İlaç sorununun kökeni hammadde yetersizliği

Avrupa'nın pek çok ülkesinde ilaç krizi büyürken Türkiye’deki sorun iyice hissedilmeye başlandı. Ülkemizde ender yaşanan ilaç krizinin başlıca sebepleri arasında ise Türkiye’ye gelen ve üretilen ilaçların iç piyasaya dağıtılmadan ihracat edilmesi gösteriliyor.

5. Bölge Konya Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Ahmet Hakan Koru, Türkiye’de yaşayan ilaç sorunun kökenine değinerek, “Avrupa’da başlayan ilaç krizinin Türkiye’den de çok büyük olduğunu duyuyoruz. Türkiye’deki krizin başlıca sebebi dünyadaki hammaddenin ihtiyaçları yönelik yetirince üretilmemesinden kaynaklanıyor. Bunun yanında insanların maske kullanımını bırakmasıyla enfeksiyon hastalıkları bir anda yükseldi. Türkiye, dünyada en ucuz ilacın olduğu ülkedir. Bu durumdan dolayı ithalatçı ürünü ithal etmek istemiyor veya ithal edecek ürün bulamıyor. Çünkü Türkiye’deki fiyatlar düşük. Yerli üreticiler ise iç piyasaya vermek yerine yurt dışına ihraç etmeyi seçiyor, kâr marjları daha yüksek oluyor. Bir başka husus da şişe probleminden kaynaklanıyor. Türkiye’de ilaç şişesi üreten tek firma bulunuyor. Bu firma da tüm üretimini yurtdışına gönderiyor. Özellikle çocuk şurupları bulmakta büyük sorun oluşturuyor. Dünyadaki en büyük şişe üreten firmalar da üretimi durdurdu” dedi.

“ECZA DEPOLARI İLAÇLARI YURTDIŞINA GÖNDERİYOR”

Başkan Koru, Türkiye’de ilaç tedarikinde bir sorun bulunmadığını sorunun ecza depolarının uyguladığı yöntemden dolayı ortaya çıktığını belirtti. İç piyasada tüketilmesi gereken ilaçların bazı ecza depoları tarafından yurtdışına gönderildiğini belirten Başkan Koru, “İlaçlar iç piyasaya arz olmadan yurtdışına taşınmış oluyor. Özellikle eczanelerden ilaç satın almaya çalışıp yurtdışına göndermeye çalışan bazı ecza depoları olduğu bilgisini aldık. Devletimiz bu konuda da denetimlerini sürdürüyor ama tam manasıyla önüne geçilemiyor. Bunun için de denetimin gümrüklerde yapılması gerekiyor. İlaç ürünleri yurt dışına çıkarken tecvidlerinin yapılıp dışarı çıkması engellenmeli. Asıl temel sorun, bundan 30 sene önce Türkiye’deki ilaçların yüzde 70’i yerli üretimken ne yazık ki şu an daha çok ithalata dayalı bir sisteme geçtik. Türkiye’deki yerli firmaların tamamına yakını yabancı firmalara satıldı. Bu konuda da millileşmemizin zorunluluğu olduğunu düşünüyorum. Türkiye, ilaç üretiminde teknoloji ve bilgi olarak dünyada iyi durumda. Hammadde üretiminde de ilaç yapımında da millileşmemiz gerekiyor” diye konuştu. İlaç temininde yaşanan sorunların Türkiye Eczacılar Birliği olarak Sağlık Bakanlığına rapor halinde sunduklarını belirten Başkan Koru, “İlaçların yönetimi Sağlık Bakanlığına ait Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu yapıyor. Biz bu durumları tüm detaylarıyla yetkililere bildirdik. Yetkililerin bu konuda da girişimlerini takip ediyoruz” dedi.

“SMA HASTALARI İÇİN ONAYLANAN İLAÇLAR OLUMLU”

Sağlık Bakanlığı tarafından SMA Hastalarının kullanımı için bir ilaca daha onay verilmesini değerlendiren Başkan Koru, “Sağlık Bakanlığı bir ilaca daha onay verdi. Vatandaşlar, dünyada duydukları her ürünün faydalı olacağı yönünde yanlış bir algı oluşmuş durumda. SMA ilaçlarının hepsine onay verilmesi mümkün değildir. Bu ilaçlar bilimsel olarak incelendikten sonra onay verilir. Bu konuda tüm onay yetkisi Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’na aittir. Bu ilaçlar aynı zamanda kişiye özel üretilen ilaçlardır. Bunlar bioteknolojiyle üretilen ilaçlar olduğu için maliyeti de çok yüksek oluyor. Etkili olduğu şüpheli olduğu ürünler için Sağlık Bakanlığı da insanları riske atmaz. Bu konuda Bakanlığımızın aldığı kararlar güvenli ve doğru buluyoruz. Zaten Bakanlık evlenecek çiftelere ve yeni doğan bebeklere SMA taramasını ücretsiz olarak yapıyor. Vatandaşlarımız daha sonra mağdur olmamaları için kesinlikle bu taramaları yaptırmaları gerekiyor. SMA’da erken teşhis çok önemli bir durumdur” dedi.

“ECZACILAR İFLASIN EŞİĞİNDE”

Eczanelerin ciddi manada ekonomik sıkıntı çektiğine de değinen Başkan Koru, “İlaçların yokluğu eczacıların en büyük sorunudur. Eczacılar asla vatandaşların mağdur olmasını istemezler. Hastaların tedavisi için gerekli tek bir ilaç için eczacılar kapı kapı dolaşıyor. İlaçların yokluğu da eczacıları ekonomik olarak yıpratıyor. Bunun yanında ilaçlardaki kâr marjı belli bir sistemle belirleniyor. Bir ilaca gelen her zam eczacının kâr marjını düşürüyor. Bu kâr marjı belirlemeyle ilgili Sağlık Bakanlığının mutlaka güncelleme yapması gerekiyor. Eczacılar gerçekten gizli bir iflas eşiğindeler. Her iki eczaneden birini kapanma riski halen devam ediyor. Son dönemde giderler çok yükseldi ve aynı zamanda ilaçlardaki sorunların artması ve gelirlerin azalması eczacıları büyük sıkıntılara yöneltti” dedi.

•SERVET R. ÇOLAK / YENİ HABER GAZETESİ