Konyalım türküsünün gerçek hikayesi! Rum kızı Konyalı delikanlıya yazmış
Yıllarca Türk Halk Müziği repertuvarında yer alan Konyalım türküsünün araştırmasında ilginç bilgilere denk gelindi. Türkü’nün bir Rum kızı tarafından Girit’e giden Konyalı bir delikanlı için yazıldığı iddia edildi.
TRT Ses Sanatçısı Burçu Göktürk, sosyal medya hesabında Konyalım türküsüyle ilgili ilginç bilgilerin yer aldığı araştırmasını paylaştı. Burçu Göktürk yaptığı paylaşımda şunları yazdı.
“Konyalı’m” ismiyle hafızalara kazınmış bu çok bilinen eserin pek bilinmeyen bu versiyonunun izini sürüp tarihteki seyrinin nasıl olduğunu uzun uzun yazdım.
#kanto nun perde arkasını merak edenler buyursunlar 50 dirhem irakıyı,pırasayı ve dahi pastırmayı bir de buradan tartalım
Eski yazı bir notasına bağlı kalarak; Lozan’ın 100. yıl dönümünde 100 yaşındaki Mübadele Antlaşması sonrasında Yunanistan’daki Müslüman nüfusla Türkiye’deki Ortodoks nüfusun karşılıklı yer değiştirmesinin doğal bir sonucu olan kültürel etkileşime dikkat çekmek için kaydettiğim;
2 dilli eser örneklerinden biri idi Konyalı’m.THM repertuvarımızda 1094 repertuvar numarasıyla #Konya yöresine ait:
”Hani benim elli dirhem kesdenem” ismiyle hüseyni makamında bir #türkü olarak kayıtlı olan eser; Muzaffer Sarısözen ise 1945’te Konya Folklor ekibinden derlenmiş.
Türk Halk Müziği repertuvarında türkü; Türk Sanat Müziği repertuvarında ise kanto olarak kayıtlı bulunan bu eserin; Cüneyd Kosal nota arşivinde yer alan eski ve yeni yazı notalarında: “Konyalı kantosu” ve “Konya Kaşık Havası” yazdığını görünce evvelâ kaynak taradım tabii işin aslı nedir ne değildir diye…
Ve nihayet öğrendim işin aslını. “Lyrophon Record Gramofon Plakları Kataloğu” başlığı adı altında 111 yıl evvel Fransızca ve Türkçe olarak yayımlanmış bir müzik listesinde yazdığına göre bu eser esasen bir kanto!
“41605-Konyalı Kantosu-Müstear Bey”
sinanculuk.blogspot.com/2012/06/yuzyil-oncesinin-muzik-listeleri.html?m=1 ‘de Sinan Çuluk’un yazdığına göre: “Lyrophon Record Gramofon Plakları Kataloğu”,Ahmet Şükrü Bey'in sahibi olduğu Lyrophon Şirketi tarafından;
41500-41999 seri numaralarıyla 1912’de İstanbul’da basılmış efendim ve eser burada Konyalı Kantosu olarak geçmekte.
Şirketin pek çok plak kaydına erişsem de listede 41605 seri numarasıyla: Müstear Bey’den “Konyalı Kantosu” olarak kayıtlı gözüken bu plağın kaydına ne yazık ki ulaşamadım ben. Katalog 1912’de basıldığına göre eserin kaydı daha evvel yapılmış olsa gerek-mübadeleden yıllar evvel
Referans kaynakta #kanto olarak kayıtlanmış bu ezginin, bana iki dilli bir eser olduğunu düşündüren şey ise ulaşabildiğim en eski plak kaydı oldu bittabi.
Kayıt 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı Istanbul’unda dünyaya gelmiş Seferad kökenli bir kadın okuyucunun sesiyle hayat bulmuş
Sarah Skinazi elbette o hanımefendi, namıdiğer Roza Eskenazi.
Bizim ekseriyetle “KONYALI’M” ismiyle bildiğimiz bu eser; meğer ilkin Haziran 1933’de
Roza Eskenazi tarafından: “Konialis” adıyla Yunanistan’da-Atina’da- Rumca sözlerle plağa okunmuş.
Roza Hanım’dan sonra ulaşabildiğim en eski kayıtsa; 40’lı yılların başlarında Balkan Phonograph Records Şirketi tarafından 4008- A seri numarasıyla basılan bir plak kaydı oldu. Kanunî Garbis önderliğindeki İnce Saz Takımı eşliğinde Bay Louis Matalon tarafından “KONYALI HANI BENIM ELLI DIRHEM PASTIRMAM” ismiyle, Amerika’da Türkçe sözlerle kanımca pek de latif bir yorumla kaydetmiş Bay Matalon eseri.
Aksi-bir ses kaydı yahut yazılı bir kaynaktaki bilgiye dayandırılarak-iddia edilmediği müddetçe öyle sanıyorum Türkçe sözlerle okunmuş ilk kaydı da Matalon’un kaydettiği versiyon olmalı eserin…Bundan daha eski bir Türkçe kayıt bulan olursa benimle de paylaşmasını dilerim elbet
Mübadele sonrası bir #Girit şehri olan Hanya’daki bir Rum kızının, oraya yerleştirilen Konyalı bir Türk erkeğine aşkı üzerine yakıldığı hakkında çeşitli tevatürler bulunan eserin hikâyesi gerçekte neye yahut nereye dayanıyor; o sevgililer kavuştu mu bilinmez…
Ben kayıttan hareketle eseri Bay Matalon’un Türkçe kaydettiği sözlerle, arşivdeki eski yazı notaya bağlı kalarak icra etmeye çabaladım naçizane bir kanto olduğunu da es geçmeden; son tahlilde takdir sizin, eser hepimizin