Kadın konukevlerine müracaatların yarıdan fazlası barınma talebiyle yapılıyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık:- "Kadın konukevlerimize müracaat eden kadınlarımızın yüzde 53'ü sadece barınma ihtiyacı için başvuruda bulunuyor. Geriye kalan kadınlarımızın ise şiddet öyküsü bulunuyor"- "Şiddet öyküsü olanlar içinde de çok a

Kadın konukevlerine müracaatların yarıdan fazlası barınma talebiyle yapılıyor

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Bakanlığa bağlı konukevlerine müracaatların yüzde 53'ünün barınma gerekçesiyle yapıldığını, "ağır şiddet" öyküsüyle başvuranların can güvenliğinin sağlandığını bildirdi.

Yanık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlık bünyesinde kadına yönelik hizmetlerin kesintisiz sürdüğünü söyledi. Barınma ihtiyacı, şiddet ya da istismar gibi çeşitli nedenlerle başvuran kadınların konukevlerinde misafir edildiğini ifade eden Yanık, "Bu yıl içinde kadın konukevlerimizde 58 bin 58 kadınımıza ve beraberinde 25 bin 108 çocuğumuza hizmet verdik." dedi. Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadın konukevlerimize müracaat eden kadınlarımızın yüzde 53'ü sadece barınma ihtiyacı için başvuruda bulunuyor. Geriye kalan kadınlarımızın ise şiddet öyküsü bulunuyor. Şiddet öyküsü olanlar içinde de çok ağır şiddet öyküsü olanlar, can güvenliği tehdidi bulunanlar var. Bu kadınlarımız ve çocuklarının can güvenliğini sağlıyoruz. Ayrıca rehabilitasyon, istihdama kazandırma gibi destekler veriyoruz. Kadın konukevlerimizde şu ana kadar kapasite anlamında dışarıda bıraktığımız kimse olmadı. Bizim kuruluşlarımızın tamamıyla alakalı belirtmek gerekirse kuruluş kapasitemiz talep eden vatandaşı dışarıda bırakmaz. Konukevleri açısından, Bakanlık ve kurum olarak kapasitemiz, talep eden kadınlarımızın ihtiyacını karşılayacak durumdadır. Dileriz ihtiyaç artmaz ama kapasite ihtiyacı olduğu takdirde artırmaya ve gerekli önlemleri alma imkanına sahibiz. Bunun için hem kapasite hem de insan kaynağı noktasında sıkıntımız yok."

- "Cumhuriyet savcılıklarına ihbarda bulunuyoruz"

Şiddet ya da istismar olaylarından Bakanlık olarak iki farklı yolla haberdar olduklarını anlatan Yanık, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Şiddet ya da istismar vakasından, kolluk kuvvetlerine müracaat sonrasında buradaki yetkililerin bizleri haberdar etmesi ya da şiddet gören kadınımız, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi'ne (ŞÖNİM) başvurduğunda bilgi sahibi oluyoruz. Şiddet ya da istismar vakası olduğu bilgisini aldıktan sonra, Bakanlığımız tüm ilgili birimleriyle birlikte o dakikadan itibaren harekete geçiyor ve olayın müdahili oluyoruz. Hemen alınması gereken tedbirleri alıyoruz. Bu kapsamda, ALO 183 hattımızı, şiddet ya da istismar mağduru bir vatandaş aradığında hemen kolluk güçlerini harekete geçiriyoruz ve onları güvenlik koridorunun içine alıyoruz. Sonrasında ŞÖNİM aracılığıyla konukevlerine alınması gerekiyorsa oraya yerleştiriyoruz. Koruma tedbirlerinden uygun olanın yapılmasını sağlıyoruz. Herhangi bir şekilde cezai soruşturma süreci başlatılması gerekiyorsa bununla ilgili Cumhuriyet savcılıklarına ihbarda bulunuyoruz ve sonrasında da kamu davası açıldığında da Bakanlık olarak mağdurun hukuki haklarını savunuculuk anlamında müdahil oluyoruz."

Bakan Yanık, "Savunuculuk anlamında Türkiye genelinde ve Bakanlık merkezinde olmak üzere avukat arkadaşlarımız günde ortalama 478, yani yılda 175 bin duruşmaya giriyor. 6284 sayılı Kanun kapsamında bu çoğunlukla kadın olmak üzere zaman zaman çocuklarla ilgili oluyor." açıklamasında bulundu.

- "Temel ilkemiz çocuğun üstün yararının korunmasıdır"

Çocuklara yönelik hizmetlerin de benzer şekilde yürütüldüğünü anlatan Bakan Yanık, "Bizim açımızdan temel ilkemiz çocuğun üstün yararının korunmasıdır. Çünkü, çocuktan daha önemli hiçbir şey yok." ifadelerini kullandı.

Çocuğun eğitsel, psikolojik, sağlık ve ekonomik ihtiyaçları neyi gerektiriyorsa onunla ilgili tüm tedbirleri aldıklarını ve süreci takip ettiklerini belirten Bakan Yanık, "Koruma altına alınması gerekiyorsa bu yapılıyor, tedbir kararı gerekiyorsa süreci başlatıyoruz, rehabilitasyonsa ilgililere yönlendiriyoruz, hukuksal savunuculuk lazımsa hukuki desteği veriyoruz. Şiddet ve istismar vakalarında da tüm destekleri sağlıyoruz. Bizim haberdar olduğumuz dakikadan itibaren sürecin içindeyiz, yeter ki haberdar olalım." dedi.

Çocuk sağlığının korunmasında doğru ve etkin dijital medya kullanımının büyük önem taşıdığının da altını çizen Yanık, ailelere yönelik medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlık gibi başlıklarda eğitim verdiklerini ve dijital mecraların nasıl doğru ve etkin kullanılması gerektiğini anlattıklarını bildirdi. Yanık, şöyle konuştu:

"Bakanlık olarak, bu mecraların takibini yaparak, ebeveynlere önceden haber veriyor ve aileleri 'Şu içerik zararlı, şu içerik yararlı ve tavsiye ediyoruz' diye bilgi veriyoruz. Örneğin, muzır neşriyatla mücadele birimimiz var. Bu doğrultuda, tarama yapılıyor ve dönem dönem kitaplar ve dijital mecralardaki paylaşımlar noktasında açıklama yapıyor, kamuoyu ile paylaşıyoruz."

- "Bizim içerik engelleme, ceza yazma yetkimiz yok"

Bakan Yanık, ayrıca çocuklar için bir tehdit ve zarar tespit edildiğinde, bu mecralara ilişkin ilgili birimlerin harekete geçirilmesini sağladıklarını anlattı. Yanık, şunları kaydetti:

"Bakanlık olarak bizim, içerik engelleme, kapatma, yaptırım uygulama, ceza yazma gibi bir yetkimiz yok. Bizim, ilgili mekanizmaları harekete geçiren, zarar görmüş çocukları korumaya alan mekanizmalarımız var. Çocukların zararlı içeriklerden korunması noktasında diğer birimleri harekete geçiriyoruz. Bu kapsamda, muhatap RTÜK ise onlara ihbarda bulunuyoruz. BTK'nin erişimi engellemesi için bildirim yaparak erişimin engellenmesi, kaldırılması için harekete geçirilmesini sağlıyoruz. Bunun dışında da doğrudan Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuyoruz, talepte bulunarak ilgili mecraya erişimin engellenmesini istiyoruz."

Bu doğrultuda ilgili tüm mekanizmalarla iş birliği içinde olduklarını ve Bakanlık olarak yakın takipte bulunduklarını dile getiren Yanık, "Eğer suç konusu olan bir eylemden zarar gören bir çocuğumuz varsa hukuki savunuculuğunu yapıyoruz." dedi.


Kaynak: