EŞSİZ NEBİYY‐İ ZÎŞANDIR O (SAV)

Görüntünün sağlıklı alınabilmesinde, alıcının vericiyle münâsebeti mühimdir.

EŞSİZ NEBİYY‐İ ZÎŞANDIR O (SAV)

Ay güneşten istifade ettiği gibi, ruh da İlâhî güçten gıdâsını alır. Vahy-i İlâhî ile Nebîler Nebî, ilhâmât-ı İlâhî ile velîler velî, imanla mü’minler mü’min olur.

Kişi, alâka kurduğu kimselere göre şekil alır. Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz, Rabbânî terbiyeyle, ulemâ ve sülehâ da Peygamberimiz’in (sav) edebiyle kemâle ermiştir.

“Kişi arkadaşının dîni (ahlâkı) üzeredir.” (Hadis-i Şerif) Tâbî metbua, kendisi tâbî olunan, uyulan kimseye göre biçim alır. Kur’ân-ı Kerîm’e göre amel eden onunla, Sünnet-i Seniyye’ye riâyet eden de, sünnetle edeplenir.

İnsan tabiatında, en mükemmele ulaşma iştiyâkı vardır. Elbisesinin, ayakkabısının, yiyeceğinin içeceğinin, evinin arabasının en iyi olmasını arzular. Tecelli-i ilâhiye tam mazhar olan Aleyhisselâtü Vesselâm Efendimiz bize, en güzel emsal olarak taktim edilir. “Şânım hakkı için muhakkak ki size Resûlullâh'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için.” (Ahzab 21)

Bütün âleme Peygamber olarak gönderildiği için Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz, her yönüyle insanlığa numûnedir. Cebrail’in (as) önünde talim görmesiyle öğrenciye, Ashâb-ı Suffe’dekileri eğitmesiyle muallime en güzel örnektir. Fedek’ten gelen geliriyle zengine, mescidde açlıktan kıvranmasıyla fakire misaldir. Anasını kaybetmesiyle öksüze, babasını hayatta hiç görmemesiyle yetime örnektir. Annelerimizi ve evladlarını terbiye etmekle aile reisine numûnedir. Orduya düzen vermekle komutana, idaresiyle devlet reisine misaldir. Her yönüyle eşsiz bir dehâdır, mükemmel bir rehberdir. Medhedeni Allah Teâlâ olanın, elbette ki öğeni Cenâb-ı Hak’dır. “Ey îmân edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.” Nitekim Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, bir hadisinde hilkatindeki mükemmeliyeti şöyle ifade buyurmuşlardır: “Ben Allâh’ın nûrundan halk olundum, mü’minler de benim nûrumdan halk olundu.”

Buhârî ve Müslim Berâ bin Azib´den rivayet ederler. O demiştir ki: "Resûlullah (sav) Efendimiz, bütün insanların yaratılışça en güzeli idi! Mübarek yüzleri de bütün insanların yüzlerinden daha güzeldi."

Yine Câbir bin Semura demiştir ki: "Ben, bulutsuz bir gecede Peygamber Efendimizi gördüm, üzerinde kırmızı renkte bir hırka vardı. Ben, bir O´na bir de ay´a baktım, bana göre O, ay´dan daha güzeldi."

İbn-i Asâkir´in Ali bin Ebû Tâlib´den olan rivayetinde ise, "soyca da şerefli ve keremli olarak gönderir" kaydı bulunmaktadır. Dâremi´nin nakline göre de İbn-i Ömer şöyle demiştir: "Ben Peygamberimiz´den daha şecâatli, daha cömert, daha güzel bir kimseyi hiç görmedim."

Buhari ve Müslim de Enes’den şöyle naklederler: "Hz. Peygamberin elinden daha yumuşak ne bir ipeğe, ne de ipekli bir kumaşa dokunmuş değilim! Hz. Peygamber´in kokusundan daha hoş ne bir misk, ne de amber koklamış da değilim."

Yine Müslim, Câbir bin Semura´dan nakleder, O demiştir ki: "Peygamber Efendimiz (sav) yüzümü okşamıştı. Mübarek eli gayet serin ve misk kutusuna batırılmış gibi hoş kokulu idi."

Beyhaki´nin Yezid bin Esved´den tesbitine göre o da şöyle demiştir: "Resûlullah Efendimiz elimi tutmuştu. Gerçekten O´nun eli, kardan daha soğuk, miskten daha hoş idi."

Âdile Sultan, N’at-ı Şerife’sinde:

“Yüzün mir’ât-ı ayn-ı kibriyâdır Yâ Resûlallâh Vücudun mazhar-ı nûr-ı Hüdâ’dır Yâ Resûlallâh”

“Allah ve Resûlüne itaat edin birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl, 46)

“Âlemlere (Cin ve insanlara ilâhî azap ile) korkutucu (uyarıcı) olarak Furkanı (Kur’ân’ı) kuluna (Muhammed aleyhisselâma) indiren (Allah’ın şânı) ne yücedir.” (Furkan, 1)

“Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmez.” (Sebe, 28)

“Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükâfât vardır. Elbette sen en büyük ahlâk üzeresin.” (Kalem, 2-4)

“Rabbin sana (çok nimet) verecek, sen de râzı olacaksın! (Duha, 5)

Allah ve melekleri, Resûle salâvat getiriyor, îmân edenler, siz de salâvat getirin.” (Ahzab, 56)

 

Ali Ramazan Dinç Hocaefendi

Kaynak: Yeni Dünya Dergisi