İftar sofralarında olmak
Mübarek Ramazan ayında hoşa giden en güzel anlar, iftar sofralarında dostlarla buluşup fikri ziyafetlere ortak olmak, dostlukları pekiştirmektir.
Maddi ve manevi paylaşımların fırsatını sunan bu mübarek anların atmosferinden yararlanmak, nasiplenmek, yaşamımıza güzellikler katar.
Dostlarla buluşma şansını elde ettiğimiz iftar sofralarında, “Hayat Yolunda” kazanılan tecrübeleri, yeni hedeflere doğru yürüyebilmek için referans alınabilme güzelliğini sunmakta.
En güzel iftar sofraları, gençlerin ve çocukların, muhtaçların katılmaları ile gerçekleşen iftar sofralarıdır.
Farklı kuşakla –Generasyon- bir arada olmak, farklı zenginlikleri yaşatır. Güzelliklerin sağlıklı paylaşımı kolayca gerçekleşir.
Peygamber efendimizin “ Allah’ım beni başkalarının doğruluk lisanı eyle” diye bir duasının olduğunu, bu duanın Türkçe karşılığını “Sadece başkalarının hayırla yad etme” olarak verildiğini, böyle bir ifadenin çok eksik kaldığını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Prf. Mehmet Görmez’e ben de katılıyorum.
Peygamber Efendimizin duasına; iftar sofralarında buluştuğumuz dostlarla yaptığımız sohbetlerde, geçmişte yapılan çalışmaları, anıları, anlatmak, ne kadar uygun düşüyor.
Geçmişi YAD etmekle sınırlı olmayan bir anlayıştan öte, yapılan güzel çalışmalara ve güzelliklere -Hal ve Kal dili ile- şahit olmak, ifade etmek, doğrulamaktır.
Yapılan güzel çalışmalara bilerek şahit olmak, her dil aracılığı ile ifade etmek, Peygamberimizin duasına muhatap olmak demektir.
Bu güzel hasletin, “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resul’ün de size şahit olaması için sizi mutedil bir millet kıldık.” (Bakara Suresi 143) ayetine uygun bir güzellik olduğunu söylesek, inşallah yanlış olmaz.
Geçmiş yıllara göre anlayışların değiştiği günümüzde, büyüklerin tecrübeleri, çocuklarımız ve gençlerimiz için önemlidir.
İnsan yetiştirmek için okul açmak, okulda alınan ve verilen eğitim ile yetinmek, yaşanılan tecrübelerin doğrultusunda yeterli olmadığını görebiliyoruz.
Rehber edinebileceğimiz tecrübeli, bilgili –OKUL İNSANLAR- örnek alındığında, hayatın bize yüklediği görevleri başarı ile yerine getirme şansını yakalarız.
Okullarda alınan teorik bilgileri, “Bizi yola katacak, yolda kaybetmeyecek rehberler” sayesinde pratiğe çevirmemiz kolaylaşır.
İfade etmeye çalıştıklarımın muhatabı, hayat yolunun yolcularıdır. Yaş sınırlaması yok. Hepimiz “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” Hadis-i Şerif’in muhatabı değil miyiz?
Ülkemizin her yönüyle yetişmiş insan gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Büyük ülke olmak istiyorsak, okulların kaliteli hale getirilmesine, rehber insanlardan gereği gibi faydalanılmasına özen göstermemiz gerekir.
Siz okuyucularımla paylaştığım bu düşünceleri, 18 Haziran Cumartesi günü Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı Merkez Teşkilatının, Ankara Yeni Çizgi Koleji tesislerinde verilen iftar programından esinlenerek yazdım.
Ankara Yeni Çizgi Koleji, yeni ve özel bir okul. Kadim dostlarla, nezih bir ortamda bir iftar daha yapmanın imkanını sundular.
Okulun bölümlerini; Kurucu temsilcisi emektar eğitimci Mehmet Öztürk mihmandarlığında gezdik. Çağın gereklerine göre donatılmaya çalışılan eğitim/öğretim ortamlarını beğendik. Taktirlerimizi, beğenilerimizi sunarak teşekkür ettik.
Anasınıfı, ilkokul, ortaokul ile başlayan eğitim çalışmaları, gelecekte Lise ve inşallah özel üniversiteye kadar uzanabilecek bir eğitim kurumları oluşturma amaçları olduğunu öğrendik.
İftar sofrasında olmak, güzel şeyleri yaşamamıza, görmemize vesile oldu. Buluşmayı sağlayanlara teşekkür etmek, bu imkanları bizlere veren Allah’a şükretmek önemli bir görev olsa gerek.
Umarım; iftar sofralarını paylaşan değerli çocuklarımızın ve gençlerimizin, büyüklerinin kendileri için örnek olabileceklerinin farkındadırlar.
Dostluklarımızı önemseyelim. Dost olalım. Dost kalalım. Dost olup kenetlenerek düşmanlara fırsat vermeyelim.
Ayrılıkları zenginlik kabul ederek, saflarımızı sıklaştıralım. Şeytanlaşmış insanların şerrinden Allah’ın izni ile korunalım.