Hablemitoğlu davasında mahkeme buz kesti; “Konuşursam buradaki herkes ölür”

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin, firari FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile emekli albay Levent Göktaş'ın da arasında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.

Hablemitoğlu davasında mahkeme buz kesti; “Konuşursam buradaki herkes ölür”

Hablemitoğlu davasında mahkeme buz kesti

28. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar eski askerler Levent Göktaş, Aydın Köstem, Mehmet Narin, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile eski istihbaratçı Enver Altaylı katıldı.

Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okuttuktan sonra tanıkların dinleneceğini söyledi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Ali Naci, Hablemitoğlu ile arkadaş olduklarını, zaman zaman oturup FETÖ'den bahsettiklerini aktardı.

Hablemitoğlu ile siyasi konularda görüş alış verişinde bulunduklarını ifade eden Naci, "FETÖ'den bahsediyordu. Gülen'in eylemlerinden konuşurduk. Türkiye üzerinden nasıl oyunlar oynandığından söz ederdi. Asıl enerjisini Gülen olayına vermişti. Kendisine MİT müsteşarlığı teklif edildiğini söylemişti. Kimin teklif ettiğine ilişkin herhangi bir şey söylemedi." ifadelerini kullandı.

Tanık Ergün Poyraz da Hablemitoğlu ile uzun süreli arkadaş olduklarını, onu ağabeyi gibi sevdiğini anlatı.

Vefat ettiği gün dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Osman Kaya'nın kendisini aradığını aktaran Poyraz, "Bana 'Necip Hablemitoğlu kim, basın neden bu kadar üzerinde duruyor' dedi. Osman bana olaydan birkaç ay önce 'Necip'i çok seviyorum ben' diyordu. İlginç. Olay olduğu gün Necip'in eşinin çalıştığı üniversiteyi arıyor. 'Necip orada mı' diyor. Bu arama da çok ilginç." diye konuştu.

Poyraz, MİT müsteşarlığı konusunda Hablemitoğlu'nun bir girişimi ve isteğinin olmadığını, Alman vakıflarıyla ilgili çok kapsamlı araştırmalar yaptıktan sonra FETÖ konusunda araştırmaları sırasında Mustafa Özcan tarafından uyarıldığını dile getirdi.

- "Tetiği çekeni biliyorum ama adını vermem"

Poyraz, beyanlarına şöyle devam etti:

"Araştırmalarım sonucunda tetiği çekeni biliyorum ama söylersem duruşma salonlarından kurtulamam. Vurulduğu yerin 75 metre yukarısında sauna var. Osman Kaya'ya sordum 'Baktınız mı oralara' diye. Anlamamazlıktan geldi. Ben tetiği çekeni biliyorum ama adını vermem. Benim 2 çocuğum, bir eşim var. Bizi kim koruyacak? Ben buraya kadar getirdim bundan sonra da polislerimiz sürdürsün. Burada doğru söyleyeni yaşatmıyorlar. Can sorumluluğum var."

Sanık avukatının, "tetiği çeken kişinin salonda olup olmadığını" sorması üzerine Poyraz, "Buradakilerden birisinin dahili olduğunu bilmiyorum. Çalışmalarımda çıkmadı bu isimler. Bunlardan birisi değil." dedi.

Tanıklar F.Ö. ve H.Ö'nün beyanlarının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin firari FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile emekli albay Levent Göktaş'ın da arasında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.

28. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar eski askerler Levent Göktaş, Aydın Köstem, Mehmet Narin, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile eski istihbaratçı Enver Altaylı katıldı.

Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okuttuktan sonra tanıkların dinleneceğini söyledi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen E.E, 1999 ile 2013 yılları arasında Hablemitoğlu'nun hayatını kaybettiği mahalleye yakın konumda olan, ABD'li vatandaşların yaşadığı lojmanın güvenliğinden sorumlu olduğunu belirtti.

Tanık E.E, olayın yaşandığı günün iki gün öncesinde orada olduklarını ve arabada oturduklarını söyleyerek, "Araç içerisinden ABD vatandaşlarının güvenliği için gözlemleme timinde çalışıyor, gözlemcilik yapıyordum. Üç günde bir gün orada oluyordum, çalışma saatlerim öyleydi." diye konuştu.

Nöbet esnasında şüpheli bir duruma rastlamadıklarını anlatan tanık E.E, şunları kaydetti:

"Öğlen saatlerinde araç içerisinde oturup müzik dinliyorduk. Bir bayan geldi, ben gelenin Hablemitoğlu'nun eşi olduğunu bilmiyordum. Aracının üstünü kar kaplamıştı, onu temizledi. Olay yerinden ayrıldı. O tarihlerde şüpheli bir olayımız olmadı. Bir şey olursa biz rapor ederdik. Nöbet esnasında şüpheli bir araç veya şahıs görmedik."

Aynı aracın, aynı yerden ikinci kez geçtiğini görünce rapor yazdıklarını ve sarımsı eski model bir aracı takibe aldıklarını belirten tanık E.E, "Ben aracın içerisindeki şahsı tam görmedim de aracı gördüm. Araçta tek kişiydi. Plakayı alamadım. Her 10 dakikada bir iki kez geçti, raporumda sadece bunu belirtmiştim." diye konuştu.

Tanık E.E, yaşanan olaydan hiçbir şekilde haberi olmadığını, akşam polis eşliğinde evden alındığını ve bu şekilde durumu öğrendiğini ifade etti.

Sanık avukatı, tanık E.E'den şüphelinin o döneme ait çizilmiş robot resimlerini göstererek teşhis etmesini isterken, tanık hatırlayamadığını belirtti.

- "Bozkır'ı aradım. 'Devlet beni sildi' dedi"

Tanık H.Ş. ise sanık Nuri Gökhan Bozkır'ı tanıdığını söyleyerek, Necip Hablemitoğlu'nun vefat haberini televizyondan gördüğünü ifade etti.

Sanık Bozkır'ın abisine borç verdiğini ancak parasını geri alamadığını aktaran tanık H.Ş, "Biz bu şahsı bulduk dövdük. Bu netice sonrası bir daha da görüşmedik. Bozkır, Hablemitoğlu olayından sonra galiba ihraç edildi. Bir kez görüştük, iş arayan arkadaşım vardı. Çevresi geniş diye Bozkır'ı aradım. 'Devlet beni sildi' dedi. Bir daha da görüşmedik." ifadelerini kullandı.

Sanık Bozkır'ın kendisinden kamyonet istediğini söyleyen tanık H.Ş, nedenini sorduğunda Bozkır'ın "Vatan haini var, onun evini izleyeceğiz." dediğini öne sürdü.

Hablemitoğlu'nun yaşadığı apartmanın yan binasında apartman görevlisi olduğunu belirten tanık Ö.Y. de sanıklardan hiçbirini tanımadığını söyledi.

Olay günü apartman sakinlerinden birisinin polis sireni duyduğunu söylemesi üzerine aşağı indiğini anlatan Ö.Y, beyanlarına şöyle devam etti:

"İndiğimde kalabalık gördüm. Çöp atmaya çıktığım esnada kimseyi görmedim. Farkında değildim. Apartman sakinleri ve polis dışında hiçbir şey görmedim. Hatırladığım kadarıyla birisi silah sesi duyup duymadığımı sordu. Ben de 'duymadım' dedim. Başka bir diyalog olmadı. Yüzüne bakmadım."

Tanık beyanlarının ardından duruşmaya, yarın devam edilmek üzere ara verildi.