Evlilik programları mahremiyeti bozuyor
Birçok insanın özellikle de gençlerin izlediği evlilik programlarının aile mahremiyetine zarar verdiğini söyleyen Terapist Berfin Akdeniz, “Evlilik programları, insanların evliliğe bakış açılarında ön yargı oluşturmakta ve oluşturulan ön yargı toplumun aile kökenine fazlaca zarar vermektedir.” dedi.
Özellikle gençler tarafından ilgi gören evlilik programlarının aile mahremiyetine ve evliliğe olan bakış açısına büyük zarar verdiğini dile getiren Terapist Berfin Akdeniz, “Evlilik programları, insanların evliliğe bakış açılarında ön yargı oluşturmakta ve oluşturulan ön yargı toplumun aile kökenine fazlaca zarar vermekte. Sağlam temeller üzerine inşa edilmeyen her evlilik sekteye uğrar, TV programları karşısında tanınmaya ardından evlilik yoluna gidilen kişilerde yaşadıkları kaos ve tartışmalardan ön yargıyı oluşturacak ortamı fazlaca oluşturmaktadır.” ifadelerinde bulundu.
AMAÇ EVLİLİK Mİ REYTİNG Mİ?
Evlilik programlarının doğru olmayan örnekler sunduğunu ve yayımlanmaması gerektiğinin altını çizen Akdeniz, “Bu tür programların öncelikle yapılma amacı netleştirilmelidir. Amaç gerçekten evlilik mi yoksa evlilik adı altında oluşturulmak istenen reyting mi? Amacımız kişilere mutlu bir birliktelik sunmaksa bunu programlar üzerinden yapılmamasını öneriyor ve bu programların gençlere de evli insanlara da doğru olmayan örnekler sunduklarını düşünüyor, yayınlanmasını onaylamıyorum. Bu programların televizyonda yayımlanması yetişen neslin evlilikle alakalı düşüncelerini derinden etkilediği ve aile kurumuna verilen önemi aza indirgediğinden; iki kişinin ve ailelerin mahremiyetlerini de göz önünde bulundurarak etik olmadığı kanaatindeyim.” şeklinde konuştu.
‘EVLİLİĞE OLAN BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRİYOR’
Bu tür programların insanların evliliğe bakış açısını kötü etkilediğini vurgulayan Akdeniz, “Evlilik programlarında gördüğünüz örnekler toplumdaki aile dinamiklerine fazlasıyla aykırı. Maalesef ki gençleri de bu duruma fazlasıyla özendirmekte. Sosyal medya ve televizyon günümüzde fazlaca popüler olan etkileşim araçlarından biri ve evlilik programları günün belli saatlerinde yayın yapmakta. Birçok insanın özellikle de gençlerin izlediği, ahlaki normlar göz önünde bulundurulmadan yapılan programlarda; çeşitli kaos ve tartışmaların yaşandığı ve bu durumun da gerek evlilik temelini derinden etkilediği gerekse insanların evliliğe bakış açılarını değiştirip, önemsiz bir birliktelik olarak nitelendirildiği görülmektedir.” sözlerine yer verdi.
‘KENDİLERİNİ YANSITMIYORLAR’
Evlilik programındaki insanların kendilerini yansıtmadıklarını belirten Akdeniz, evlilikle ilgili şu sözleri de dile getirerek konuşmasını sonlandırdı; “Evlilik iki kişinin birlikteliğini ahlak normlarına, kültürel değerlerine ve aralarındaki sevgi bağına uygun şekilde taçlandırılmasıyla oluşan önemli bir süreçtir. Ailenin; toplumun en küçük yapı taşını oluşturmasının yanında, toplumu şekillendirdiği de bir gerçek. İki insan evlilik adımını atarken, tabi ki birbirlerini tanımalı, beraber bir hayat kurup kurmayacaklarını gözden geçirmeli, partnerinin aile yapısı ve yaşantısı hakkında bilgi sahibi olmalı fakat bu durumu sadece maddi özellik ve dış görünüşe indirgememeli. Kişiler evlilik kararlarını alırken denklik esasını göz ardı etmemeliler. Denklik fiziki özellikler ile sınırladığım bir kavram değil. Kişilerin hobileri, yapmaktan keyif aldığı aktiviteleri, eğitim ve kültür seviyeleri, yaşam biçimleri, hayat anlayışları, sevmediği özellikler ve yetiştirilme tarzlarınca uygunlukları. Saydığım dinamiklerin hepsi kişilere, ailelere has özellikler ve mahremiyetin bunca kişi önünde bu denli konuşulması etik değil. İnsanlar yeni birilerini tanıdıklarında maske takarlar ve olmadıkları kadar kibar, nezaketli tutumlarda bulunurlar. Kaldı ki onca kişi karşısında konuşan insanlarında tam anlamıyla kendilerini yansıtmadığı da farklı bir gerçek.”
•BÜŞRA ERKUŞ / YENİ HABER GAZETESİ