İranlı uzmanlar Viyana'daki nükleer müzakerelerden anlaşma çıkma ihtimalini zayıf görüyor
İran'ın eski Norveç ve Macaristan Büyükelçisi Abdurrıza Farcirad: - "Hiç kuşkusuz ABD ve AB Viyana'daki nükleer müzakerelere dair umutlarını tamamen kaybetti. Moskova ve Pekin de İran'ın sunduğu taslak metne dair olumlu bir tepki vermedi" - Eski diplomat
TAHRAN (AA) - MUHAMMET KURŞUN - İranlı uzmanlar, Avusturya'nın başkenti Viyana'daki nükleer anlaşma müzakerelerinden uzlaşı çıkmasını zayıf bir ihtimal olarak değerlendiriyor.
İran ve 4+1 ülkeleri olarak bilinen İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin ile ABD bugün nükleer anlaşmayı diriltmek için yeniden bir araya gelecek.
Geçen hafta yapılan görüşmelerde İran heyeti taraflara yaptırımların kaldırılması ve ABD'nin güvence vermesiyle ilgili iki taslak metin sundu.
Avrupalı taraflar ve ABD, taslak metindeki taleplerin "kabul edilemez" olduğunu belirtirken, İran nükleer anlaşma çerçevesinde hareket ettiğini savundu.
İran'ın eski Norveç ve Macaristan Büyükelçisi Abdurrıza Farcirad, eski diplomat Avşar Süleymani ve gazeteci-yazar Peyman Yezdani, görüşmelerin gidişatı ve tarafların tutumunu AA muhabirine değerlendirdi.
- "ABD ve AB Viyana'daki nükleer müzakerelere dair umutlarını tamamen kaybetti"
İran'ın sunduğu taslak metin nedeniyle müzakerelere ara verildiğini ve tarafların kendi yönetimleriyle daha detaylı istişarelerde bulunduğunu söyleyen Farcirad, "Hiç kuşkusuz ABD ve AB Viyana'daki nükleer müzakerelere dair umutlarını tamamen kaybetti. Moskova ve Pekin de İran'ın sunduğu taslak metne dair olumlu bir tepki vermedi, sadece sabır öğütlediler." dedi.
İran'ın kendi taleplerinde ısrarcı olması halinde Batı'nın da aynı şekilde kendi tutumunu koruyacağını dile getiren Farcirad, şunları söyledi:
"Diplomasi alıp verme sahasıdır. İki taraf da taviz vermek zorundadır. Müzakerelerde sıfır ve yüzde yüz yoktur ve kazan-kazan formülü vardır. İran'ın da ABD'nin de sorunları var. O yüzden düğümlerin çözülmesini istiyorlar."
Eski Büyükelçi Farcirad, İran'ın yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle ABD'nin masaya eli daha güçlü geldiğini savundu.
"ABD, İran'ın nükleer programı daha ileri seviyeye götürmek için müzakerelerin uzamasını istediğini düşünüyor." diyen Farcirad, "Bu düşüncelerini Avrupa ülkelerine de telkin edebilirlerse işler zora girer. İki taraf da tutumlarında ısrarcı olursa nükleer anlaşma düğümü daha da çözülmez hale gelir. Bundan sonraki turlarda daha ciddi konuların konuşulmasına şahit olabiliriz." ifadelerini kullandı.
- "Taraflar arasındaki fikir ayrılıkları çok fazla"
Eski diplomat Süleymani de müzakerelerde anlaşmanın mümkün olmakla birlikte çok zor olduğunu belirterek, "Taraflar arasındaki fikir ayrılıkları çok fazla. İlk adımı hangi tarafın atması gerektiğiyle ilgili hala uzlaşı sağlanmadı. ABD ile İran arasında neredeyse hiç güven yok. Diğer ülkelerle de çok azdır." değerlendirmesinde bulundu.
Süleymani, İran ile ABD'nin ikili görüşmesinin müzakere sürecini uzatabileceğini ve 4+1 ülkelerinin de Washington ile Tahran arasındaki olası bir görüşmenin müzakere sürecine zarar vereceğinden endişeli olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"İki taraf da oluşan mevcut durumdan yararlanmak istiyor. Fakat bu noktada İran'ın ekonomik durumunun iyi olmadığını dile getirmek lazım. ABD, olası bir anlaşma halinde sonraki başkanın Trump'ın yaptığı gibi yeniden bunu bozmayacağına dair garanti vermiyor. Bir diğer sorun da ABD'nin bütün yaptırımları kaldırmayacak olmasıdır."
İsrail ve diğer bazı ülkelerin de bu süreci olumsuz etkilediğine dikkati çeken Süleymani, "Öyle görünüyor ki müzakereler uzun süre daha devam edecek. Sürenin uzaması halinde ise iki taraftan da beklenmeyen gelişmeler meydana gelebilir." uyarısında bulundu.
Siyasi uzman ve gazeteci-yazar Peyman Yezdani de bu turdaki müzakerelerde yaptırımların kaldırılması ve ABD'nin güvence vermesi konusunun tartışılacağını ifade etti.
Yezdani, "Anlaşmanın sağlanması Batılı tarafların tutumuna bağlı. Bu seferki görüşmelerde sonuç çıkmayacak ve taraflar birbirlerinin görüş ve önerilerini dinleyip başkentlere dönecektir." görüşlerini paylaştı.
Kaynak: