Her derde deva balın sahtesini anlamak çok kolay!
Kış aylarında tereyağı ve kaymakla çokça tükettiğimiz bal, doğal yoldan bir sürü hastalığa iyi geliyor. İşlenmiş şeker tüketmek yerine bal ve doğal ürünler tüketmek oldukça önemli. Bal, zencefil ve limonla tüketildiğinde boğaz ağrısını hafifletmede etkili oluyor. Birden fazla çeşidiyle her derde deva oluyor. Balın türleri ise üretilen bölgeye göre değişiyor.
Yöresel ürünler satıcısı Mehmet Yağcı, “Gıda sektörüne 30 yıl önce başladım. Sadece bal değil market kuruyemiş işiyle de ilgilendim. Arı olmazsa insanlık olmaz diye düşünüyorum. Arılar birçok bitkinin döllenmesine yardımcı olduğu gibi üretmiş olduğu bal, polen, propolis, arı sütü ile birlikte insana faydası da saymakla bitmiyor “dedi.
‘PROPOLİS DOĞAL ANTİBİYOTİK’
Yağcı, “Propolis, doğal bir antibiyotiktir. Eczanedeki antibiyotikler vücuttaki bütün bakterileri iyi kötü ayırt etmeden öldürüyor. Propolis ise sadece kötü bakteriyi öldürdüğü için doğal bir antibiyotiktir. Arıların kovanı propolisle hijyenik oluyor. Arıların ömrü dört ila yedi haftadır. Kraliçe arı ise yedi sene yaşayabiliyor. Arılar her şeyi yerken kraliçe arı sadece arı sütüyle besleniyor ve böylece neslin devamı sağlanıyor. Kraliçe arı diğer arılardan hem daha iri hem de daha sağlıklıdır. Bu yüzden çocuklara yaşına uygun olarak polen, propolis, arı sütü gibi ürünler de kullanmak gerekir ki çocukların bağışıklığı güçlensin, hastalıklara karşı kalkan olsun” ifadelerini kullandı. Yağcı, “Hasta olmadan önce bağışıklığı güçlendirmek gerekir. Yaz ve kış doğal ürünler tüketmeliyiz bunlar meyve sebze ve en başı çeken bal olmalı. Her gün yeterli miktarda bal tüketilerek bağışıklık sistemi güçlendirilmiş olur. Üretimimiz kesinlikle doğaldır, arıya sadece kışın dışarıya çıkamayacakları için ölmesinler diye şeker verilir onun dışında verilmez. Doğallık bizim için önemli” ifadelerini kullandı.
‘SAHTE BALI ANLAMAK ÇOK KOLAY’
Yağcı, “Sahte bal kristalleşmez bu şekilde ayırt edilebilir. Gerçek bal ise bekledikçe şekerleşir sıcakta da eski haline geri döner. Şekerleşen bal 45 dereceden fazla sıcağa maruz bırakılmamalıdır aksi takdirde zehre dönüşebilir. Tüketilmesi sakıncalıdır. Bu yüzden bal kesinlikle kaynatılmamalıdır” dedi. Yağcı balın sahteliğini anlamak için başka bir yöntemi ise şöyle anlattı: “Kaba bir miktar bal koyulup üstüne az miktarda su koyulur, kap sağa solla sallandığında bal ve su karışıyorsa bal kesinlikle sahtedir. Gerçek bal ise suya karışmaz ve kabın altında altıgen şeklinde petekleşiyor. Bal ne kadar gerçekse o kadar hızlı şekil oluşuyor. Bu yöntemlerle balın sahte olup olmadığını anlayabiliriz.”
‘BU BAL KANSERE BİLE İYİ GELİYOR’
Yağcı, “Bal çeşitleri çiçek, yayla, çam, keçiboynuzu balı en çok bilinen ve tüketilen ballardır. Bunun dışında şifa için kullanılan ballar da vardır. Kestane balı kanser için kullanılır. Kestane balı bir çay kaşığından fazla tüketilmemelidir. Bal çeşitleri arının bulunduğu bölgeye göre değişir” diyerek balın önemine dikkat çekti.
Yağcı, “Programlar veya gezmek için Konya’ya yurt dışından çok sayıda misafirlerimiz geliyor. Ben yabancı misafirlerimizle daha çok ilgileniyorum. Hem Konya’yı daha güzel tanımaları için hem de yöresel yiyecekleri tanıtmak için çaba sarf ediyorum. Geleneklerimizi, kültürümüzü tanıtmak için elimden geleni yapıyorum. Konyalılara da hasta olmadan önlem almaları gerektiğini öneriyorum” ifadelerini kullandı.
Bal fiyatları hakkında da bilgi veren Yağcı, “Çiçek balın kilogram fiyatı 200-350 TL, kara bal 1500 TL, petek bal 250 TL, çam balı 350 -450 TL, Sivas Zara’dan gelen kara kovan balı ise 350 TL” dedi.