Gökyüzündeki 'görsel şölen' kuşlara zarar veriyor
Havai fişek gösterilerinin, oluşturduğu gürültü ve ışık ile stres ve korku yarattığı kuşların, kaçarken bir yerlere çarparak yaralanmalarına, kalp krizinden ölmelerine, gece göç ederken yanmalarına neden olduğu belirtildi
İSTANBUL(AA) - Yılbaşı gecesinin havai fişek gösterilerine sahne olması, bunların doğaya ve canlılara zararlarını yeniden gündeme getirdi. Hayvanseverler de gösteriler sırasında havai fişek sesinden korkan kuşların panikle kaçıştıkları görüntüleri sosyal medyadan paylaşarak, bu duruma tepki gösterdi.
Eğlence, kutlama ve düğün gibi organizasyonlarda kullanılan havai fişekler, gürültü kirliliğinin yanı sıra içinde bulunan kimyasal ve zehirli gazların havaya karışmasıyla insanlar dahil birçok canlının sağlığını ve yaşamını olumsuz etkiliyor.
Havai fişek gösterileri, özellikle gökyüzünün gerçek sahipleri olan kuşlarda, stresten ölüme kadar pek çok ağır sonuçlara yol açarken, diğer hayvanlarda da kalıcı hasarlar bırakabiliyor. AA muhabiri, hava fişek gösterilerinin kuşların yaşamına etkilerini uzmanlara sordu.
Göç esnasında atılan havai fişekler kuşların yanmasına sebep oluyor
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Ormancılık Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi, Yaban Hayvan Biyoloğu ve Kuş Bilimci Ergün Bacak, havai fişek sesinin insanları bile korkuttuğunu, kuşların ve diğer hayvanların ise ses konusunda çok daha hassas olduklarını, yıldırım düşünce bile kuşların strese girdiğini söyledi.
Havai fişeklerin doğal bir oluşum olmadığına, gürültü oluşturduklarına ve ışık yaydıklarına, ayrıca yakıcı özelliklerinin de olduğuna işaret eden Bacak, havai fişek patlamasının kuşların yaşamlarına etkilerini şöyle sıraladı:
"Kuşların pek çoğu gece aktif değildir. Dinlenirler, belirli yerlerde yatarlar, uyurlar ama etrafında birden aydınlanma ve gürültü söz konusu olunca stres yaşıyorlar. Sesten ve ışıktan korktukları için kendilerini bir yerlere vurabiliyorlar. Kalp krizi geçirip ölmelerine de neden olabiliyor. Üreme zamanında atıldığında, kuluçkada yatan kuşların yuvayı terk etmesine ve bir daha dönmemesine neden oluyor. En büyük etki ise gece aktif olan, gece göç eden kuşlar ya da martılar gibi şehrin ışıklarından faydalanan kuşlar üzerinde. Bu kuşlar uçarken havai fişek atılması sonucu yanarak ölebiliyorlar ya da yaralanabiliyor."
"Havai fişekle kutlama yapmak yasaklanmalı"
Kuş Bilimci Ergün Bacak, bu nedenlerle havai fişek gösterilerinin kesinlikle yapılmaması gerektiğine fakat halkın bu konuda yeteri kadar bilinçli olmadığına dikkati çekerek, "Yerel ve merkezi yönetimler bu konuda yaptırım uygulamıyorlar. Devlet politikası olarak havai fişekle kutlama yapmak yasaklanmalı." ifadelerini kullandı.
Gece sessizliğinde havai fişek patlamasıyla bir anda oluşan gürültünün kuşları korkuttuğunu belirten Bacak, "Kaçarken ne yapıyor hayvan? Ya bir binaya çarpıyor ya elektrik hattına çarpıyor. Bu da yaralanmalarına ya da ölmelerine neden oluyor. Sadece doğrudan etkileri değil dolaylı etkileri de söz konusu." dedi.
"Çevresel faktörler değişince kuşlar göç yolunu değiştirir." şeklinde bir algı olduğunu aktaran Bacak, havai fişek patlamasının kuşların göç yolunu etkilemeyeceğini, sadece o sırada geçmekte olan popülasyonu etkileyeceğini bildirdi.
"İnsanların keyif aldığı bu faaliyetler kuşlar için tehdit unsuru"
Biyoçeşitlilik Çalışmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Trakya Üniversitesinde kuşlar üzerine doktora çalışması yürüten Özmen Yeltekin de havai fişek gösterilerinin öncelikle gürültü kirliliği yarattığını ve kimyasal gazların salınım yapmalarına sebebiyet verdiğini belirtti.
Yapılan çalışmaların, havai fişek patlamasının 200 desibele kadar gürültü yaptığının belirlendiğini aktaran Yeltekin, bunun insan kulağına dahi zarar verebilecek yükseklikte olduğunu vurguladı.
Yeltekin, hayvanların duyularının insanlardan daha hassas olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan kulağına dahi zarar verebilecek yükseklikte olan bu ses faktörü, duyuları hassas olan bu canlılarda biraz daha fazla zarara sebebiyet veriyor. Aniden yaşanan bu patlamalar ve ışık oyunları yüksek derecede korku ve stres oluşturuyor hayvanlarda. Özellikle kuşlar bu sese ve ışığa maruz kaldıklarında bir panik havası yaşıyorlar. Üreme dönemindeyse yuvalarını terk edebiliyorlar. Bundan dolayı yavruları da zarar görüyor. Üreme dönemi dışındaysa bulundukları bölgeyi terk edebiliyorlar. Gündüz aktiviteleri fazla olan kuşlar, geceyi daha çok çalıların ve ağaçların köşelerinde dinlenerek, uyuyarak geçiriyorlar ve birdenbire yaşanan bu ani gelişme onların ürkerek ölmesine sebebiyet verebiliyor. Uyku vakitlerinde bir azalmaya maruziyet var. Dolayısıyla canlının sağlığına zarar veriyor. Panikle yön kaybı yaşayıp binalara çarpabiliyorlar. Yani insanların küçük bir anda keyif alması yapılan bu faaliyetler maalesef kuşlar üzerinde çok fazla tehdit unsuru oluşturuyor."
Canlıların bir çoğunun popülasyonun azalma eğiliminde olduğuna işaret eden Yeltekin, sözlerini, "Sağlıklı bir ekosistemin olması, bizlerin de sağlıklı bir ekosistemde yaşayabilmemiz için onları korumamız gerekiyor. Bu tarz faaliyetlerin yerel yönetimler tarafından hiç uygulanmamasını tavsiye niteliğinde söyleyebiliriz." diye tamamladı.
Kaynak: