Ethem Sancak: Kaçma Aydın Doğan cevap ver

ESMEDYA Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak: Aydın Doğan Sirkeci’de sıradan esnaf iken birden bire nasıl medya patronu oldu, Milliyet nasıl el değiştirdi buna cevap vermeli.

Ethem Sancak: Kaçma Aydın Doğan cevap ver

ESMEDYA Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, Doğan Grubu patronu Aydın Doğan’ın kendisine yöneltilen soruları cevaplamak yerine hakarete başvurduğunu belirterek, “Aydın Bey 1978’e kadar oto ticaretiyle uğraşırdı. Sirkeci’de işler yapardı. Sıradan bir Sirkeci esnafıydı. Ama birden bire bazı gelişmeler oldu. Bu gelişmelerin sonucunda Milliyet el değiştirdi. Ve kendisine verildi. Sıradan bir Sirkeci esnafıyken nasıl medya patronu haline geldin ve bu sırada bu medyayı kullanarak neler devşirdin? Bana Yakup Cemil diyen tetikçiyi nasıl kullanarak karton fabrikasından, Dışbank’a kadar bu servetleri elde ettin? sorularını sormuştum. Cevap vermediler” dedi.

Ethem Sancak, Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler’in Ülke TV’de sunduğu Sıradışı programında gündeme ilişkin konuştu. Hürriyet Gazetesi’nden kendisine yapılan açık saldırıların gerçek sebebini açıklayan Sancak, Erdoğan’a ‘Muhtar bile olamazsın’ manşetini atan zihniyetin hükümet kuran, hükümet deviren sistemini devam ettiremediği için kızgın olduğunu ifade etti. Ethem Sancak şunları söyledi:

Medyayı vesayet için kurdular

“Doğan Grubu’nun bugünkü tavrı yeni bir şey değil. Maalesef Türkiye’de medya sektörüne, maliyetin altında ürün satarak başka şeylere payanda olma rolü biçilmiş. Payanda, yani bir tetikçi olarak kullanma olayı. Peki ne zaman parçalandı bu durum? Tayyip Erdoğan’ın çıkıp ‘Medyayla gelmedim ki, medya beni götürebilsin’ söyleminden sonra parçalandı. Bu söz bir sürü sektörü çıldırttığı gibi bizim kendine ‘merkez’ dediğimiz medyayı da çıldırttı. Çünkü bunlar alışılagelmiş bir şekilde vesayet rejiminin bir parçasıydılar ve hükümet kurar, hükümet indirirlerdi. Darbeler yaptırırlardı. İlk sefer Tayyip Erdoğan bu oyunu bozdu. Dolayısıyla bu cenahtaki Tayyip Erdoğan düşmanlığının kaynağı bu. Yoksa medya üzerinden devşirdikleri servetlerin haddi hesabı yok.”

Doğan neden cevap vermiyor

Geçtiğimiz günlerdeki röportajında, Aydın Doğan’a yönelik sorular yönelttiğini hatırlatan Sancak, Doğan’ın cevap vermek yerine hedef saptırdığını belirterek şunları ifade etti:

“Aydın Bey 1978’e kadar oto ticaretiyle uğraşırdı. Sirkeci’de işler yapardı. Sıradan bir Sirkeci esnafıydı. Ama birden bire bazı gelişmeler oldu. Bu gelişmelerin sonucunda Milliyet el değiştirdi. Ve kendisine verildi. Sıradan bir Sirkeci esnafıyken nasıl medya patronu haline geldi ve bu sırada bu medyayı kullanarak neler devşirdi? Bana Yakup Cemil diyen tetikçiyi nasıl kullanarak karton fabrikasından, Dışbank’a kadar bu servetleri elde etti? diye sormuştum. Cevap vermediler. Sakalımla uğraşarak itibarsızlaştırmaya çalıştılar ama güneş balçıkla sıvanmaz. Sorularım hala ortada. Diledikleri ortamda Aydın Bey’le bunları, karşı karşıya gelip toplumun önünde de tartışabiliriz.”

Tahir Baba gibi çalışıyor

“Yakup Cemil kim? O bahsettiği bilmem ne Tahir Baba kim?.. Tahir Baba, fi tarihinde bir dergi çıkartıyor. O zamanki Terkos Gölü’nü işleten Fransız şirketinden destek alıyor. Sonra, yeni gelen bir Fransız Genel Müdür aylık desteği kesiyor. Desteği alamayınca bir haber patlatıyor ‘Terkos Gölü’ne domuz düştü’ diye. Tabii Müslüman halk galeyana geliyor ‘Haram su içiriyorsunuz bize’ diye. Fransız şirketi panikliyor. Çağırıyor ve harcırahını üçe katlayarak tekrar verince, Tahir Baba sonraki manşetinde ‘Pardon, düşen domuz değil, Karacaymış’ diye düzeltiyor durumu. Olaya baktığınız zaman, Doğan Grubu’nun geçmişinde Tahir Baba’yı anımsatan bir sürü olay var. Şimdi arada kalmışlar. Uluslararası şer koalisyonunun parçası olmayı kabullendiklerinden, hayli zamandır bir kavganın koçbaşlığını yapıyorlar. ‘Bunu bırakalım mı, bırakmayalım mı’ diye tereddütleri var. Ama diğer taraftan yaklaşan seçimlerin büyük bir Tayyip Erdoğan zaferiyle sonuçlanacağını görüyorlar. ‘Uzlaşalım mı’ diye de bir düşünce var. Hürriyet’in ‘Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyoruz’ başlıklı ilanı bir taraftan meydan okuyan, bir taraftan kendine acındıran bir yaklaşımı gösteriyor.”

Millet bunlara itibar etmiyor

“80 yıllık vesayet rejimini yıkan bir devlet adamının, yiğidin, ona olan sevgimi daha ileri kelimelerle ifade etmiyorum. Bunu cımbızlayıp çarpıtıyorlar. Neyi kastettiğimi biliyorlar. Kendileri bir kariyer peşinde olduğum, ikbal peşinde olduğuma yoruyorlar. Maddiyata bakışı bu. Cumhurbaşkanı, ‘Ben medyayla gelmedim ki, medyayla gideyim. Ben milletimle geldim, beni ancak milletim gönderir’ diyor. ‘Muhtar bile olamaz’ dediler. ‘Çankaya’ya çıkamaz’ dediler. Şimdi de ‘Seni başkan yapmayız’ diye bangır bangır bağırıyorlar. Halbu ki bu millet bunların dediğinin hep tersini yaptı. Asker-sivil bürokrasisinin ve onun oluşturduğu oligarşinin dediğinin hep tersini yaptı bu millet.”

7 Haziran’da yenilecekler

“İlk defa, toprak ağası olmayan, CHP il başkanlığından gelmeyen, devlet bürokrasisinden yetişmemiş, Kasımpaşa’dan, kentin temsilcisi olarak bir lider çıktı milletin içinden, şimdi halk ona döndü. Bu sefer öyle bir döndü ki, özü yakaladı millet. Döne döne bunları yeniyor seçim minderlerinde, bunlar yenilgiye doymamış pehlivanlar gibi yine ayağa kalkıp meydan okuyorlar. Üstelik bu süreçte uluslararası güçleri de arkalarına aldılar. Çünkü bu yiğit, sadece ülkesini ayağa kaldırmakla yetinmedi, bütün İslam dünyasına seslenmeye başladı. Hatta onu da aşıp Asya’ya seslenmeye başladı. Asya’ya ‘ayağa kalk’ diyor. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyor. Darbelere karşı çıkıyor. ‘Ben Gazze’ye gideceğim’ diyor. ‘Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz’ diyor. Bu durum, uluslararası vesayet rejimi için de büyük tehlike. Britanya’nın, yüzyılın başında oluşturmuş olduğu sistem için de büyük tehlike. Onlar da bu yerlilerle işbirliği yaparak saldırıya ortak oldular. Oluşturulan tezgah bu tezgah. Allah’ın izniyle 7 Haziran’da göreceğiz, yine yenilecekler. Ön Asya’da 72 millet birleşecek. Ona uygun elbise de başkanlık.”

Yeni merkez medya STAR

Merkez Medya’nın artık Doğan Grubu değil diğer medya organları olduğunu belirten Ethem Sancak, “Eski Türkiye’nin merkeziydi onlar. Eski Türkiye; yüzde 70’i köylü olan halkın Kürt, İslamcı, Komünist diye dışlandığı merkezde bir avuç girişimcinin oturduğu, Batı ile acentalık ilişkileri kuran bir Türkiye idi. O Türkiye’nin de merkez medyası onlardı. Yoksa çok tiraja bakan bir şey değil. Porno satarak sağlanan bir tirajla, Haydar Dümen satarak ağırlık olmaz. Merkeze kim geldi ise merkez medya odur. Son 20 yılda çok şey değişti. Anlam veremiyorlar Kazlıçeşme’de ve Maltepe’de 2 milyon nasıl toplanıyor. Onlar kusura bakmasınlar merkez medyası onlar değil. Merkez medyası Turkuazdır, Akit’tir, Türkmedya’dır, STAR’dır. Hazmedemedikleri budur. Beni kim kenara itti diye bakıyorlar. Kenara iten ayağa kalkan millet” diye konuştu.

Demirtaş’ı Cihangir kurtarmaz

“Akıllı Kürtler’in ‘Seni başkan yapmayacağız’ değil, ‘Seni mutlaka başkan yapacağız’ demesi lazım. Kürtler tarihinde Türklerle ittifak kurdular. Türkler de Alparslan’ın yanında durmuşlar, Yavuz’un yanında durmuşlar. Akıllı Kürtler’in bunu görmesi lazım. Başkanlık sisteminin ve yeni anayasanın öncü savunucusu olması lazım. Demirtaş, Araplardan sonra ilk Müslüman olan Kürtler’in değerleriyle oynuyor. Alıyor Kabe’yi Taksim’e taşıyor. Onların Kabesi ile oynayan Selahattin, 0.25’lik Cihangir oyunu devşireceğim diye çaba gösterirken oradaki temel eksenini yitiriyor. Ama yapsın bence iyi yapıyor. Bu döner... Öcalan’a Kürtler’e, aklı başında Kürt insanına hakarettir bunlar. Aslını inkar ve melezleşmedir. Kürtleri Türklerden koparma projesidir. Dün HDP ve Ahmet Kaya’ya küfreden Ertuğrul Özkök, hayran kesildi, ‘HDP barajı geçerse Erdoğan’dan kurtuluruz’ diyor. HDP’nin Kürtlerle ilgisi yok. Bazılarının ne işi var HDP’de. Eskişehir’deki gay adaya kadar... Nasıl ki Erdoğan, eski Türkiye’de bıraktığı YAŞ gibi bürokratik mekanizmaları dağıttı ise, Öcalan da eski Türkiye’deki örgütlerini dağıtması lazım. Kandil dağılmadan barış olmaz. ”

FETÖ Batı’nın halifesi olacaktı

“Bizim aydınlar, ‘yeter artık 150 yıldır geçmişimize sövdük. Artık geçmişimize dönelim’ demeli. Projeksiyon yapıyorlar 2040’ta  Müslümanlar’ın sayısı Hıristiyanlar’ın bir buçuk katı olacak. O zaman bir halife isteyecekler. Onu ben vereyim. İşte FETÖ’yü (Fethullah Gülen) bize öyle vermek istiyorlardı...”