Kudüs benim ilham kaynağım

Hüzünlü sesiyle dünyayı etkileyen Yasmin Levy, ilham kaynağı olarak doğup büyüdüğü kutsal şehir Kudüs'ü gösteriyor: 'Bu şehirde olmasaydım, bu yaptığım işlerin hiçbiri olmazdı. Kudüs benim ilham kaynağım.'

Kudüs benim ilham kaynağım

Babası Sefarad Yahudilerinden İsaac Levy. Kızı dünyaca ünlü şarkıcı Yasmin Levy. Kökleri bu topraklardan dünyaya uzanan Levy, hem hüzün veren hem de heyecanlandıran sesiyle herkes tarafından çok seviliyor. Babası Sefarad Yahudilerinin müziklerini derleyen bir müzisyendi. Kızı Yasmin de onun yolundan ilerledi. Babasından miras aldığı müziği hiç bırakmadı. Kudüs'te doğan Levy, çok kültürlülüğe ve sesliliğe olan inancını bu şehirden almış. Ortadoğu'nun hüzünlü sesi olarak anılan sanatçı, dün Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamında bir konser verdi. Kendini evinde gibi hissettiği Türkiye'de, 2014'ün ilk konserini veren Levy, 6 aylık hamile. Çocuğunu barış dolu bir dünyada büyütmek için elinden geleni yapacağını söyleyen sanatçı, insana, dünyaya ve barışa olan inancını yitirmiyor ve bardağın dolu tarafından barışa göz kırpıyor. Levy'le doğup büyüdüğü Kudüs'ü, yeni projelerini ve dünyanın huzursuzluğunu Yeni Şafak Gazetesi konuştu.

İşte o söyleşi:

Bu kez hamileyken geldiniz Türkiye'ye. Sizin için yorucu oldu ama burası eviniz gibi. Siz de bu sıcaklığı hissediyor musunuz?

Bunu defalarca söyledim ama yine de tekrar edeceğim. Kendimi Türkiye'de evimde gibi hissediyorum, burası gerçekten de benim ikinci evim oldu. Sanırım böyle hissetmemde babamın Manisa'da doğmuş olması ve benim küçüklüğümden beri Türk müziği dinliyor olmamın etkisi büyük. Ama en büyük pay, Türk halkının beni gerçekten seviyor olduğunu hissetmem. İstanbul'un her köşesini biliyorum. Bu tanıdık olma hali, yabancılığımı atmamı sağlıyor. Yine bu gelişimde de her şey yolunda gitti. Güzel bir konser verdik, muhteşem bir kalabalıkla buluştuk.

İstanbul'daki konser nasıldı, istediğiniz gibi oldu mu?

Muhteşem müzisyenlerden oluşan bir ekiple sahnedeydik. Ayrıca bu konserde bize İstanbullu birkaç müzisyen arkadaşım da eşlik etti. Önceki albümlerimden ve Libertad'dan parçalar seslendirdim. Türk izleyicisine saygım ve sevgim sebebiyle de birkaç Türkçe parçayı da kendi dilimde seslendirerek ufak bir sürpriz yapmak istedim.

Sizin Türkçe seslendirdiğiniz şarkılar da çok beğeniliyor. Bunlardan oluşan bir çalışma projeniz var mı?

İleride sadece kendi dilimde okuduğum Türkçe şarkılardan bir albüm yaparsam hiç şaşırmayacağım. Fakat şu anda farklı projeler var. En son Arjantin şarkılarından oluşan bir albüm üzerinde çalıştım. Yakında raflardaki yerini alacak. Bu albüm için kalabalık bir orkestra ile çalıştım.

HAYAT TECRÜBELERİM MÜZİĞE YANSIYOR

Hüzünlü bir sesiniz var. Peki ruh haliniz, o da sesiniz kadar hüzünlü mü?

Önceleri genel olarak üzgün biri olduğumu düşünürdüm. Ama sonra fark ettim ki aslında oldukça mutlu bir insanım. O yüzden de kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. İşin aslı, melankolik parçalar bana daha çok hitap ediyor. O yüzden de çok mutlu olduğumda yaratıcılığım azalıyor belki de.

Hep söylenegelen bir klişe vardır. Müzik evrenseldir ve barışı sağlar. Şarkılarla bir şeyleri, dünyadaki kötülükleri değiştirmek mümkün mü? Siz buna inanıyor musunuz?

Bence müzik insanları bir araya getirebiliyor. Hepimiz aynı duyguları paylaşıyoruz sonuç olarak. Aşk, sevgi, mutluluk, hüzün... Birbirimizin duygularını müzik yoluyla daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum. Hatta müzik bize, hepimizin en nihayetinde beraber yaşamayı öğrenmesi gereken insanlar olduğumuzu hatırlatıyor. Zaten benim yazdığım tüm parçalar da bu şekilde ortaya çıkıyor. Hepsi hayat tecrübelerimin müziğe yansıması.

Müziğin ruhu incelttiği, maneviyata iyi geldiği bir gerçek. Siz bilhassa bu hassas hamilelik sürecinde müziğin ne gibi faydalarını gördünüz?

Bildiğiniz gibi hamilelikte iyi günler de oluyor, zor günler de. Fakat iki şeyin bu günlerde bana oldukça faydası oldu: oğlum ve müzik. Bakın 6 aylık hamileyim ve konser için kalkıp Türkiye'ye geldim. İşte bu oğlumun ve müziğin iyileştirici gücü.

BABAM ÖLÜNCE OLGUNLAŞTIM

Repertuarınızı oluştururken nerelerden besleniyorsunuz. Geçmişte babanızın şarkı derleyiciliği yaptığını biliyoruz. Bunun etkisi var mı?

Babam besteci, müzisyen ve müzikologdu. Ama benim çalışmalarım kendi deneyimlerimin ürünleri diyebilirim. Yeni bir şey yaratırken, bestelerken, yazarken, hayatta yaşadığım, başıma gelen şeylerden oldukça etkileniyorum.

Henüz bir yaşındayken babanızı kaybettiniz. Bu hayatınızı ne derece etkiledi?

Evet, babam ben 1 yaşındayken vefat etti. Büyüdükçe bizim evde durumun diğer evlerden farklı olduğunu anladığımı hatırlıyorum. bu durum benim daha çabuk büyüyüp olgunlaşmamı sağladı. Öyle ki, annemin bize baktığını değil kardeşlerimle birlikte bizim anneme baktığımızı hissediyordum.

Kudüs gibi büyüleyici, tüm dinlerin ortak mekânında doğmuş ve yaşıyor olmak, bana göre büyük bir şans. Sizce de öyle mi?

Kudüs gerçekten de dünya üzerindeki en muhteşem, en etkileyici şehirlerden biri. Birçok din, birçok insan ve birçok kültür için özel, hatta kutsal bir yer. Bu şehirden etkilenmemek mümkün değil, benim de ilham kaynaklarımdan biri tabii ki. Hatta bu şehirde olmasaydım, bunların hiçbiri olmazdı diye düşünüyorum.

Yahudi ve Arap toplumu duygusal açıdan birbirlerine benzer diyorsunuz. Nedir bu benzerlikler?

Hayata bakış açımız oldukça benzer bence. Ailenin önemi, hatta sofralarımız bile birbiriyle aynı.

DÜNYA KÜÇÜLDÜKÇE İNSANLAR UZAKLAŞIYOR

Dünyada son dönemde yaşanan savaşlar, kavgalar, olaylar herkesi ayrı ayrı yoruyor. Peki siz bu savaşlara dair neler söylüyorsunuz?

Açıkçası herkes gibi ben de tüm bunlardan olumsuz etkileniyorum. Bu sorunları ortadan kaldırmanın en iyi yolunun, bireysel olarak herkesin farklı bir fikri, farklı bir yolu olduğunu kavramamız olduğunu düşünüyorum. Bu birbirimize karşı daha toleranslı olmayı öğrenmek zorunda olduğumuzu da anlatacak bize. Çünkü bu dünya herkesin ve bazılarımız bir arada yaşamak zorunda. Eğer herkesin inancına, düşüncesine saygı duyarsak bu sorunlar da ortadan kalkar.

Siz duyarlı kişiliğinizle de biliniyorsunuz. Bir sanatçı olarak dünyada yaşananları nasıl yorumluyorsunuz? İnsanlık hangi günahın bedelini ödüyor?

Bunun günahların bedeli olduğunu düşünmüyorum. Teknoloji geliştikçe dünya küçülüyor ama bu durum herkesi birbirine daha da kenetlemiyor. Aksine birbirinden uzaklaştırıyor sanki. Hal bu ki biz insanlar, her şeyi daha iyi yapabilecek güce sahibiz. Yeter ki bu gücümüzü iyilik için kullanalım. Yakınlaştıkça uzaklaşmayalım birbirimizden.

ANNE OLMAK EN BÜYÜK HEDİYE

Anne olmak bu dünyada bir kadının alabileceği en büyük hediye. Ama büyük sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Benim en çok istediğim şey çocuğumla barış şarkıları söylemek. Dünyada olan delice şeyleri gördüğümde korkmuyor değilim. Ama genel olarak iyimser bir insanımdır. Bardağın dolu tarafını görmeyi severim. Zaten böyle olmasaydı nasıl bu dünyaya çocuk getirebilirdim ki?