Evlatlıktan değil mirastan ret!
Av. Ümit Olgun, Çocukların yaptığı davranışların toplumun ahlaki kuralları dinamitleyerek insan ilişkilerini paramparça ettiğini belirtti.
Çocukların yaptığı davranışların toplumun ahlaki kuralları dinamitleyerek insan ilişkilerini paramparça ettiğini belirten Av. Ümit Olgun, “Anne baba ‘evlatlıktan reddetmek’ istiyorum dediğinde böyle bir hukuki kurum yok ama ‘mirasçılıktan çıkarma’ diye bir kurum var. Yani sen beni topluma karşı rezil ediyorsan, bende seni mirastan faydalandırmayacağım demektir bunun adı” dedi.
Günün ekonomik rahatlığı, konfora ulaşabilme kolaylığı, tek dokunuşla dünyaya ve bilgiye olan erişim rahatlığı gençleri rehavete ittiğini ifade eden Av. Ümit Olgun, “Ne acıdır ki, sosyal mecralar üzerinden lükse ulaşma arayışı ve sanal âlemin renkli dünyası ailesinde karşılayamayan gençler, ebeveynleri yıpratarak zevk-ü sefa elde etme yoluna giriyorlar. Metroda babasına bile yer vermekten aciz olan yeni nesilde yer alan çoğu evladın ailevi sorumluluklarını, saygınlığı terk edip ancak konu miras paylaşımına gelince en önde ve ihtiraslı bireylerle karşılaşılıyor. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) Miras Hukuku çerçevesinde miras bırakanların bu acziyetlerini ele almış durumda. TMK m.510’da aşağıdaki durumlarda miras bırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse ve mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse hükmü haizdir” diye konuştu.
MEDENİ HUKUK BELİRLEYİCİ
Mirasçının miras bırakana ve onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi hususunu ele alan Olgun, “Bu suçun tamamlanması şart olmadığı gibi bu konuda bir mahkûmiyet kararı bulunması da şart değildir. Suç affa uğrasa da zamanaşımına uğrasa da mirasçılıktan çıkarmaya tesiri yoktur. Suçun ağırlığını belirleyecek olan ceza hukuku prensipleri değil, medeni hukuk esaslarıdır. Mirasçının, miras bırakanı ağır bir şekilde zedeleyen ve ailevi hislerin yokluğunu gösteren bir suç işlemesi halinde, bu kişi mirastan çıkarılabilir. Bu kuralın uygulanmasında, hâkimin takdir hakkı bulunması zorunludur. Aile bağlarını koparıcı fiilin işlenmesinde, miras bırakan da en azından mirasçı kadar kusurlu bulunuyor ise mirasçılıktan çıkarma geçerli değildir. Ağır suçtan amaç; miras bırakanın şahsiyet haklarına, beden tamlığına ve mamelekine yönelik, onunla aile bağlarının koptuğunu gösteren hukuka aykırı bir fiildir. Buradaki ağır terimi hukuk hâkimine yönelik olup hâkim, suçun ağır olup olmadığına ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmaksızın karar verir. Koparacak nitelikle olmasından kasıt, suçun objektif olarak aile bağını koparacak nitelikte olmasıdır. Fiilen koparmış olması da sübjektif unsur olup, somut olayda aile bağını koparmış olmasıdır. Kanunun ağır terimi ile kastettiği budur. Şu halde bir fiil aile bağını koparacak nitelikte olmakla beraber, somut olayda koparmamışsa, sübjektif şart gerçekleşmediği için, mirasçılıktan çıkarma sebebi olamaz” şeklinde konuştu.
“MİRASTAN ÇIKARMA SEBEPLERİDİR”
İkinci fıkrada yer alan ‘aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemek’ hususunu da ele alan Olgun, “Mirasçının murise ve ailesine karşı kanunen mükellef olduğu aile hukuku vazifelerini büyük bir kusurlu davranışla yerine getirmemesine örnek olarak; ana, baba ve çocukların karşılıklı sevgi ve saygı şefkat bağları, yoksulluğa ve zarurete düşmede yardım yükümlülüğü, nafaka borcu, aile birlik ve huzuru bozan davranışlarda bulunmama ilkelerine aykırı hareketler yer alır. Yargıtay’ın yerleşmiş kararları incelendiğinde mirasçı sıfatındaki bir kişinin miras bırakanı dövmesi, aile bağlarını koparacak nitelikte hakaretler etmesi mirasçılıktan çıkarmanın şartlarını oluşturabilir. Mirasçılıktan çıkarma ve bağıştan rücunun aynı nitelendirmeye tabi tutulması gerekir. Yine aynı şekilde miras bırakanın kızının evliyken başka bir erkeği istemesi hatta düşünmesi bu durumu açığa vurmasa bile iç dünyasında bu durumu yaşaması mirastan çıkarma sebebidir. Ancak tüm bu olaylar objektif olarak değerlendirilirken, sonuçlarının sübjektif olarak da nitelendirilmesi ilgili fiilin aile bağlarını ve miras bırakanla mirasçı arasındaki gönül bağlarını da koparacak nitelikte olması gereklidir” dedi.
“MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA GEÇERSİZ OLUR”
Yargıtay nezdinde miras bırakan babanın nafaka alacaklısı olması durumunda mirasçıdan nafaka alacağını tahsil edememesi ve icra kanalına başvurması durumu mirasçılıktan çıkarma sebebi olmadığına dikkat çeken Olgun, “ Mirasçılıktan çıkarma yapmak isteyen mirasçı bu durumu dava yoluyla gerçekleştiremeyecek ancak ölüme bağlı tasarruf ile gerçekleştirebilecektir. Ölüme bağlı tasarruflarda çıkarılma nedenleri gösterilmesi zorunludur. TMK'nun 512. maddesi ‘Mirasçılıktan çıkarma, miras bırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, miras bırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapılmışsa, çıkarma geçersiz olur hükmünü içermektedir” diye konuştu.
“TASARRUF DA YER ALMALI”
TMK md. 512/1’ e göre çıkarma sebebinin açık olması, belirli bir eyleme, işleme ve davranışa dayanması gerektiğinin altını çizen Olgun, “Sadece mirastan çıkardım ettim, miras dışı bıraktım, bana ilgi göstermedi gibi gerekçesiz sözler yeterli sayılmamalıdır. Çıkarma sebebi kabul edilen olayların delillerinin gösterilmesi de mirasçının çıkarmaya itirazı halinde diğer tarafa kolaylık sağlayacağından, tasarruf da yer almalıdır. Düşünün ki kadın evli, iki çocuğu var. Biri iki yaşında biri beş yaşında, kırsal bir bölgede ikamet ediyor. Çocuklarını eşini bırakıyor başka bir erkekle kaçıyor. Toplumun ahlaki kurallarını dinamitliyor, insan ilişkilerini paramparça ediyor. Anne baba ‘evlatlıktan reddetmek’ istiyorum dediğinde böyle bir hukuki kurum yok ama ‘mirasçılıktan çıkarma’ diye bir kurum var. Yani sen beni topluma karşı rezil ediyorsan, şerefimizi yok sayıyorsan bende seni mirastan faydalandırmayacağım demektir bunun adı. Toplumsal ortak, ahlaki, edebi kuralların böyle bir tavra destek vereceği kanaatindeyim. Maalesef bu müessese bilinmemektedir ve kullanılmamaktadır” dedi.
YİĞİT BERKAY ÇOPUR / YENİ HABER