderek önem kazandığını ifade edebiliriz." diye konuştu.
Uyan, Kuveyt Türk'ün, dijital dönüşümün önemini salgından çok önce fark eden bir katılım finans kuruluşu olduğunu bildirdi.
2012 yılından bugüne dijital alanda birçok projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Uyan, şöyle konuştu:
"Dijital dönüşüm yol haritamızı ise 2019 yılında netleştirerek 3 yıllık yol haritamız kapsamında çalışmalara hızlıca başladık. Zorlu salgın sürecine rağmen yol haritamızda bulunan projelerde ciddi mesafeler katettik. Dijital dönüşüm alanında şu 3 noktayı odağımıza alıyoruz; müşteri merkezli yapıların hayata geçmesiyle artan müşteri memnuniyeti, süreçlerde dijital teknolojilerin etkin kullanımıyla artan verimlilik, verinin etkin kullanılması sayesinde pazarlamadan finansa veri tabanlı proaktif aksiyon alınmasını sağlayacak altyapıların oluşturulması. Bu önceliklerimiz doğrultusunda dijital dönüşüm yolunda ‘Rotamız dijital, odağımız insan’ anlayışından ödün vermeden ilerliyoruz. Müşterilerimizin sesine kulak vererek, onlardan aldığımız geri bildirimlerle geliştirdiğimiz ürün ve süreçlerimiz sayesinde müşterilerimize farklılaştırılmış ve tasarlanmış bir deneyim sunabilme imkanına sahibiz."
"2021'de yüzde 10'lar mertebesinde bir büyüme görebiliriz"
Ufuk Uyan, 2021 yılına sağlık endişelerinin yanı sıra küresel piyasalardaki belirsizlik ve risklerle başladıklarını hatırlattı.
Bu dönemde önceliklerinin hem çalışanların hem de müşterilerin sağlığını ön planda tutarak müşterilere en iyi hizmeti vermeyi sürdürmek olduğunu vurgulayan Uyan, 2021 yılının ikinci çeyreğinden itibaren artan aşılama oranları ve kapanmaların sona ermesinin ekonomik aktivitenin tekrar canlanmasına, hem yurt içinde hem de yurt dışında mal ve hizmet talebinin ciddi miktarda artmasına neden olduğunu söyledi. Uyan, buna bağlı olarak yükselen emtia, enerji fiyatları ve tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıkların, küresel anlamda yüksek enflasyon ortamının oluşmasına sebep olduğunu belirtti.
Uyan, küresel piyasalardaki risklerin yanında Türkiye ekonomisinde değişen makroekonomik dinamikler ve buna bağlı olarak döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın dolarizasyona ve banka bilançolarındaki aktif-pasif uyumsuzluğundan kaynaklı risk ve maliyetlere yol açtığını kaydetti.
Uyan, merkez bankalarının salgının etkilerini en aza indirmek için belirgin bir varlık büyümesine gittiği gelişmiş ülkelerde, kapanmalarla birlikte duran üretimin neden olduğu olağan dışı talebin, buna bağlı olarak yükselen emtia ve enerji fiyatlarının, özellikle lojistik sektörlerinde oluşan istihdam açığı ve tedarik zincirinde yaşanan aksaklıkların yüksek enflasyon ortamının oluşmasına sebep olduğunu anlattı.
Ham madde ve enerjideki arz sıkıntılarının yanı sıra tedarik kesintilerinin 2022 yılında da süreceğine yönelik sinyallerin, küresel çapta kendisini gösteren yüksek enflasyon ortamının bu yıl da devam edebileceğini gösterdiğini kaydeden Uyan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Makroekonomik dengelerin değiştiği bu dönemde, Türkiye ekonomisinin de kendi iç dinamiklerinin etkisiyle enflasyonist baskılara maruz kaldığını görmekteyiz. Ancak diğer yandan Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte kaydettiği yüzde 22 ve üçüncü çeyrekte sergilediği yüzde 7,4 düzeyindeki büyümeyle 2021 yılında ciddi bir büyüme performansı sergilemektedir. Artan dış talep ve ihracatçılara yapılan desteklerle birlikte cari açık tarafında da olumlu bir tablo bizi karşılamaktadır. 2021 yılı sonunda ülkemizin yüzde 10'lar mertebesinde bir büyüme performansı göstermesi beklenmektedir. 2022 yılında büyüme üzerindeki belirleyici temel etkenin dış talep olacağını düşünmekteyiz. Bu nedenle 2022'nin, yüksek ihracat rakamlarıyla cari dengede daha fazla iyileşme kaydedilen bir yıl olmasını beklemekteyiz."
"Dijital kanallar ve bütünleşik çok kanallı stratejiler, 2022'de de en önemli trendlerden biri olacak"
Kuveyt Türk Genel Müdürü Uyan, dijital bankacılığın, kullanıcı sayısı ve kullanım yoğunluğunun son yıllarda kazandığı ivmenin koronavirüs sürecinde daha da arttığını vurguladı.
Dijital alanda yetkinliklerini geliştirerek müşterilerinin ürün ve servislere kolay ve kesintisiz erişimini sağlayan ve hayatı kolaylaştırıcı inovatif çözümler üreten finans kuruluşlarının salgın sonrası dönemde çok daha başarılı olmasının mümkün olacağını vurgulayan Uyan, "Dijital kanallar ve bütünleşik çok kanallı stratejiler, 2022'de de en önemli trendlerden biri olacaktır." dedi.
Uyan, bu sayede, hizmetlerin büyük bölümünün dijital olarak sunulmasından dolayı iş yükü azalacak olan şubelerde, müşterilere verilen hizmetin kalitesinin ciddi derecede artacağını söyledi.
İnsan kaynağına olan ihtiyacın ise her zaman olduğu gibi odak noktası olmaya devam edeceğini ifade eden Uyan, "Çünkü verilen hizmetler dijital ortama taşınıyor olsa da tüm bu süreçlerin arkasında insan emeğiyle ortaya çıkan teknolojiler ve çözümler yer alıyor. Bu nedenle gelecekte finans sektöründe ‘rotası dijital, odağı insan’ olan, yani insani ilişkilerindeki güçlü yanlarına ek olarak dijital yönü de kuvvetli olan, teknolojik trendleri yakından takip eden çalışanlara daha fazla talep olacağını söyleyebiliriz." diye konuştu.
Uyan, sektörün 2022 ajandasında bulunacak en önemli maddelerin teknoloji yatırımları, müşteri deneyimi ve insan kaynağı yetkinliği olduğunu bildirdi.
Spesifik alanlarda faaliyet gösteren FinTech'lerin yanı sıra 2022'de yeni kurulacak olan dijital bankaların sektöre giriş yapacağı da düşünüldüğünde, mevcut bankaların müşterilerine sunacağı yalın, hızlı ve çözüm odaklı deneyimin çok büyük önem arz edeceğinin aşikar olduğunu ifade eden Uyan, "Dijital dönüşümün, bugüne kadar geniş ürün yelpazesi ve yüksek müşteri sayısıyla ön plana çıkan bankaları farklı bir alana götürmesi, 2022 yılında daha dinamik bir bankacılık sektörü göreceğimizin sinyallerini veriyor." dedi.
"Yeni ürün, mevduat vadelerinin uzamasına yardımcı olacak"
Ufuk Uyan, yeni ekonomik modelin, düşük faiz ortamı ile yatırımların desteklenerek büyümenin ve istihdamın sürdürülebilir hale getirildiği, rekabetçi kur avantajı ile ihracatın artırılması ve ithalatın düşürülmesi yoluyla cari açığın cari fazlaya dönüştüğü ve nihayetinde dış borca bağımlılığın ortadan kaldırıldığı bir makroekonomik ortam sunmayı amaçladığını kaydetti.
Ekonomik büyüme ile paralel hareket eden bankaların da bu süreçte yeni ekonomik model doğrultusunda reel sektörün artan taleplerine gereken yanıtı vereceğini belirten Uyan, şöyle devam etti:
"Yeni dönemde her bankanın, kendi ölçek ve imkanları doğrultusunda reel sektöre gereken finansman desteğini sağlayacağını düşünüyoruz. Kuruluşundan bu yana reel ekonominin çarklarının dönmesine katkı sağlayan bir katılım finans kuruluşu olarak biz de her zaman olduğu gibi yeni dönemde de kaynaklarımızı reel sektörün ve ülke ekonomisinin öncelikli ihtiyaçlarına yönlendireceğiz, dış ticaret sektörleri başta olmak üzere müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak yeni ürünler geliştirme çalışmalarımıza devam edeceğiz."
Uyan, bu noktada, ekonomi yönetimi tarafından yakın zamanda açıklanan kur korumalı TL mevduat enstrümanının bankacılık sektörünü olumlu etkileyeceğini söyledi.
Tasarruf sahiplerinin döviz talebini ciddi miktarda azaltan bu ürünün, döviz mevduatlarından Türk lirası mevduatlara geçişleri sağladığını gördüklerini belirten Uyan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tasarruf sahiplerinin birikimlerini kur hareketliliği karşısında koruma altına alan bu ürünün, mevduat vadelerinin uzamasına yardımcı olacağını ve bankacılık sektöründeki döviz ve vade uyumsuzluğundan kaynaklı riskleri azaltacağını düşünüyoruz. Döviz kurlarında stabilizasyon oluşmasına yardımcı olan bu ürün, bir taraftan reel sektördeki kur risklerini azaltırken, diğer taraftan müşterilerin, bankacılık sektöründen daha uygun faiz/kar oranlı Türk lirası finansman bulmasına da yardımcı olacaktır.
Kur korumalı mevduat ürünlerinin aynı zamanda yastık altı birikimlerin sisteme girmesinde de önemli rol oynayacağını ve böylelikle bankaların yabancı kaynak gereksinimini asgari seviyeye indireceğini düşünüyoruz. Yeni dönemde bankacılık sektörü yükümlülükleri içerisinde döviz cinsi varlıkların payı azalıp Türk lirası cinsinden tutulan mevduatların payı arttığında aktif ve pasifteki döviz uyumsuzluğunun da azalmasıyla birlikte bankaların bilanço yönetiminin daha da kolaylaşmasını ve yurt dışı sendikasyon kredilerine olan ihtiyacın makul düzeylere inmesini bekliyoruz. Bununla birlikte kur hareketliliğinin azaldığı, risk göstergelerinin gerilediği senaryoda bankaların mevcut yurt dışı borçlarını yenileme noktasında da zorlanmayacağını düşünüyoruz."
"Tarım, turizm ve enerji gibi farklı sektörlerde penetrasyonumuzu artıracağız"
Kuveyt Türk Genel Müdürü Uyan, Kuveyt Türk olarak kullandırdıkları fon miktarını salgın döneminde artırmaya devam ederek 2021'in üçüncü çeyreğinde 95 milyar TL'ye çıkardıklarını bildirdi.
Yine üçüncü çeyrek sonu itibarıyla net karı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 36 artırarak 1,4 milyar TL'ye yükselttiklerini hatırlatan Uyan, toplam aktifleri 186,9 milyar TL'ye, öz varlıkları 9,3 milyar TL büyüklüğe yükselttiklerini ifade etti.
2021 yılını hedefleri paralelinde tamamladıklarını vurgulayan Uyan, 2022 yılına ilişkin beklentilerini şöyle açıkladı:
"2022 yılında da güçlü bilanço yapımız, yüksek aktif kalitemiz ve dengeli aktif kompozisyonumuzla bir yandan katılım finans sektöründeki öncü konumumuzu sürdürürken, diğer yandan bankacılık sektöründe ilk 10 banka arasındaki konumumuzu sağlamlaştırmaya devam edeceğiz. 2021 yılında olduğu gibi 2022 yılında da kaynaklarımızı reel sektörün ihtiyaçlarına yönlendireceğiz, müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu tüm ürün ve hizmetleri müşterilerimize en yakın noktada sağlamaya devam edeceğiz.
Finansman desteklerimizi çeşitlendirerek tarım, turizm ve enerji gibi farklı sektörlerde penetrasyonumuzu artıracağız. Tüm bunları gerçekleştirirken bir yandan bankacılık sektöründen aldığımız pazar payını artırırken, diğer yandan katılım finansın bankacılık sektöründen aldığı payın artmasına da katkı sağlayacağız. Aktif kalitesi ve likidite açısından ihtiyatlı yaklaşımımızı yeni yılda da sürdüreceğiz ve bu alanda sektörden olumlu yönde ayrışmaya devam edeceğiz."
Kaynak: