FETHİN 561. YILDÖNÜMÜ MÜSİAD’DA KONUŞULDU
MÜSİAD Konya Şubesi Cuma Toplantılarında bu hafta “561. Yıldönümünde İstanbul’un Fethi’nin Dünü, Bugünü ve Yarını” konusu konuşuldu. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Arabacı’nın konuşmacı olarak katıldığı programa ilgi yoğun oldu.
Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Cuma Komisyonu Başkanı Lokman Koyuncuoğlu “İstanbul’un fethinin 561. Yılını gördüğümüz için Allah’ımıza hamd ediyoruz. Bundan 561 yıl önce gerçekleşen bu kutlu fetih tarihe çok farklı anlamlarda geçti. Bizler İslam coğrafyasının en önemli temsilcileri olarak fethi daha farklı algılamaya ve anlatmaya başladık. Gerçekleştiği dönemde dünyada büyük yankı uyandıran, bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan bu fethin döneme ve son günlerde Zulüm 1453’te başladı sözleriyle yeniden gündeme gelen yönüyle de günümüze olan etkilerini öğrenmek istedik. Aslında zulüm mü 1453’te başladı yoksa zulme başkaldırı ve zalime karşı koyuş mu 1453’te başladı Caner hocamızdan dinleyeceğiz ” dedi.
Açılış konuşmasının ardından konferansa geçildi. Fethin üzerinden geçen 561 yılı konuşmaya başlamadan önce Zulüm 1453’te başladı denildiği zaman 561 yıl önce gerçekleşen bu olayın birileri tarafından günümüzde hala nasıl canlı, çok taze ve güncel değerlendirildiğinin düşünülmesi gerektiğini belirten Caner Arabacı, “Öncelikle fetih kavramını biz nasıl algılıyoruz karşıdaki muhataplarımız nasıl algılıyor bunu incelememiz gerekiyor. 561 yıl öncesine bakacak olursak İstanbul’un fethi Türkler açısından müthiş bir coşku ve müthiş bir sevinç doğurur. Müslüman Türkler dünya liderliğine ve İslam aleminin liderliğine soyunur daha doğrusu bu tescillenir ve kabullenilir. Osmanlı cihan devleti de kuruluş dönemini tamamlar ve Cihan Devleti hükmüne girer. İstanbul’un fethi bizim için sıradan değildir. Batı açısından bakacak olursak zulüm 1453’te başladı sözü aslında Batı’nın fethe o dönemki bakış açısının günümüze kadar gelen yansımalarıdır. İstanbul’un fethi Batı açısından son derece korkunç bir olaydır. Pandoranın kutusunun açılması, kötülüklerin saçılmasıdır. Kötülükler artmış zulüm başlamıştır. Avrupalı krallar üzüntülerinden aylarca satolarından çıkmamışlar hatta bazıları Sultan Mehmet’in kılıcı üzerimizde dolaşıyor diye Papalığa mektup yazarak yardım istemişlerdir. Fetih Batı’ da öyle bir irkilme, korku ve dehşet uyandırmıştır ki Papalığın rehberliğinde yeni Haçlı seferleri düşünülmüştür. Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u kuşatmadan önce komutanlarının söylediği “İstanbul’u alırsak dünya ayağa kalkar” sözü fetihten sonra gerçekleşmiş ve Osmanlı Devleti çok uzun yıllar batıda ve doğuda onlarca devletle mücadele etmiştir diyen Caner Arabacı, “Batı’nın fethe olan nefreti sadece Osmanlı devleti zamanında kalmamış günümüzde de devam etmiştir.” şeklinde konuştu.
Türk milleti olarak tarihimize gereken önemi vermediğimizi ve tarihimizi araştırıp öğrenmediğimizi ifade eden Caner Arabacı, “Osmanlı devleti zamanında tarih eğitimi 4 yaşında başlardı. Şehzadeler bu bilinçle yetiştirilirdi. Fatih’e İstanbul’u fethettiren de bu bilinçtir. Son dönem dizilerinde kasıtlı olarak Türk toplumuna kabul ettirilmeye çalışıldığı gibi Padişahların ömürleri harem dairelerinde değil; Allah’ın adını yeryüzüne yaymak amacıyla at sırtında cihatla geçmiştir. Fethettikleri her yerlerde camiler, medreseler yaptırmışlardır. Atalarımızdan bize miras kalan bu eserlere sahip çıkmamız gerekirken bunları kendi elimizle yok etmemiz tarihimize değer vermediğimizin açık göstergesidir. Ülkemiz günümüzde kültür işgali altındadır. Giyimimiz, müziğimiz atalarımızdan değil. Hep bir özenti içindeyiz. İşte bu özenti tarihimize olan bilincimizi köreltiyor. Bunun temel sebebi ise şu anki eğitim sitemimizin Tanzimattan sonra haçlılara kaptırdığımız ulemaların yönlendirmesiyle devam ediyor olmasıdır. Toplum olarak, bu millete ve milli kimliğine bağlı aydın zümreyi yetiştirme mecburiyetimiz var. Eğer bunu başaramazsak gövde başsız kalmaya devam edecek” ifadesini kullandı.
Toplantının ardından Lokman Koyuncuoğlu, “İnşallah bu seccade ile bir gün Ayasofya’da namaz kılmak nasip olur” temennisi ile günün anısına Caner Arabacı’ya seccade hediye etti.