Evde ne okunur? 22.04.2020

Koronavirüsten dolayı evde vakit geçirenler için Yeni Haber Gazetesi tarafından günlük hazırlanan 'Evde ne okunur?' köşemizde bugün...

Evde ne okunur? 22.04.2020

Einstein ile Ay Yürüyüşü-Joshua Foer

Kronik derecede unutkan bir gazetecinin ABD Bellek Şampiyonu oluşunun öyküsü. Ortalama olarak insanlar yılda kırk günü unuttuklarını telafi etmek için harcıyorlar. Joshua Foer de bu insanlardan biriydi. Ama bir yıl süren eğitimden sonra kendini ABD Bellek Şampiyonası’nın final yarışmasında buldu. National Geographic, Esquire, The New York Times, The Washington Post ve Slate’in araştırmacı-gazetecilerinden Joshua Foer, Einstein ile Ay Yürüyüşü’nde yepyeni bir araştırmayı, belleğin şaşırtıcı toplumsal tarihini, adına anımsama dediğimiz olgunun çalışma biçimini algılayışımızı değiştirecek “hileleri” irdeliyor. Üst düzey “zihin sporcularının” verdiği eğitimle, bir zamanlar Cicero’nun uzun konuşmalarını ve ortaçağ düşünürlerinin binlerce sayfalık elyazmalarını ezberlediği antik çağlardan kalma teknikleri öğrenip, unutkan bir insanın bile belleğini dâhilik düzeyinde geliş- tirebileceğini hem akıcı hem de mizah içeren bir dille bizlere aktarırken, örneğin yalnızca birkaç dakika boyunca baktığımız karıştırılmış bir iskambil destesini ezberlemenin aslında hepimiz için çocuk oyuncağı olduğunu gösteriyor.

einstein-ile-ay-yuruyusu.jpg

Mikrobiyota-Ed Yong

İçinizde trilyonlar yaşıyor. Koskoca bir dünya, capcanlı bir kolonisiniz aslında. Sadece bağırsağınızdaki bakterilerin sayısı, galaksimizdeki yıldızların sayısından fazla. Yüzlerce yıl adlarını hastalıkla anmış olsak da artık biliyoruz: Mikroplar yaşamın Azrail’i değil, bekçisi. Trilyonlarca mikrop organlarımızı şekillendiriyor, bizi hastalıklardan koruyor, davranışlarımıza yön veriyor. Aşılara nasıl tepki verdiğimizden, çocukların aldıkları gıdalardan ne kadar beslenebildiklerine kadar, yaşamımıza çok derin ve geniş kapsamlı katkıları var. Artık kesin olarak biliyoruz ki mikropları göz ardı etmek, hayata anahtar deliğinden bakmak demek. Bu kitap kapıyı ardına kadar açıyor ve bizi vücudumuzdaki akılalmaz evrenle tanıştırıyor. Ed Yong, bizleri kendimize yepyeni bir açıdan, nehirlere, ormanlara, mercan resiflerine baktığımız gibi bakmaya çağırıyor: bireylerden çok, gelişen ekosistemler olarak. Mikrobiyota, dünyaya ve kendinize bakışınızı milyon minik yoldan değiştirecek. Bu kitabı okuduktan sonra muhtemelen bir “favori mikrop”unuz olacak.

mikrobiyata.jpg

Suç ve Ceza-F. M. Dostoyevski

Suç ve Ceza; Rodion Romanoviç Raskolnikov adındaki bir gencin işlediği çifte cinayet üzerine yaşadıklarını konu alıyor. Raskolnikov, bir yandan hukuk öğrenimi görürken diğer yandan yoksullukla boğuşan bir genç. Para ihtiyacını ise tefeci bir kadına eşyalarını bırakarak karşılıyor. Yoksulluğuna çare bulamadığı gibi tefeciden yakasını da kurtaramayan Raskolnikov, bu kadının toplumun iyiliği için ölmesi gerektiğini düşünmeye başlıyor. Raskolnikov’un ruh hali, çifte cinayetle birlikte yerle bir oluyor. İşlediği suçu kimse görmemiş olmasına rağmen korkusu ve vicdanı onu büyük bir mahkumiyete sürüklüyor. Bir yandan mağdur, diğer yandan katil… Raskolnikov’u cinayete iten sebepler, onun alt üst olan iç dünyası ve sonrası ile siz de onun yeniden doğuşuna şahit olacaksınız. Bu kitabı okurken, kalp atışınızın arttığını duyumsayacaksınız. 

suc-ve-ceza.jpg

İrade Terbiyesi-Jules Payot

Cemil Meric'in "Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." diye tarif ettiği "İrade Terbiyesi" ilk yayımlandığı tarihten itibaren pek çok dile çevrilmiş ve tembellik, isteksizlik gibi huylardan kurtulmak isteyenlerin başucu kitabı olmuştur. Kitapta bilhassa gençlere ve zihnini kullanarak çalışanlara hitap eden Fransız profesör kendi hayatından aktardığı örnekleri ve başka düşünürlerin tespitlerini de kullanarak insanın irade zayıflığıyla nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatıyor. Prof.Dr. Ali Fuat Başgil Gençlerle Başbaşa kitabında şöyle demektedir: "Mösyö Girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix-Marseille Üniversitesi rektörü Jules Payot'un "İrade Terbiyesi" adlı kitabı İdi. Ertesi gün şehre inerek kitabı aldım, ihtiyar bir meşenin dibine oturarak “İrade Terbiyesi”ni okumaya koyuldum. Okudukça içimde tahassür ve nedametle karışık müphem bir acı duymaya başladım. Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum."

irade-terbiyesi.jpg

HAZIRLAYAN: GÜLŞEN YILMAZ