Konya'da obruklar şehre indi! Plan için için düğmeye basıldı
Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Obruk Araştırma, Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, 2022 yılı sonu itibariyle 2500 obruk olduğunu söyledi. Obrukların artık insanların bulunduğu bölgeye kadar geldiğini belirten Arık, "Obruk nedeniyle afet olma riski var. Bugüne kadar can kaybı olmaması olmayacağı anlamına gelmez. 30 civarında ev ve oturum yerinde obruk nedeniyle hasar oluştu. Bu oluşumda kuraklıkta etkili." dedi.
Konya Kapalı Havzası'nda yer altı sularının çekilerek toprağın göçmesiyle meydana gelen obrukların sayısı 2022 yılı sonu itibariyle 2500 olarak belirlendi. Obrukların çoğu Karapınar ilçesinde oluşurken son yıllarda bunlara Ereğli, Halkapınar, Emirgazi, Çumra, Cihanbeyli, Kulu, Yunak, Çeltik ve Altınekin ilçeleri de eklendi. Obruk risk haritasının çıkartılması için Konya AFAD İl Müdürlüğü ile Konya Teknik Üniversitesi'ne bağlı Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin çalışmaları sürüyor.
'KURAKLIK OBRUK OLUŞUMUNU ETKİLİYOR'
Obruk Araştırma, Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, kentteki obruk oluşumuna kuraklığında etkili olduğunu söyledi. Son durumu Sabah'tan Tolga Yanık'a değerlendiren Arık, "Konya Kapalı Havzası Türkiye ortalamasının altında bir yağış alıyor. Özellikle son birkaç yıldır artan kuraklık nedeniyle bu ortalamanın da çok altına düştü. Türkiye genelinde metrekareye 574 mm yağış alıyorken, Konya Kapalı Havzası 380 mm seviyesinde, son birkaç yıldır da 300 mm seviyesinde.
Buna rağmen en çok su kullanımı yapılan havza da Konya Kapalı Havzası. Bir yandan yağış azalıyor bir yandan yoğun yeraltı su tüketimi var. Obruk oluşumlarında doğrudan olmasa da dolayı olarak etkisinin olduğu bir gerçek. Yeraltı su seviyesindeki oynamalar kayaç su reaksiyonunu artıran bir öğedir. Buda kayaların çözülmesini hızlandırıyor, alttaki boşlukların giderek genişlemesine ölü tabakasının incelmesine sebep oluyor. Bir süre sonrada bölgede çökmeler oluyor" dedi.
'OBRUKLARDA AFET SÖZ KONUSU OLABİLİR'
Obrukların artık insanların yaşadığı yerlere geldiğini bunun da afet riskini artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Arık, "Araştırmalar genişledikçe bölgedeki yeni obruklarda ortaya çıkıyor. 700 civarında obruk 1 metre veya daha da derin. Geriye kalan 1800 tanesi de sığ obruk. Yani 1 metreden daha az derinliğe sahip.
'OBRUKLAR ŞİMDİ DÜZ OVAYA İNDİ'
Sığ obruk olduğunda vatandaşlar fazla ciddiye almıyor ancak sonuçta kendi binanızın altında 1 metrelik bir çökme binayı yıkacaktır. O nedenle onlarda bir risk oluşturuyor. Son yıllardaki en büyük sorun ise obruklar dağlık, tepelik bölgelerde oluşurken, şimdi düz ovaya, tarımsal alanlara, oturma alanlarına, karayollarına indi. Asıl risk şimdi. Geçmişte obrukların yolu insanlarla kesişmiyordu. Şimdi ise insanların olduğu bölgelere geldi. Şuanda obruklarda 'afet' olma riski söz konusu.
Bunun da nedeni evlerimizin altında, yanında, tarlalarda olması. Obruk nedeniyle hasarlı diyebileceğimiz yapı sayısı 30 civarında. Bu nedenle afet söz konusu olur. Bu zamana kadar can kaybı olmaması bir mucize olarak görülebilir. Özellikle aniden çöken obruklar büyük risk oluşturuyor. Bunda da vatandaşların yapabileceği bir şey olmuyor" diye konuştu.
'YERALTI SU SEVİYESİ BİRKAÇ YILDA 20 METRE BİRDEN DÜŞTÜ'
Konya Kapalı Havzası'nda kaçak su kuyularının 100 binin üzerinde olduğuna, bunun da yeraltı su seviyesini önemli derecede azalttığına dikkat çeken Arık, "Devlet Su İşleri'nden ruhsatlı, DSİ'nin kendi açtığı veya kooperatifler tarafından açılan kuyu sayısı 35 bin civarında. Bunun 3 katından fazlada kaçak kuyular var. İnsanlar sondajı vurup o suyu istediği gibi kullanmamalı. Bu suyun yapısı, kaç metre derinliğinden çıkıyor yada suyun hangi amaçla kullanıldığını bilmiyoruz.
Bu kadar kuyudan ne kadar su tüketiliyor onu bilmiyoruz. Sonsuz bir şey değil yeraltındaki su giderek azalıyor. Son 2 yıldır hem DSİ'nin ifadesi hem vatandaşların ifadelerine göre yeraltı su seviyelerinde 15-20 metrelik düşüşler söz konusu. Bu çok korkunç bir rakam. 1960 yılından 2000 yılına kadar olan toplam düşümü 1 yılda yaşıyorsunuz. Havzasın bazı bölgelerinde çok derin kuyular açılmasına rağmen suya erişilmiyor" ifadelerini kullandı.
'ORTAK ÇÖZÜM BULUNMALI'
Obruk oluşumunun devam edeceğini ancak etkilerini azaltmak için ortak bir çözümün bulunulmasını belirten Prof. Dr. Fetullah Arık, "2023 yılındaki hedefimiz konuyla ilgili tüm paydaşların bir araya gelip çalıştaylar düzenlemek. Toprakla, suyla ilgilenenlerin, karar vericilerin bir araya geldiği bir takım seri toplantılar yapıp, bu toplantılar neticesinde bir çözüme doğru gideceğiz.
Havzadaki yerleşim alanlarını yerinin değiştirilmesi, bu yerleşim alanlarının sabit kalması, genişlememesi yada bazı yerlerde kesinlikle yapılaşmaya izin verilmesin gibi kararlar alınabili. Bunlar çalışmalardan sonra netleşecek. Obrukların oluşumunun hemen durduracak bir şey yok. Tarımsal üretimde çok su tüketen bitkiler ekiliyor. Bunun yanında büyükbaş hayvancılık söz konusu. Bunlar çok su istiyor.
Mısır üretilmezken şimdi Türkiye'nin en çok mısır üreten yeri Konya Ovası oldu. Bir taraftan gıda bu kadar önemli hale gelmişken, üretim önemli hale gelmişken bir yandan da su krizi önemli söz konusu olunca kangren bir durum söz konusu oluyor. Tarım kesimi suyu kullanmasın desek te problem, kullanmasın desek te problem. Burada herkesin oturup ortak bir çözüm bulması lazım" dedi.