Konya ile ilgili acı hatırayı anlattı

Eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz, Çorum'da bir alim olan merhum Mehmet Ali Ak'ın babasına yaptığı bir ziyarette kendisine Konya ile ilgili tüyler ürpertici bir anısını anlattığını söyledi.

Konya ile ilgili acı hatırayı anlattı

Eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz, Çorum'da bir alim olan merhum Mehmet Ali Ak'ın babasına yaptığı bir ziyarette kendisine Konya ile ilgili tüyler ürpertici bir anısını anlattığını söyledi. Yılmaz, o zatın acı hatırasını şöyle aktardı: "Askerdim, 1930'lu yıllar, Ulus'ta bir tren geldi, çok soğuk komutan dedi ki 'bu vagonlarda nöbet tutacaksınız' hayvan vagonlarında. Komutana sordum, 'hayvanlar için neden nöbet tutacağız, hayvanlar nereye kaçar?' Komutan imanla ağlamaya başladı, 'ne hayvanı olum burada Konya'dan getirtilen 400 alim var, yarın sabah Ulus'ta idam edilecekler"
Eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz, "Dün Sincan sokaklarında tank yürütenler, şimdi gardiyanın yanında başüstüne selam veriyorlar" dedi.

Milletvekilliği ve Rize Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde yaptığı konuşma ve açıklamalarıyla tanınan Eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz, Dost-Yar Cemiyeti tarafından Kocatepe Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kerbela ve Düşündürdükleri" başlıklı konferansa konuşmacı olarak katıldı. Program, Mustafa Özcan Güneşdoğdu'nun Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Yılmaz, 28 Şubat sürecinden, idam edilen Merhum Başbakan Adnan Menderes'e, 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal''ın şüpheli ölümünden Türkiye'nin siyasi tarihine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda Refah Partisi'ne kapatma davasını açan dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'a yönelik ilginç tespitlerde bulunan tecrübeli siyasetçi, Türkiye'yi dünyanın süper gücü yapacağına inandığı tavsiyelerde bulundu.
"İSRAİL ALEVİ-SÜNNİ AYRIMINI HEP KULLANDI"
Türkiye'de yapılan alevi-sünni ayrımına anlam veremediğini belirten Yılmaz, "Müslümanlar, hep birbirlerini vurdular. Şu İran devleti kafir devletle savaşsaydı, vallahi, tallahi bugün Osmanlı Devleti vardı ve dünyanın en süper gücüydü. Ama bu fitne yüzünden tek bir kafir devletle savaşı yok, hep Osmanlı ile savaştı. Tam 53 defa arkamızdan vurdu. Ne Kosova kalırdı, ne Belgrad kalırdı, ne Viyana. Bu ayrılığı İsrailoğulları hep kullandılar" diye konuştu.

"SURİYE'DE BİR YEZİD HORTLAMIŞTIR"
Yılmaz, Kerbela'nın yas tutularak ağlanacak veya bayram edilerek sevinilecek bir mekan olmadığını söyleyerek, "Hepimizin birlikte ders alacağı bir mekandır. Çünkü artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki 'küllü ardın Kerbela ve küllü gavurun Aşura', her bastığınız yer Kerbela'dır, her gün Aşura'dır. Müslümanların topraklarına bakın. Suriye'de bir yezid yeniden hortlamıştır. Hüseyinlerin yolunda gidenler Suriye'de katlediliyor. Nerede Hüseyin'in taraftarları bizler, Arakan'da müslümanlar cayır cayır, fırınlarda, camilerde yakılıyor. Dünyanın dörtte üç bölgesinde müslümanların tamamı işgal altındadır. Diğerlerinin de gönülleri, kültürleri ve medeniyetleri işgal altındadır. Kerbela bitmedi, devam ediyor" ifadelerini kullandı.

"DERSİM'İ BOMBALAYAN KADININ ADINA SABİHA GÖKÇEN DEMİŞLER"
Kerbela'da ölenlerin şehit oldukları için cennete gittiklerini belirten Yılmaz, "Ama bu devrin yezitleri daha zalim, çocuklarımızın dünyasını da ahiretini de yıkıyorlar" dedi.
Deneyimli siyasetçi sözlerini şöyle sürdürdü: "Allah'ı sevdirmenin suç, peygamberi tanıtmanın suç olduğu dönemler. Ezan-ı Muhammediyye'nin yasak edildiği dönemler, İmam-ı Hüseyin'in yolundan giden İskilipli Atıfların, daha nice alimi ülemanın Ulus Meydan'ında acımasızca idam edildiği devirler, yezidlerin ölmediğini bize göstermiyor mu, kavga edecek zaman mı? Tunceli'de Şeyh Selahaddin Efendi ve arkadaşlarının Dersim'de nasıl katledildiklerini hala unuttuk. Çoluk çocuk demeden, bebek demeden, bir de onları bombalayan kadının adına Sabiha Gökçen demişler. Hani Hüseynidik, ne oldu. Dolayısıyla kardeşlerim hep beraber el ele vereceğiz, kendi Hüseyin'imizi, kendi Fatma'mızı, kendi Zeynep'lerimizi yok etmeye çalışan emperyalizmin batıdakilerin uşaklarının, Yezidi iktidarlarını yeryüzünden her tarafından yok etmek için bir Hüseyini iman ve kıyam ile hep beraber bunu gerçekleştireceğiz. Çok çektik. Önce hilafet merkezimizi kovdular. Sultan Abdulhamid'imizi yezidiler yok etti, hilafet bağımızı yezidiler kopardı. Bunun karşısında ilk Hüseyni direniş, Terakkiperver Cumhuriyet direnişidir, Kazım Karabekir Paşa ve arkadaşları. 16 milletvekilini astı yezidiler, halk hareketiydi, halkın teveccühü vardı. Çünkü Kerbela bir siyaset meydanıdır. 16 milletvekili asılınca Kazım Bey de göz hapsine mahkum edildi, İstiklal Savaşı'nı başlatan kahraman. Serbest Cumhuriyet Fırka denemesini kurdular, Menemen'de Serbest Fırka seçimi alınca Menemen halkına ve Türkiye'deki müslümanlara göz dağı vermek için bir sarhoşa sarık giydirdiler, Derviş Vahdeti'yle Kubilay'ımızı şehit ettiler. Kubilay Hüseyni'dir, Derviş Vahdeti Yezididir. Ve daraağaçlarını kurdular. 90 gün yaşattılar Serbest Fırka'yı, arkasından İstiklal Mahkemeleri'yle öldürülenlerin sayısı belli değil. Kerbela, devam ediyor."

"MENDERES 3 ŞEYDEN DOLAYI İDAM EDİLDİ"
Bir anısını anlatan Yılmaz, Çorum'da bir alim olan merhum Mehmet Ali Ak'ın babasına uğradığını hatırlatarak, "Şevki çok geziyorsun, ben ölmek üzereyim, 100 yaşına geldim. Hatıramı da anlat' dedi. Askerdim, 1930'lu yıllar, Ulus'ta bir tren geldi, çok soğuk komutan dedi ki 'bu vagonlarda nöbet tutacaksınız' hayvan vagonlarında. Komutana sordum, 'hayvanlar için neden nöbet tutacağız, hayvanlar nereye kaçar?' Komutan imanla ağlamaya başladı, 'ne hayvanı olum burada Konya'dan getirtilen 400 alim var, yarın sabah Ulus'ta idam edilecekler" dediğini belirtti.
Yılmaz, şunları kaydetti: "Yezidiler hiçbir zaman durmadılar ki, onun arkasından Adnan Menderes ve arkadaşları Kerbela'daki Hüseyni kıyamla yeniden 'yeter söz milletindir' diyerek, bu ülkenin idaresine el atınca. Millet bir 10 yıl rahat nefes aldı. Millet adına tıpkı hazreti Hüseyin gibi Adnan Menderes'i de üç şeyden dolayı idam ettiler; Anadolu tüccarını Koç'un karşısında desteklemesi, Osmanlı sülalesine Paris'te dilencilik yapan, açlıktan gözlerini bağlayan Osmanlı çocuklarına... Sultan Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan bulaşık yıkıyor 1928'den 1950'ye kadar. Bu gavurluğu Şeyh Şamil'e çar yapmamıştı. 20 yıl kan kusturmuştu Şeyh Şamil, esir oldu içinden yıkıldı, her hareket içinden yıkılır. Rus Çarı, 'ellerini çözün' dedi. 'Sen benim misafirimsin, sana saraya yaptım sarayda kalacaksın' dedi. Rus Çarı'nın Şeyh Şamile yaptığına bak, bizim çarların Osmanlı nesline yaptığına bak. Menderes'in idamının üçüncü sebebi ise Hüseyni hareket. İlk İslam birliğini, D-8'leri kuran Adnan Menderes'tir. D-4'leri kurmuştur, rahmetli hocam devam ettirdi. Bağdat Paktı'na imza attıkları için idam edildiler. Dışişleri Bakanı neden idam edildi, iktidarın Maliye Bakanı'yla ne ilgisi var. Ben dedim, bunda bir bit yeniği var. Araştırdık, Bağdat Paktı'na imza eden herkes öldürülmüştür. Türkiye'den 3 kişi, İran, Pakistan ve Irak'tan. Irak Kralı Faysal imzadan 6 ay sonra suikaste kurban edilerek, zalim Saddam getirilmiştir. Menderes de bizim için Kerbela'da şehitlerden. Bayrak yere düşecek, düşmez. Yezidiler var, Hüseyin'in yolunda olanlar var. Bu sefer merhum Erbakan bayrağı aldı. Yürüttü hareketi, o da aynı mücadelenin kurbanı oldu. 12 Eylül, 28 Şubat, 12 Mart hep Yezidilerin ihtilali. Ondan kurtulayım derken, Özal devreye girdi. 'Onu da bitiririz' dediler. Özal da bizi şaşırtacak şekilde onlardan gözüküp, onları vurmaz. Özal'da aynı ideali yürütünce onu da şehit ettiler. Bizim kervanda şehit çok. Sınıfında, okulunda şehitlik dersi olan bir milletin esareti yoktur."

"28 ŞUBAT'TA HOCAM DA TASFİYE EDİLDİ, BEN DE"
"28 Şubat'ta hocam da tasfiye edildi, ben de. Ben de Kerbela'nın kurbanlarındanım" diye konuşan Yılmaz, "Babamın cenazesine gelemedim, çocuklar evlendi telefonla katıldık ama zalimlerin yanında durmaktansa Kerbela'da Hüseyini olmak daha şereflidir" ifadesini kullandı.
Yılmaz, "O zaman 3 oy lazımdı, bizden sonraki anasol M... hükümetinin. Evet deseydik, 10 milyon dolar verecektiler. Hasan Hüseyin Ceylan, Halil İbrahim Çelik'e ve bana. Bağımsız milletvekiliydik tedbir gereği, istifa etmiştik. Belki de kızmazdınız bize, 'yahu Şevki Hoca'nın mahkemeleri var, mecbur oy verdi' diye. Söz verdiler, bizi medya övecek, mahkemeler bitecek ve 10 milyon dolar alacaktık. Ama benim oyumla Kerbela'da Ayşeler, Hüseyinler yanacaktı. Biz onu tercih etmedik, kutlu hicreti tercih ettik. 'Ne zaman geleceksin' dedi medya ilk hicret yılımda, 'köründe' dedim. 'Bebek katili Apo'ya ada verdiniz, bana oda verince geleceğim' dedim, hainler" şeklinde konuştu.
28 Şubat'ın tam bir Kufe senaryosu olduğunu belirten Yılmaz, "Karar verdik, din Türkiye'den kalkacak. Kim karar verdi, Ergenekon mu, ne alakası var. Çoğu aldatılmış, kandırılmış ben biliyorum. Ayıklaması lazım bu hükümet Silivri'de yatanları. İçinde çok bilmeden... Çünkü çok propaganda yaptılar. Dediler, 'vatan elden gidiyor' milliyetçi gençleri kandırdılar. O zaman Tayyip Bey vatanı satıyor. Dediler ya 'din elden gidiyor' dinde hassas cemaati aldattılar. Dediler, 'Kıbrıs'ı satılıyor', milliyetçi gençleri Kıbrıs'ı satıyorlarmış. Dediler, 'laiklik, kemalizm elden gidiyor' o kesimi aldattılar, elden giden bir şey yok. Gelecek Hüseyni idi bu ülkeye. Hocamı ve bizi tasfiye ettiler. 7 yasaklıdan biriyim, şeref duyuyorum. 5 yıl yasaktı, bitti şimdi. Onlar yasak koysa ne, Allah bize yasak koymasın" ifadelerini kullandı.

"BAŞSAVCI VURAL SAVAŞ, İSMİ DE SOY İSMİ DE OFSAYT"
Yılmaz, Refah Partisi'ne kapatma davasını açan dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'a yönelik, "Başsavcı Vural Savaş. İsmi de soy ismi de ofsayt. Vural Savaş peygamberimiz zamanında müslüman olsa, ismini değiştirirdi. Peygamberimiz savaş isimlerini yasak etmiştir, aileler dikkat İslam'da savaş isimleri yasaktır... İşte bu vurmak ve savaşmaktan başka bir şey bilmeyen adam hocamı ve bizi yasaklayınca 'oh' dedi. Ama Allah öyle büyük bir intikam sahibi ki" şeklinde konuştu.

"ERGENEKON ÇETELERİ BİZİMLE SAVAŞSAYDI, BİZİ YENERDİ"
"Ergenekon çeteleri bizimle savaşsaydı, bizi yenerdi" diyen Yılmaz, şöyle devam etti: "Ama onlar yanlış yere savaştılar, savaşı Allah'a açtılar. Allah da bellerini kırdı. 'Bin yıl irtica ile savaş devam edecek' deniliyordu, 10 yıl devam edemedi. Dün Sincan sokaklarında tank yürütenleri şimdi gardiyanın yanında başüstüne selam veriyorlar. Bunu Allah'tan başkası yapamaz. İntikam, onlara kızmıyorum, dua ediyorum. Çevik Bir için de gece dua ediyorum, 'ya rab hidayet ver', dönsün tövbe etsinler. Bizim kimseye kinimiz yoktur. Bir Yezidi olarak İslam'a düşman olduğunuz sürece, karşınızda Hüseyin'iz biz. Her zaman da bu olacağız. 'Kamusal alana Allah giremez' sen kimsin bey haydut. 'Allah'ın mülküne Allah giremez, kamusal alana Allah giremez' diyor. Yani başörtüsü giremez. Ne oldu şimdi. Tabi bunlar piyon, inşallah savcılık bunları ayıklar. Propaganda ile giren bir sürü insan var. Asıl Özel Harp Dairesi. Biz bunu 1992'de geldik, öldürülme kararı aldı. PKK'da oraya bağlıdır. Türkiye'de Türkiye'yi bölen bütün örgütler Özel Harp Dairesi'ndedir. Bunu ilk fark eden Ecevit'ti. Onu da Taksim'de öldürmeye kalktılar. Kontrgerillayı yok etmeyen millet, kalkınamaz. Her devlette var, bunu merkezi İsrail'dir, Mossad'dır. Özel maç olur da, özel harp olur mu, emekli olan albayın harpte ne işi var. Zavallı doğulumu, Kürdü'mü, Türk'ümü birbirine düşürdü burası. 12 Eylül'de Türk'ü Türk'e vurdurmayı başaranlar, Kürt'ü Türk'e vurdurmayı başaramazlar mı? En zorunu 12 Eylül'de Özel Harp başardı. Türk'ü, Türk'e vurdurttu. Aynı sınıftaki talebe birbirini vuruyordu. Maraş birbirini yakıyor, Sivas'ta müslüman yakıldı, otel yakıldı. Hala o mağdurlar, zavallılar katil zanlısı diye tutuluyor. Hem vallahi, hem billahi, hem tillahi Sivas'ta o oteli yakanın zerre imanı olamaz ve bir müslüman olamaz. Yakma cezası yalnız Allah'a mahsustur. Onlar başka şeyi protesto ederken kasıtlı olarak, otelin önüne yönlendirildiler ve benzin bidonunu alıp içeri giren hala bilindiği halde tutuklanmıyor. Çünkü Özel Harp'in Sivas'ta bu milleti birbirine düşürme operasyonu Yezidi'lerin bir planıdır.
Vural Savaş itiraf etti, 'Biz yok ettik, artık İslam bu ülkeden gidecek. Türkiye artık İsrail'in piyonu, ne emrederse o olacak' derken, Savaş, 'Erbakan yağmurundan kaçarken, Erdoğan dolusuna tutulduk. Bu çok sert geldi yahu Kasımpaşalı' diyor. Artık müjdeler olsun, Türkiye'yi bundan böyle Yezidi'lerin iktidarına çeviremezler. Bunun şartı, bu uyanıklık devam ederse, din temsilciliği hastalığını bırakırsak. Her cemaat zannediyor, dini ben temsil ediyorum. Onun için diğerine selam vermiyor. Yok gömlek değiştirdin. Gömlek dar olursa değiştirilir. Hepimiz kardeşiz. Kıskansam bu arkadaşları ben kıskanırım, hepsi üzerinde hakkım var. Hepsi için söylüyorum, 2 yıl evvelinden konferansa izni alırlardı. 'Aç defterini, bize yer ayır' derlerdi, ama ben kıskanmıyorum ki, bir çiftçi meyvesini kıskanır mı? Meyve olunca ben yiyemedim, torunlar yesin diye seviniyorum... Kıskançlık bugün de var. Sırf kıskançlıktan dil uzatıyorlar. Yahu birleşin. Türkiye nerelere geldi, neler oldu, siz yaşıyorsunuz. Daha Türkiye'nin önünde önemli badireler var. Türkiye'yi kendi uşaklarıyla yönetemeyeceğini anlayan şer çevreler, yakın gelecekte NATO kuvvetiyle savaş açacaklar. Ben bunu 30 yıl önceki bir konferansımda söyledim. Bunun hazırlığı var. Suriye bunun planıdır. İran, hizbullah ve Türkiye savaşı önce bizi bize düşürecek. Hükümet akıllı girmedi, tezgah büyük. Türkiye'ye haset etmeyen ülke yok, Almanlar başta... Türkiye'nin büyümesi lazım, güçlenmesi lazım, ayağa kalkması lazım. Türkiye ağabey olacak, İslam'ın adaletinin ve hakkaniyetinin önünde örnek bir Türkiye ayağa kaldırmak için artık cemaatler, tarikatlar, sivil toplum örgütleri, alevi-sünni kardeşler elbirliği yapın. İki şey yapacaksınız; bir, ticaretle meşgul olun, sermayeyi bunların elinden alın. İki o paralarla yazlık, eğlencelik değil çocuklarınızı okutun, ilmi dünyada ele geçirin, Türkiye bu iki şeyi başarırsa dünyada süper güç olacak."