Erdoğan'dan Yedili Masa tepkisi: Bunlar ülke ve milletle bağını koparmış mankurtlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da önemli açıklamalarda bulundu. Depremzedelere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kime oy verirlerse versinler afetzedelerin yanında olduğunu söyleyip son 15 seçimi 15 mağlubiyetle kaybeden Kılıçdaroğlu'na gönderme yaptı.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Toplumumuzun tüm kesimlerini ilgilendiren nice adımlar attık. Bu projelerin yarım kalmaması için 28 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs'ta sergilediğimiz iradeyi bu sefer çok daha güçlü bir şekilde 28 Mayıs'ta sandığa yansıtmaya var mıyız? Ne işimiz, gücümüz, planımız varsa hepsini bir günlüğüne erteleyeceğiz. Hayatta hemen her şeyin kazası var ama unutmayın, sandığın kazası yoktur. Rehavete kapılmayacağız, zafer sarhoşluğuyla girmeyeceğiz. Sandıklara sahip çıkacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri öncesi Malatya'ya geldi. Öğleden sonra kente gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı havalimanında Malatya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, milletvekilleri ile bürokratlar karşıladı. Havalimanından otobüsle hareket eden Erdoğan, yol üzerinde vatandaşların sevgi gösterisi ile karşılandı. Erdoğan, vatandaşlara el sallayarak karşılık verdi, çocuklara oyuncak dağıttı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kurulan Malet Geçici Konaklama Merkezi'nde düzenlenen miting alanına gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile BBP Genel Başkanı Mustafa Destici eşlik etti.
DESTİCİ: BUNLARIN HİÇBİR SÖZÜNE İNANILMAZ, GÜVENİLMEZ
Kalabalığa ilk hitap eden BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 14 Mayıs için seçmenlere teşekkür ederek, ikinci tur için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a destek istedi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun teröristleri cezaevinden çıkaracağını söylediğini ancak 14 Mayıs sonuçlarının ardından farklı konuşmaya başladığını kaydeden Destici, "Kemal Kılıçdaroğlu, "Kandil'i yerle bir edeceğiz" diyor. Kandil'i, Türk Silahlı Kuvvetleri, kahraman Mehmetçiğimiz, özel harekatımız zaten her gün yerle bir ediyor. Kandil'de terörist kalmadı. 14 Mayıs'tan önce "Teröristleri bırakacağız" diyen Kılıçdaroğlu şimdi diyor ki; "Teröre destek veren herkesi yargılayacağız" diyor. Şimdi biz 14 Mayıs'tan önceki Kılıçdaroğlu'na mı inanacağız, 14 Mayıs'ta istediği oyu alamayınca her türlü vaadi temelsiz bir şekilde atan, inanmadıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu'na mı inanacağız? Esas olan 14 Mayıs'tan önce söyledikleridir. Bunlar PKK'nın siyasi uzantısı HDP ile FETÖ'yle, Suriye'de PKK'ya devlet kurdurmaya çalışan ABD'yle, Avrupa Birliği'nin bazı Türkiye aleyhtarı ülkeleriyle iş birliği yaptılar mı? Evet. Şimdi bu iş birliklerini örtmek için yalan üstüne yalan söylüyor ama bizim milletimiz, buna itibar etmedi ve etmeyecek Allah'ın izniyle. Bunların hiçbir sözüne inanılmaz, güvenilmez. Allah muhafaza bunlar Türkiye'de yönetimi ele geçirseler Türkiye bölünür, Türkiye batar. Buna izin vermeyeceğiz. Pazar günü hep birlikte sandığa gideceğiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı bir kez daha seçeceğiz" diye konuştu.
BAHÇELİ: ERDOĞAN'IN CUMHURBAŞKANI OLMASINA MANİ OLAMAZLAR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise deprem felaketi sürecinde afetzedelerin yardımına koşularak istismarın ortadan kaldırıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kalıcı ve istikrar sağlayıcı özelliğinin sürdürebilmesi için 14 Mayıs seçimlerinin olduğunu belirten Bahçeli, "14 Mayıs seçimlerinde milletimiz birçok siyasi partinin siyaseten seçimlere katılması sağlanmış olsa da ittifaklar yoluyla Türkiye üzerinde hesabı olanlar, dış iş birlikçileri bulunanlar büyük bir çaba göstermeye çalıştı. Şimdi 14 Mayıs'ın sonucunda Sayın Recep Tayyip Erdoğan yüksek bir başarı elde etti. Bütün engellere rağmen, bütün fitne fesata rağmen, kamuoyu araştırmalarındaki saptırmalara rağmen yüzde 49 oyla Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a millet "Recep Ağa yola devam" dedi. İşte böyle bir dönem içerisinde milletimiz şu hususlara dikkat etmek durumunda olmalı. Birincisi, istikrar sürsün, Türkiye büyüsün. İkincisi, 14 Mayıs seçimlerinde Mecliste, yani yasamayla yürütme arasında bir denge kurulsun. Üçüncü olarak terörle mücadele mutlak surette sonuçlandırılsın. Dördüncü olarak da Türkiye'nin sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi için ne gerekiyorsa yapılsın. Böylelikle Türkiye'de hem dış politikada hem iç politikada hem de dünya ülkeleri arasındaki Türkiye'nin gücünü ve varlığını ispatı bir kez daha gerçekleştirecek çalışmalar yapılsın. İşte böyle bir dönemde cumhurbaşkanlığı seçiminde başarı sağlanmıştır. Türkiye'yi hedefe doğru götürebilecek yönetimdeki istikrar, devletin gücüyle özdeşleşerek mutlak surette Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ikinci dönem tekrar hayata geçmeli ve bunun lideri olan Recep Tayyip Erdoğan, 13'üncü cumhurbaşkanımız olmalıdır. Bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'yi bu manada yarıda bırakmak isteyenlere karşı çok duyarlı olmalıyız. Bunu yaparken de milletçe birlik ve beraberlik içerisinde bulunmalıyız" dedi.
14 Mayıs'ta elde edilen başarının yarıda bırakılmaması ve bunun için 28 Mayıs'ta yeniden sandığa gidilmesi gerektiğini dile getiren Bahçeli şöyle konuştu:
"Bir an düşünmeli, 14 Mayıs öncesinde ne oldu? 14 Mayıs, siyaseten kimler tarafından istismar edildi? Ondan sonra da Türkiye'yi küresel emperyalizmin kucağına kimler atmak istedi? Bunu bu vatan evlatları gördü, o sebepten dolayı sandığa gitme kararlılığımız mutlaka gösterilmeli. Elinize aldığınız oy pusulasıyla milletimin geleceği, Türkiye'nin geleceği, deprem felaketlerinin tamamen ortadan kaldırılması, güçlü ve lider bir Türkiye için yeni bir yüzyılın eşiğinde Türkiye'yi zafere götürebilecek bir sonucun alınması lazım. İşte bu sonuç Amerika'nın kovboyları değil, Almanya'nın, Avrupa'nın uşakları değil, Anadolu'nun evlatları sahip çıkmalı. Hem de öyle bir başarı ortaya koymalısınız ki 28 Mayıs gecesi sonuçlar açıklandığında, ki çok kısa süre içerisinde açıklanacaktır. Çünkü oy pusulasında 2 resim var, bir de vurulacak mühür var. Oy pusulasına aldığınızda evinizde, eşinizle, dostunuzla yüz yüze geldiğinizde değerlendirin. Bu nedir? 14 Mayıs çok partili bir döneme geçişin başarısıdır milletçe. Sonra ne olmuştur? Yıllar devam etmiştir. Yıllarca 14 Mayıs çok partili rejim içerisinde çok koalisyonlar kurulmuştur. Görülmüştür ki; koalisyonlarla hükümetlerle kurulması hali, Türkiye'nin temel sorunlarının çözülmesine yetmiyor, yetişemiyor. İşte bunları aşmak lazım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 5 yıllık uygulaması başarıyla geçmiştir. Kim ne derse desin, dünyada sözü dinlenen bir Türkiye olmuştur artık. Sorunları çözülen bir Türkiye olmuştur. Terörle mücadelede kökü kurutulacak hale getirilmiştir. Bunun yanında da ekonomik yönden çok önemli kararlar da alınmıştır. Öylece sistemi değiştirmeye kalkan insanlar Türkiye'de oyun kurucu vardır. Bunlar 6 masayla başladılar, şimdi 7 masaya çıktılar. Yarın da ne olacağı belli değil. Ama bunların isteklerine engel olduğu için "Recep Tayyip Erdoğan gitsin" diyorlar. Buradan sesleniyorum; Hans, Sam, Tony, Frank; Anadolu'nun yiğidi Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına mani olamazlar."
ERDOĞAN: MALATYA, TURGUT ÖZAL GİBİ BİZİ DE YALNIZ BIRAKMADI
Bahçeli'nin ardından platforma çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, alanı dolduran kalabalığa teşekkür etti. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Malatya'da yetiştiğini söyleyen Erdoğan, "Malatya, yiğitliğin, mertliğin şehridir. Malatya, milli iradenin ve demokrasinin şehridir. Burası Turgut Özal gibi millet ve devlet sevdalısı, vizyon sahibi bir siyasetçiyi yetiştirmiş toprağı bereketli bir şehirdir. Malatya'nın has evladı, Türkiye'ye demokraside kazanımlar elde etmiş 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı, memleketinde bir kez daha rahmetle anıyorum. Malatya; Turgut Özal'a nasıl sahip çıktıysa Allah razı olsun, bizi de hiç yalnız bırakmadı. Ülkeye ve millete hizmet mücadelemizden Malatya'nın desteğini daima yanımızda bulduk. Milli iradeye kasteden darbelere meydan okurken, Malatyalı kardeşlerimin duasını her zaman yanımızda hissettik" diye konuştu.
'PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR BERABERİZ'
Alandaki bazı pankart ve dövizleri okuyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs seçimlerini kazanacaklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Öyle bir kazanacağız ki; kimse kaybetmeyecek. Pazara hazır mıyız? Yalnız unutmayın, pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz. Çok çalışıyoruz, Pazar gününün akşamı inşallah yeni bir zaferle sandıklardan çıkıyoruz. 14 Mayıs'ta da Malatya bir kez daha vakur tavrını ortaya koydu. Malatyalı terör örgütlerinin uzantılarıyla yol yürüyenlere fırsat vermedi. Malatyalı insanımızı Alevi, Sünni, Kürt, Türk diyerek bölmeye çalışanlara "dur" dedi. Bay Bay Kemal talimatı nereden alıyor; Kandil'den alıyor. Peki, parlamentodaki görüşmelerini kimlerle yapıyor; PKK'nın parlamentodaki uzantılarıyla yapıyor. Ne kadar terörist varsa Bay Bay Kemal onlarla yol yürüyor. Benim ülkem, benim milletim bu teröristlerle yürüyenleri pazar günü sandığa gömecek mi? Malatyalı sandıkları koşarak geleceğine sahip çıktı. Cumhurbaşkanlığında bu kardeşinize yüzde 69,5'e yakın oy verdi. Bu Malatya'nın nerede durduğunu gösteriyor. Parlamentoda Cumhur İttifakı'na yüzde 69'a yakın rekor düzeyde destek veren Malatya'ya teşekkür ediyorum. Bugüne kadar nasıl sizin güveninizi boşa çıkarmadıysak Allah'ın izniyle gelecekte emanetinizi hakkıyla taşımaya devam edeceğiz. Daha çok çalışacağız. Daha çok koşturacağız. Daha fazla ter dökeceğiz. Daha fazla icraat yapacağız. Daha fazla eser ve hizmet üreteceğiz. Malatya'nın sadece deprem yaralarını sarmakta kalmayacak, her alanda hayalleriyle buluşturmanın peşinde koşacağız. Bunun için 28 Mayıs çok büyük önem arz ediyor. 14 Mayıs'ta milletvekilliğinde görevinizi en güzel şekilde yerine getirdiniz, Türkiye'nin Cumhur İttifakı tarafından yönetilmesini istediğinizi gösterdiniz. Toplam. 323 milletvekiliyle Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı'na vererek aslında iradenizi çok gür bir sesle deklare ettiniz, "İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün" dediniz. Türkiye genelinde 14 Mayıs'ta yüzde 49,52 ile sergilediğiniz duruşu 28 Mayıs'ta çok daha güçlü bir şekilde tamamlamaya hazır mıyız? "Eserler yarım kalmasın, projeler, yatırımlar yarım kalmasın, hayaller ve hedefler yarım kalmasın" diyeceksiniz."
'BAY BAY KEMAL'DAN BİR ŞEY OLMAZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, "Bu Bay Bay Kemal'den bir şey olmaz. Biz onu SSK'nın başında olduğu zamanlardan biliyoruz. SSK'yı nasıl çökerttiğini biliyoruz. Hatırlayın Savaş Ay ile röportajını SSK Genel Müdürü iken. Bu Bay Bay Kemal'in neler yaptığını hatırlayın. Bundan bir şey olmaz. Bu memurluğunu bile doğru dürüst yapamadı. 15 seçim, 15 mağlubiyet. Şimdi yeni bir mağlubiyete hazırlanıyor. Malatya ona gereğini yapacak mı? Manşetleriyle millete parmak sallayanlar derslerini alsın diyeceksiniz. Sandıkları patlatacak mısınız? Ben Malatya'nın basiretine ve ferasetine inanıyorum. Malatyalı kardeşlerimin desteğine güveniyorum. Sizlerden bu sefer yine rekor bekliyorum. Bu rekora hazır mıyız?" dedi.
'ALANDA 50 BİN KİŞİ VAR'
Resmi rakamlara göre alanda 50 bin kişinin bulunduğunu belirten Erdoğan, deprem felaketinde yapılan çalışmaları anlattığı konuşmasına şöyle devam etti:
"Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin acısı yüreklerimizde bir an olsun dinmedi. Bana resmi rakamı getirin, bakalım dedim. Alanda ne kadar katılım var dedim, şu anda alanda 50 bin kişi var. 50 bini aşkın insanımızı depremde kaybettik. Ama şu anda onlar buna rağmen 50 bini aşkın insanımız şu anda pazar günü yapılacak seçim öncesinde alanda bizimle buluştu. Bu vesile ile bir kez daha deprem şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyor, Malatya'nın ve aziz milletimizin başı sağ olsun diyorum. Rabbim bizleri her türlü afetten ve musibetten muhafaza etsin. Afetin ilk saatlerinden itibaren devletimizin ve milletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Arama kurtarmadan, yardım ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesine kadar her alanda vatandaşlarımızın yanında olduk. Depremden bu yana 650 bin görevlimiz depremzedelerimize hizmet etmek için görev yaptı. Arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personel bölgede çalıştı. Afganistan'dan Pakistan ve Balkanlar'a kadar tüm kardeşlerimizin duasını, desteğini de yanımızda gördük. Kim elinde avucunda ne varsa göndermeye uğraştı. Kimi ülkemiz adına yardım kampanyaları düzenledi, kimi deprem bölgesine binlerce konteyner, on binlerce çadır sevk etti, kimi bizzat gelerek acımızı paylaştı. Türkiye'nin 780 bin kilometrekareden çok daha büyük bir ülke olduğu depremden sonra bir kez daha görüldü. Biz dünyanın dört bir yanında hiçbir ayrım yapmadan, sıkıntılı günlerinde insanların yardımına koşmuş, onlar da asrın felaketinden sonra ülkemize karşı şükran borçlarını ödeme gayretinde oldu. Biz de depremden sonra illerimizi ziyaret ederek hem milletimizin acısını paylaştık hem de yürütülen çalışmaları yerinde denetledik. Malatya'yı 6 Şubat'tan bu yana defalarca ziyaret ettik. En son deprem konutlarının temel atma ve teslim töreni için gelmiştik. Deprem bölgesini asla unutmadık, afetzedelerimizi kaderlerine asla terk etmedik. Bir taraftan mitinglerimiz vesilesiyle il il dolaşırken, diğer taraftan da yapılan çalışmaları günbegün takip ettik. Haftalar boyunca buradan ayrılmayan bakanlarımızdan düzenli bilgi aldık. Belediyelerimize deprem bölgesindeki tüm il ve ilçeleri zimmetleyerek yükünüzü hafiflettik. Yaraları bir an önce sarmak, sizi bir an önce yuvalarına kavuşturmak için canla başla çalışıyoruz. Zemin etütleri biten yerlerde konutlarımızın temellerini atıyoruz. Deprem bölgesindeki yıkık ve acil yıkılacak binaların enkazlarını tamamen kaldırmış bulunuyoruz."
'DEPREM BÖLGESİNİ ESKİSİNDEN DAHA SAĞLAM HALE GETİRMEKTE KARARLIYIZ'
Afet bölgesinde çalışmaların hızla sürdüğünü ve kalıcı konutların inşa edildiğini ifade eden Erdoğan, "Muhalefetin olmadık iftiralar attığı, eleştirdiği, akıllarınca dalga geçtiği Hatay Defne Hastanemizi 3 ay gibi rekor sürede hizmete aldık ve dün hasta kabulüne başladı. Muhalefet ne diyordu? Bu kadar sürede yapılır mı diyordu. Yaparsak biz yaparız. Şimdi hedef 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa etmektir. Deprem bölgesini eskisinden daha sağlam, daha planlı, daha güzel bir yer haline getirmekte kararlıyız. Ekim- kasım gibi de kalıcı konutların teslimine başlamayı hedefliyoruz. Enkazlar temizlendikçe deprem bölgesinde hayat yeniden canlanıyor. Deprem sonrasında diğer illere giden vatandaşlarımız evlerine tekrar geri dönüyor. İnsanımız kayıplarının yasını tuttuktan sonra hayata yeniden dört elle sarılıyor. Bu cumartesi günü Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta, pazar günü ziyaret ettiğimiz Hatay ve Gaziantep'te bunu gördük. Bunu bugün burada, yani Malatya'da gördük. Gerçekten büyük bir acı yaşandı. Büyük bir felaket yaşandı. Asrın felaketinde 50 bini aşkın canımızı kara toprağın bağrına verdik. Fakat inancımızı, irademizi, zorluklar karşısında mücadele azmimizi asla yitirmedik. Ne kadar sıkıntı çeksek de rabbimizden ümidimizi bir an olsun kesmedik. Bundan sonra da umutsuzluk girdabına sürüklenmeyeceğiz. Biz bu topraklarda nice badireler atlatmış bir milletiz. Biz nice saldırıları görmüş, nice ihanetleri püskürtmüş bir milletiz. Geçmişte de çok zorluklar çıktı, çok zor günler geçirdik. Daha bir asır önce varlığımız bu topraklardan kazınmaya çalışıldı. Gezi olaylarında sokaklarımız, ateşe verilerek demokrasimize kastedildi. 15 Temmuz gecesi milli irade tanklarla, uçaklarla ölüm kusan silahlarla esir alınmak istendi. Hiçbirine boyun eğmedik, zalimlere teslim olmadık, demokrasimize halel getirmedik. Bin yıllık kardeşliğimize leke sürdüremedik. Zorluklarla beraber kolaylıkların olduğunu çok iyi biliyoruz. Alemlerin rabbinden asla ümit kesilmeyeceğini çok iyi biliyoruz" dedi.
'MİLLETLE BAĞINI KOPARMIŞ BİR AVUÇ MANKURTLAR'
14 Mayıs seçimlerinin ardından muhalefetin depremzedelere yönelik söylemlerini eleştiren ve depremzedelere çağrı yapan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Buradan sizlerin vasıtasıyla tüm depremzedelere sesleniyorum. Sırf kendilerine oy vermediniz diye size zulmedenlere, size edepsizce hakaret edenlere bakıp da asla hüzünlenmeyin. 3-5 kuruş yardımı sizlerin başına kalkanlara bakıp da asla kendinizi garip hissetmeyin. Bunlar, ülkeyle ve milletle gönül bağını tamamen koparmış bir avuç mankurttur. Bunlar, tek parti faşizminin günümüzdeki özentileri. Bunlar, vicdanı Anadolu coğrafyası kadar büyük aziz milletimizi asla temsil edemezler. 28 Mayıs, inşallah yıllardır halka rağmen halkçılık yapan bu zihniyetten ülkemizin kurtuluşunun miladı olacak. Siyasi tercihiniz ne olursa olsun, biz Cumhur ittifakı olarak sizin yanınızdayız. AFADla yanınızdayız, Kızılay'la yanınızdayız, sizi asla yalnız bırakmayacak, kimseye muhtaç etmeyeceğiz ve sorunlarınızı beraber çözeceğiz, zorlukları birlikte göğüsleyeceğiz, depremin yaralarını hep birlikte saracağız. Size verdiğimiz sözleri tek tek yerine getirene kadar durmadan, dinlenmeden gece gündüz demeden çalışacağız. Yeter ki siz bize güvenin, inanın, iradenize, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkın. Allah'ın izni ile gerisi gelecektir. Bu yıl kayısıyı dolu vurdu. Bu konuyla ilgili bilin ki iktidar yanınızdadır. Bugüne kadar nasıl adımlarımızı attıysak, bundan sonra da bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Biz sizi yalnız bırakamayız."
'ONLAR TERÖR ÖRGÜTLERİYLE, KOL KOLA GİRDİ, BİZ MİLLETİMİZLE YÜRÜDÜK'
Bugüne kadar hep eserleriyle konuşup, verdikleri sözü geçeğe dönüştürme çabasında olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz de bugüne kadar hep eserlerimizle konuştuk. Meydanlarda ne söz verdiysek göreve gelince gerçeğe dönüştürmeye çalıştık. Milletimize önce karnemizi gösterip, sonra gelecek 5 yıl için desteğini talep ettik. Geride bıraktığımız 3 ay içinde CHP Genel Başkanı ve arkadaşları ile bizim aramızdaki gündem farkını sizler de gördünüz. Onlar sürekli kavga etti, biz hizmet. Onlar kutuplaştırdı, biz insanlarımızla kucaklaştık. Onlar Alevi, Sünni, Kürt, Türk diyerek böldü, biz 85 milyonla kucaklaştık. Onlar terör örgütleriyle kol kola girdi, biz milletimizle yürüdük. Onlar talimatı Kandil'den aldı, biz Allah'tan ve milletimizden aldık. Onlar yalan söyledi, biz hakkın ve hakikatin safında durduk. Onlar batıdan aferin almaya çalıştı, biz sadece milleti gözettik. Onlar yıkmaktan, durdurmaktan, engellemekten bahsetti, biz icraat, eser, yatırım dedik. Şimdi bu CHP, LGBTC mi? HDP, LGBTC mi? Bu İYİ Parti, LGBTC mi? Diğerlerini söylemeye gerek yok zaten. LGBT, AK Parti'ye sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisi'ne sızabilir mi? Yeniden Refah Partisi'ni sızabilir mi? Büyük Birlik Partisi'ne sızabilir mi? Velhasıl Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? Biz, ailenin kutsallığına inanıyoruz. Onlarda böyle bir şey yok. İşte ailenin kutsiyetine inanan Cumhur İttifakı'yla gümbür gümbür pazara gidiyoruz. Onun için çok çalışacağız. Emeklilikte yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin kardeşimizin sorununu çözdük. En düşük emekli maaşının 7 bin 500 liraya emeklilerimize verilen bayram ikramiyesini 2 bin liraya çıkardık, şimdi bu rakamı daha da yukarıya çıkarmanın hesabı içerisindeyiz. Toplu açılış törenleriyle pek çok şehrimizi ve ilçemizi eşi benzeri görülmemiş eserlere kavuşturduk. Devrim otomobilinin akıbetinden sonra ürettiğimiz Togg'da teslimatlar başladı. TÜBİTAK tarafından geliştirilen gözlem uydumuz ve diğer uyduları uğurladık. Savunma sanayimizin iftihar projelerinden dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu'yu hizmete aldık. İlk özgün helikopterimizi uçurduk, Altay tankımızı test için ordumuza teslim ettik. Adını "KAAN" koyduğumuz milli muharip uçağımızı tanıttık. Ankara, Kırıkkale, Yozgat, Sivas yüksek hızlı tren hattını hizmete açtık. İstanbul finans merkezinin açılışını yaptık. Sağlık tesislerinden, tünellere, köprülere kadar daha pek çok yatırımı hizmete aldık. Yarısı bizden kampanyasıyla ülkemizin en büyük kentsel dönüşüm projesinin hayata geçirdik. Karadeniz'den çıkardığımız doğal gazı bir ay ücretsiz yaptık. Şimdi bir yıl boyunca da mutfakta yüzde 25'i ücretsiz olmak üzere sizlere gönderiyoruz. Gabar'da günlük 100 bin varil petrol üretimi yapabileceğimiz petrol bulduğumuz haberini halkımızla paylaşmıştık. 45 bin öğretmen ataması yaptık, kamu işçilerimizin maaşını 21 bin, memurlarımızın en düşük maaşını da temmuz ayında inşallah 22 bin liraya yükseltme sözü verdik. Bunların haricinde toplumumuzun tüm kesimlerini ilgilendiren daha nice adımlar attık. Bu projelerin yarım kalmaması için 28 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs'ta sergilediğimiz iradeyi bu sefer çok daha güçlü bir şekilde 28 Mayıs'ta sandığa yansıtmaya var mıyız? Ne işimiz, gücümüz, planımız varsa hepsini bir günlüğüne erteleyeceğiz. Hayatta hemen her şeyin kazası var. Ama unutmayın, sandığın kazası yoktur. Rehavete kapılmayacağız, zafer sarhoşluğuyla girmeyeceğiz. Sandıklara sahip çıkacağız."