Gazetecilik bitmeyecek!

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısıyla Konya’da görev yapan meslektaşlarımızdan “Gazetecilik” hakkındaki görüşlerini aldık. Arkadaşlarımızın ortak vurgusu, gazetecilik mesleğinin hak ettiği değeri bulamamasına rağmen asla bitmeyeceği yönünde oldu.

Gazetecilik bitmeyecek!

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. 10 Ocak, 1961'de kabul edilen ve gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren, ileri haklar getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği gün olarak kutlanıyor. Mesleği severek yapmanın önemine değinen Gazeteciler, bu mesleğin her zaman devam edeceğinin altını çizdiler.

merhaba-gazetesi-sorumlu-yaziisleri-muduru-ibrahim-buyukeken.jpeg

 ‘GAZETECİLERE OLAN GÜVENİN ARTMASI GEREKİYOR’

Gazetecilik mesleğinin eski değeri görmediğini ifade eden Merhaba Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü İbrahim Büyükeken, “Bundan 5-10 yıl öncesine kadar daha fazla değer veriliyordu. Toplumun en az güvendiği meslek grubu gazetecilerdir. Devamlı halkın yanında olmak yerine iktidarın yanında olduk. Bu da toplumda gazeteciliğe olan güveni azalttı. Doğal olarak bu bizim işimize de yansıdı. Böyle giderse ilerisi için çok da iyi olacağını sanmıyorum. Ama gazetecilik hiçbir zaman bitmez. Her zaman olacak. Ulusal ve yerel medyada kapanmalar oldu. Yazılı medya devam edecek ama eski gücü kalmayacak. Muhtemelen gazeteler satışlarını düşürecek. İnsanlar dijital medyaya biraz güvenirse ve özel habere ağırlık verirse ilgi göreceğine inanıyorum ama biraz daha işimizi hakkıyla yapmamız lazım. Gazetecilerin kamusal habere değer vermesi, nerede yanlış görüyorsa dile getirmesi lazım. Kamudaki yöneticilerin ve idarecilerin de çıkan haberlere saygı duyması lazım. Eğer herhangi bir art niyet ve yalan yanlış haber yoksa eleştiriye açık olmaları lazım. Böylece hem toplumsal bilinç gelişir hem de gazetecilere olan o eski güven tekrar geri gelir” dedi.

erkant-uysal.jpeg

‘MEDYAYA HER ZAMAN İHTİYAÇ OLACAKTIR’

Gazeteciliğin her zaman devam edeceğinin altını çizen Konya’nın Sesi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Erkant Uysal; “Haber alma özgürlüğünün sonuna kadar savunulacağı dünyada evrensel ve yerel ölçekte medyaya her zaman ihtiyaç olacaktır. Doğruların ortaya çıkarılması, yeri geldiği zaman usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması ve doğru şeylerin de halka ulaştırılması açısından gazetecilik devam edecektir ama muhtemelen mecra değiştirecektir. Nasıl ki matbaa icat edildiğinde el yazması bittiyse süreç öyle gösteriyor ki dijital medya sosyal medyaya çıktıktan sonra kağıdın ömrü azalacaktır ve azalmaktadır. Yerel gazetelerde bu süreçten en fazla etkilenen kurumlar arasındadır. Dövizdeki artış, kağıdın artması, maliyetin artması yerel gazeteleri fazlasıyla etkilemiştir. Her şeye rağmen yerel gazeteler ayaktadır ve varlığını sürdürmeye devam edecektir.  Bu anlamda sosyal medya biraz daha güçlenecektir. Kağıda dayalı yerel gazetelerde bu anlamda dönüşümünü gerçekleştirmektedir. Tekrar sosyal medyada, dijital medyada ve kağıtla birlikte hayatını devam ettirecektir. Gazetecilik oldukça pozitif bir meslek diyebiliriz ama hayatın negatif yönlerini de görmeden olmaz. Toplum içinde sınıflar arasındaki geliş gidişleri en çok yaşayanlar gazetecilerdir. Sınıflar arasındaki çatışmaları, kopuklukları da ortaya koyarlar. Kamuoyunu aydınlattığı için de bir kamu görevi yapmaktır. Maddi koşulların bir güç olması nedeniyle de gazeteciler ciddi maddi zorluk yaşamaktadırlar. Sosyal hakların tekrar yükseltilmesi gerekir” diye konuştu.

mustafa-ozdemir.jpeg

‘HİÇBİR ŞEY OLAMAZSANIZ GAZETECİ OLUYORSUNUZ’

“Gelişen ve kalkınan, küresel emperyal sömürü düzenine başkaldıran Türkiye’ye karşı yapılan kirli operasyonların bertaraf edilmesinde milli ve yerli gazetecilere büyük ihtiyaç duyulduğunu söylemeliyiz” diyen Pusula Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Özdemir şöyle konuştu: “Gazetecilikte mevcut standardın daha da yükseltilmesi gerekiyor. Gazeteciliğin maddi anlamda da cazip bir meslek olması gerekir ki ideal bir meslek haline gelebilsin. Gazetecilik mesleğinin ciddi anlamda nitelik sorunu var. Bugün işin mutfağında nitelikli eleman bulabilme noktasında sıkıntılar var. Nitelikli insanlar başka mesleklere kayıyor. Dolayısıyla hızla hiçbir iş yapamayanın son çare yaptığı meslek haline dönen Gazetecilik için mesleki standart getirilmesi elzemdir. Bugün hiç bir şey olamazsanız pekala gazeteci olabiliyorsunuz. Bunun değişmesi lazım. Gazeteciliğin ve gazetecilerin için genel anlamda değer görme noktasında sıkıntıları olduğunu söyleyebiliriz. Bu belki genel bir görünüm ama özele inildiğinde aslında gazete ve gazetecilerin değeri biraz da kendinin sağladığı söylemeliyiz. Ben gazeteleri de insanlara benzetiyorum. Her gazetenin insanlar gibi bir kimliği, kişiliği vardır. Bazıları seviliyor bazıları sevilmiyor, bazıları az bazıları çok itibar görüyor. Çok okunan gazetenin doğru işler yaptığı sonucunu doğurmaz. Her satıcının bir alıcısı var. İlke ve değerlerle birlikte bunu yapabiliyorsanız başarılısınızdır.”

sumeyye-yilanci-kesan.jpg

‘DEĞİŞMEN GELİŞMEN VE BÜYÜMEN İÇİN GÜZEL BİR ALAN’

Gazetecilik mesleğinin iyi ve kötü yanlarına değinen ATV Haber Muhabiri Sümeyye Yılancı Keşan, “Gazetecilik mesleğinde zaman ve mekan kavramı olmuyor. Kötü tarafı, hiçbir zaman önceden plan yapamıyorsun ama iyi tarafı, bu yüzden de anı yaşamayı öğreniyorsun. Bu mesleği çok severek ve aşkla yapıyorsan aslında kötü tarafları çok fazla görülmüyor. Kötü taraflarından biri de yağmuru, çamuru belki… Mesela şimdi habere gideceğim yağmur dursun diye dua ediyorum. Çünkü dışarıda bir röportaj yapmam gerekiyor. Onun dışında çok olumsuz görebileceğim bir şey olmuyor. Zaten bu işin olumsuz tarafları, senin için olumlu olduğu için bu mesleği yapıyorsun. Çünkü senin için gözünü karartıp yola çıktığın bir meslektir. Ulusalda bu mesleği yapmak bir tık daha zor. Çünkü çok fazla rakibin var. Aynı haberi yaptığın çok fazla insana denk geliyorsun. Örneğin o gün domatesin fiyatının artma haberini çok fazla kanal yapacak ama sen öyle bir anons çekmelisin ki ve öyle bir pazarcıyla röportaj yapmalısın ki diğer kanallar değil de sen izlenmelisin. Aslında şunun gibi; çok fazla kahve seçeneğin var ama niye işte White chocolate mocha? Başka birisi olmalısın sen, başka bir aroman olmalı senin. Yükselen bir lezzet olmalısın. Yani ulusalda bu mesleği yapmak bence insanı biraz daha geliştiriyor. Daha marjinal oluyorsun, üstüne biraz daha bir şeyler koymaya çalışıyorsun. Yani sürekli bir fikir ve beyin fırtınası halinde oluyorsun. Dolayısıyla gelişmen, değişmen ve büyümen için çok güzel bir alan” diye aktardı.  

gamze-erdogan.jpeg

‘TOPLUMUN EN GÖZDE MESLEĞİ OLMAYA DEVAM EDECEK’

Gazeteciliğin toplumun en gözde mesleği olmaya devam edeceğini savunan Anadolu’da Bugün Gazetesi Muhabiri Gamze Erdoğan, “Öncelikle gazetecilik kamu ile devlet arasındaki iletişim köprüsüdür. Bu sebeple bir gazetecinin hem kamu tarafında hem de devlet (İktidar) kanadında yaptırım gücü vardır. Bu yapılırken de tabi ki en doğru, yasalara ve gazetecilik etik kurallarına uyarak yapılması gereken, büyük hassasiyet isteyen bir konudur. Bunun yanında gazetecilik mesleği toplum tarafından saygı görülen ve örnek alınan kişilik sunar. Bir gazeteci eğitimi iyi alıp mesleğini hak ettiği ölçüde yaparsa, topluma yön verebilir. Bana göre gerçekleri en saf haliyle toplumun önüne sermek bir gazeteci için en güzel özelliktir. Negatif yanlarını ise, çalışma şartları, ücretler diye özetleyebiliriz.  Gazetecilik mesleği ilerleyen süreç içinde değişmeye devam edecek. Fakat gazetecilik etik kuralları değişmediği takdirde her zaman toplumun en gözde mesleği olmaya da devam edecek. Meslekte kadın olmanın elbette pek çok zorlukları bulunuyor. Örneğin; haber yapmaya gitmiş olduğunuz kişi her zaman olmasa da bazı zamanlarda size karşı farklı niyetler besleyebiliyor. Ayrıca Konya gibi bir şehirde kadın gazeteci sayısı az olduğu için bunun dezavantajlarını yaşayabiliyoruz. Özellikle fotoğraf çekimi esnasında kadın gazeteciler, erkek meslektaşlarımız tarafından kalabalık programlarda ezilme tehlikesi yaşayabiliyor. Sizin vesilenizle onları bu konuda daha dikkatli olmaya davet ediyorum” diye ifade etti.  

sibel-elmas-karaca.jpeg

‘GAZETECİLİK AĞZIMIN TADIDIR’

Gazetecilik mesleğinin bir işten öte hayat duruşu, hayat felsefesi ve yaşam gücü olarak tanımlayan Televizyon ve Radyo Programcısı Sibel Elmas Karaca şunları belirtti: “Ben hep ağzımın tadı olarak tanımlarım. Belki de yıllardır hep böyle baktığım için senelerin nasıl geçtiğini anlamadım. Benim için bir çocukluk hayali ve çocukluk duasıydı. Bana hep sorulan bir soru vardır. “Her sabah çok erken saatte mikrofon başında oluyorsun. Hiç mi bir gün off demiyorsun?”  İnsan aşkla yaptığı bir şeye offf der mi? Bu işin böyle güzel bir yanı var. Yapılan iş aşkla yapılınca, şehir de Hz. Pir’in diyarı olunca bambaşka oluyor. Bu yönünün yanında sanırım gezmediğim köy kent kalmadı. Ben her zaman şuna inandım hayatta çok sevdiğimiz şeylerin bir kusuru ve zor yanları vardır. Bence bu güzel olmasından kaynaklıdır. İnsan bir şeyi çok seviyorsa, onun olumsuzluklarını görse bile sevgisi ağır basıyor. Ama şunu söylemek isterim ki; mesleğe başlayalı 15 yıl oldu. 15 yıldan bu zamana çok şeyler değişti. Teknik anlamında çok ciddi yollar kat edildi. Sadece üzüldüğüm nokta bu işi çok sevenlerin her anlamda önüne engellerin koyulmasıdır.”

asli-sena-cevikbas.jpeg

‘MESLEKTEKİ ETİK KAVRAMI ORTADAN KALKIYOR’

Taraflı habercilik anlayışının etik haber kavramını ortadan kaldırdığına dikkat çeken Ün TV Haber Muhabiri Aslı Sena Çevikbaş, “Gazetecilik mesleğinin pozitif yanları kaynağa ilk elden ulaşma imkanının olması. Her görüşten insanı dinleyebilmek ve yorumlayabilme ayrıcalığını sahip olmaktır. Bir olayı, fikri, durumu yorumsuz ve dolaysız yoldan görebilme imkanımızın olması büyük bir ayrıcalık. Negatif yönlerine gelecek olursak ilk olarak medya patronları diyebilirim. Belirli kalıplara bağlı kalarak habercilik yapıyoruz. Taraflı haber yapmak, özgür olamamak meslekteki etik kavramını da ortadan kaldırıyor. Bir diğer negatif tarafı da olay anlarına can güvenliğimizin tehlikede olması. Özellikle ajans muhabirleri için. Yakın zamanda saldırıya uğrayan DHA muhabirini buna bir örnek olarak gösterebiliriz” diye kaydetti.
• GÜLŞEN YILMAZ -SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ