Her dört kişiden birinin başına geliyor

Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, her dört kişiden birinin inme riskiyle karşılaştığını ifade ederek; "İnme göründüğü gibi aniden olmaz, yılların birikimi ile ortaya çıkan bir sorundur" dedi.

Her dört kişiden birinin başına geliyor

Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, her dört kişiden birinin inme riskiyle karşılaştığını ifade ederek; "İnme göründüğü gibi aniden olmaz, yılların birikimi ile ortaya çıkan bir sorundur" dedi. İnmeden korunmak için de sağlıklı beslenmek, kilo almamak, düzenli egzersiz yapmak ve uzman hekim kontrollerini de ihmal etmemek gerektiğini söyledi.

Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, 29 Ekim Dünya İnme Günü vesilesiyle inmeden korunmanın yolları hakkında önemli tavsiyeler verdi. Dünya genelinde ikinci en yaygın ölüm ve sakatlık sebebinin inme olduğunu belirten Dr. Arslan "Beyin damar sağlığının bozulması sonucunda beyin hücrelerini besleyen damarların tıkanması veya kanaması neticesinde bahsedilen sinir hücrelerinin ölmesi ve fonksiyonlarını yerine getrememesine inme diyoruz. Bunun sonucunda güç kaybı, konuşma bozukluğu, görme kaybı ve denge bozuklukları gibi şikayetlerden ölüme kadar her türlü sorun oluşabilir. Çoğu zaman meydana gelen fiziksel sorunlar ya kısmen düzelir ya da kalıcı olur" dedi. Çalışmalara göre her dört kişiden birinin yaşamları boyunca inme ile karşılaştığı bilgisini veren Dr. Arslan bu kadar sık görülen, sakatlık ve ölümle sonuçlanma riski olan bu hastalığın iyi tanınması ve önlenmesi gerektiğini ifade etti. İnmenin, iskemik (damar tıkanıklığı) veya hemorajik (kanama) olmak üzere iki alt sınıfa ayrıldığını belirten Dr. Arslan "Her iki durumda da benzer klinik bulgular vardır, ayrımın yapılması için uzman hekim kontrolü hayati önem taşımaktadır ve genel olarak genetik sebepli olan inmeler genellikle 65 yaşın altında, diğer faktörlere bağlı inmeler ise 65 yaş ve üzerinde görülmektedir" diye konuştu.

"Travmalar da inmeye yol açabilir"

Dr. Arslan, inmenin risk faktörleri arasında "ileri yaş, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, sigara, stres, kalp kapak hastalıkları, ritim bozuklukları, pıhtılaşmayı artıracak diğer hastalıklar ve genetik trombofili (pıhtı oluşumuna yatkınlık) sebeplerini sıraladı. Ayrıca beynin beslenmesi ve oksijenlenmesini bozacak hipotansiyon, kalp krizi vb. sağlık sorunları ile soba zehirlenmesi, travma gibi olayların da inmeye yol açabileceğini ekledi.

Sayılan risk faktörlerinin hemen hemen tamamına yakınının "önlenebilir veya azaltılabilir faktörler" olduğunun altını çizen Dr. Arslan "Buna göre diyabet, hiperkolesterolemi ve tansiyon hastaları özelinden yola çıkarak sağlıklı bireylerde de sağlıklı beslenme ve egzersizin önemi vurgulanmalıdır. Stres ve sigaranın yıllar içinde biriken kalp damar sistemi üzerindeki hasarlarını önlemek yine mümkündür. Varsa sağlık sorunlarının iyi takibi ve tedavisi ihmal edilmemelidir. Genetik olarak pıhtılaşmaya meyilli olan bireylerin akrabalarının da bu bozukluklar açısından incelenmesi ve gerekirse ilaç tedavisi başlanarak önlem alınması gerekmektedir. İnme göründüğü gibi aniden olmaz, yılların birikimi ile ortaya çıkan bir sorundur" dedi. Çoğu zaman geri dönüşümsüz veya kısmi düzelen etkiler bıraktığından, tedaviden çok hastalıktan korunmanın önemini vurgulayan Dr. Arslan bunun için sağlıklı beslenmek, kilo almamak ve düzenli egzersiz yapmanın yanında uzman hekim kontrollerini de ihmal etmemek gerektiğini söyledi.