Gözlerinde güneş batmayandır Sevgili!
Gazetemiz yazarlarından İbrahim Çolak'ın bugünkü yazısından bir bölüm:
Omuz çantamı, dükkânda sandalyenin üzerine bırakmıştım. Çantamın ağzı açıktı. Fatih Kutan’a, “Hele bir say bakalım, kaç kitap var?” dedim. Cevap, dalga geçmeye yakın bir ses tonuyla geldi: “Dokuz kitap, üç ajanda.” Maharet çantanızda kitap taşımak değil, okumak. Okumakta maharet değil, boş, bomboş kitaplar okuyorsanız. Nedir ki okumanın sonu yok. Yayınlanmış ve biz yaşarken yayınlanacak milyonlarca kitabı okuyamayacağımıza göre seçici değil çok çok seçici olmak lazım.
...
Bundan on beş yıl kadar önce, deprem sonrası, dört erkek kardeş oturmuş neler yapabilir ve neler yapmalıyız diye konuşuyorduk. Ben en büyükleriydim ve ancak en tecrübeli olan değildim. Yan yana olmamızın heyecanı ve coşkusu ile on dakika içinde beş değişik işi aynı anda yapabilecek olmamızı anlatıyordum. Sözümü kesmemişlerdi. Ömer Osman, tebessümle “Abi, hiç değişmeyeceksin. İyi niyetlisin ancak bu kadar işi yapmayı bırakalım da tavukları tek tek yakalayalım” demişti. Haklıydı. Tavuklar tek tek yakalanıyordu.
....
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN