Ferdi Tayfur Konya’da meşhur oldu! Çimenlik’te garsonluk yaptı ve…

Siyaset Bilimci-Yazar Ömer Tokgöz Gazetemiz Yeni Haber’e vefatı ile hüzünlendiren efsane Türk Halk müziği ve Arabesk sanatçısı Ferdi Tayfur hakkında açıklama yaptı. Ferdi Tayfur’un toplumun tüm kesimleri tarafından sevilen ve hit olmuş birçok eseri ile sanatında zirveye yerleşmiş ve ilgiyle dinlenen bir sanatçı olduğunu belirtti.

500’ÜN ÜZERİNDE ESERİ BULUNUYOR

Ömer Tokgöz’ün yaptığı araştırmaları ve açıklamaları şu şekilde oldu;

“Ferdi Tayfur bilindiği gibi 1970’li yılların ilk yarısında bağlama sanatçısı ve solist olarak müzik yaşamına başladı. Bestelediği şarkıları ile gönüller de taht kurdu. Bağlamayı kendine özgü bir akor ve çalma stili ile çalarak fark yarattı. Türk halk müziği eksenli şarkılardan arabesk tınılı eserlere doğru geçiş yaptığını belirtti. Ferdi Tayfur (15 Kasım 1945, Adana- 2 Ocak 2025, Antalya), Türk şarkıcı, besteci, söz yazarı, sinema yönetmeni ve oyuncusudur. İki oğlu ve 3 kızı vardır.

Toplamda dokuz defa Altın Plak Ödülü kazanan sanatçı sinema filmlerinde de yer alan kendi yazdığı şarkılarla ünlenmiştir. 30'dan fazla albüm ve 30'un üzerinde film yapmıştır. 500’ün üzerinde eseri seslendirmiştir.

BABASI ÖLDÜRÜLDÜ, YOKSUL VE TRAJİK HAYAT YAŞADI

Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Taşçı köyünde doğan sanatçıya adını dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur'un hayranı babası Cumali tarafından konulmuştur. Babasının bir eğlence yerinde öldürülmesi ile sanatçı ve ailesi yoksul ve trajik bir hayat yaşamıştır.

Henüz çocukluk yıllarında üvey babasının bulduğu şekerci dükkanında çıraklık yapan sanatçı okumayı çalışırken bir hamaldan öğrendiğini söylemiştir. 10 yaşından itibaren şekerci çırağı, traktör tamircisi ve sürücülüğü, otobüs yıkamacılığı gibi işlerde çalıştı. 16 yaşında Adana radyosu ses yarışmasına katıldı, Ahmet Sezgin’e ait Bük dibinde yatarım türküsü ile yarışmada ikinci oldu.

KONYA ÇİMENLİK’TE GARSONLUK YAPTI

1966 yılında Ferdi Tayfur Adanalı bir hemşerisini aramak üzere Konya’ya gelir ve Çimenlik tarafında bir kahvede çaycı ve garson olarak çalışmaya başlar. Konya günlerini şöyle anlatır: “Yeme içme kahveciye ait olmak üzere günde yedi buçuk lira para kazanıyordum. Otele iki buçuk lira ödeyip, geri kalanla da idare etmeğe çalışıyordum. İki haftaya yakın bir zaman çalıştım kahve ocağında. Daha sonra bir pavyonda iş buldum. Yanılmıyorsam, '' Teksas '' adlı bir pavyondu. Patron önce sesimi dinlemek istedi. İki türkü söyledim. Beğenilmiştim. 15 lira yevmiyeyle işe başladım.

SANATÇININ TEK OĞLU TİMUR KONYA DOĞUMLUDUR

Bu arada bir kadınla tanıştım. Yıllar sonra ondan bir çocuğum olduğunu anladım. Şimdi oğlum yanımda ve bütün yükümlülüğünü üstlenmiş durumdayım. Konya, benim yaşamımda önemli rol oynayan bir kent durumuna gelmişti bir anda. Aylar vardı ki evden uzaktım. Evim ve ailem burnumda tütüyordu. Bir anda Konyalı olup çıkıvermiştim.

BAĞLAMA ÇALMAYI KONYA’DA ÖĞRENDİ

İlk bağlamayı elime Konya'da aldım. Bir astsubay ağabey, bana bağlamanın inceliklerini öğretti. Bir otelde kalıyordum. Aynı otelde ikamet eden astsubayla dost olmuştum. Bazen kendi kendime düşündüğüm olurdu. Daha doğrusu teselli bulurdum. İlk bağlamayı onun bağlamasından öğrendim. Tam bir disiplin içinde bana bağlama çalmasını öğretti, dost ağabeyim.

KONYALI BİR KADINLA TANIŞTI

İstanbul'a giderken otobüste genç bir kızla tanıştım. Konyalıydı ve Almanya'ya işçi olarak gidiyordu. Kızla dostluğumuzu hayli ilerlettik İstanbul'da. Ama sonunda bir tren alıp götürdü onu yaban ellere...'' Bu yolculuğu aklından ve gönlünden silemeyen Ferdi Tayfur Almanya’ya işçi olarak giden gurbetçiler için “Almanya treni” isimli şarkısını bestelemiştir.

İstanbul'a gelip Lunapark Gazinosu'nda iş bulur ve Nurten İnnap'a bağlama çalmaya başlar. Daha sonra Leyla / Aşkınla Beni Öldürdün adlı ilk plağını doldurur ve bu plağından 500 lira kazanır. Ferdi Tayfur 1968 yılında Seda Plak ile iki plaklık anlaşma yapar ancak beklenen ilgiyi görmez. Akabinde yeniden Adana'ya döner ve çiftlikteki işlerin başına geçer, diğer yandan müzik çalışmalarına devam eder ve üç yıl aranın ardından yaptığı Huzurum Kalmadı adlı plağı yayınlanır. 1973 yılında ise Görsev Plak adına yaptığı Dur Dinle Sevgilim / Kır Çiçekleri adlı 45'lik ile çıkış yakalar.

Yine 1974 yılında yaptığı Yüreğimde Yara Var / Bana Gerçekleri Söyle adlı 45'lik ile adını duyurur. 1975 yılında Elenor Plak'a transfer olur. Önce Bırak Şu Gurbeti, ardından Çeşme adlı şarkısı ile adını duyurur. Plakları art arda yayınlanan sanatçı asıl çıkışını "Çeşme" şarkısı ile yakalamış, 1976 yılında aynı isimle Necla Nazır ile başrolünde oynadığı ilk sinema filmi olan “Çeşme” vizyona girmiştir. Filmi 12 milyon kişi izlemiştir. 1992 yılında çıkardığı Prangalar albümü 5 milyon rakamıyla Türkiye'nin en çok satan albümlerinden olup, Ferdi Tayfur'un en çok satan albümüdür. Kasetlerin yanında konserler de verdi. 1993 yılında Gülhane Parkı'nda verdiği konsere 200.000 kişi katılarak rekor kırmıştır. 24 adet 45’lik plak, 33 adet kaset albümü çıkarmıştır. 41 sinema filminde yer almıştır. (Wikipedia)

FERDİMANİA KLÜBÜ VE FERDİCİLİK FENOMENİ

Yaptığı araştırmada senarist ve yönetmen Hulki Saner‘in kaleme aldığı “Bu Da Benim Filmim” isimli anı kitabında Ferdi Tayfur’u şöhret basamaklarına nasıl tırmandığı anlatılmaktadır: “Çeşme filminin patlama yapması ile İstanbul’un muhtelif ilçelerindeki gösterim yolculuğunda ortaya çıkan ”Ferdiciler” ilçe ilçe, sinema sinema gezerek yaşadıkları histeriyi, toplumsal bir vakaya dönüştürmüşlerdir. Kitlenin, sinema perdesinde kendini özdeşleştirdiği bir kahramanı vardır artık.

Kadın seyirciler, sinema salonlarını gözyaşları ile terk etmişlerdir. Peki sadece İstanbul mu? Tüm Türkiye’ye dalga dalga yayılan Ferdimania ile Çeşme filmi 10 milyondan fazla gişe yaparak, tüm zamanların en çok izlenen filmlerinden biri olacak ve Tayfur’u tüm yurtta tanınan büyük bir yıldız yapacaktır. Artan popülariteyle, filmler peşi sıra gelir: Derbeder (1978), Benim Gibi Sevenler (1978), Batan Güneş (1979), Yadeller. (1979)

TRT’nin sansürcü zihniyetle yasakladığı Tayfur, şarkı söylediği ve bir nevi konser verdiği bu filmler aracılığıyla buluşur hayranlarıyla. “Çeşme filmi patlama yapınca İstanbul’a filmi seyretmek için yurt içinden arabalarla geliyorlardı. Yani hep sinemaların önünde: İşte 06 plakalı arabalar, 42 plakalı otobüsler, 63 plakalı arabalar görüyorduk.… İlk biz seyredeceğiz diye gelenler… Artık o zamanlar bilet satılıyordu ama ayakta seyredenler, merdivenlerde oturanlar… Yani film hiç durmadan oynuyordu 12’ye kadar. Sabah başlıyordu akşama kadar.

ALMANYA’DAKİ GURBETÇİLER İÇİN YAZDI

Sanatçının disko grafisinde ilk zamanlar Türk halk müziği tınıları ile bezeli eserleri ile birlikte her albümünde uzun havalar ve gazelli eserleri de başarıyla seslendirmiştir. Suat Sayın tarafından bestelenen arabesk fantezi eserleri müzikseverler tarafından çok tutuldu.

Almanya’ya giden göçmen işçilerin hasret ve dramını yazdığı söz ve müziği kendisine ait olan Almanya treni eseri gurbetçiler arasında hit oldu. 2000’li yıllardan sonra rock müzik yapan gençler Ferdi Tayfur’dan cover eserleri yaparak müziğini genç kuşaklara sevdirdiler. Bu dönemde Türk Sanat Müziği şarkıları ve Gitar ile hazırladığı romantik şarkılar albümü de ilgi çekti.

Tokgöz Ferdi Tayfur’un mübarek üç ayların başında bir kandil gününde vefat ettiğini ve kendisini seven binlerce insandan dua alması ilahi bir tevafuktur. Çocukluğundan beri severek dinlediği sanatçıya Allahtan rahmet dileyerek açıklamasını tamamladı.

Ferdi Tayfur – Almanya treni-1977