Erdoğan: 15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top, tüfek değil iman belirler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saraçhane Meydanı'nda 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı'na katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu altılı masada şehitlerimizin esamesi okunuyor mu? Onların derdi başka, onlar PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca Saraçhane Meydanı'nda düzenlenen "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı"ndaki konuşmasında, katılımcıları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi selamladı.
Katılımcıların Kurban Bayramı'nı tebrik eden Erdoğan, Allah'tan millete ve tüm insanlığa, hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle daha nice bayramlar nasip etmesini diledi.
Erdoğan, bugün 15 Temmuz ihanetinin 6. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, "Yakın tarihimizin bu en alçak darbe girişiminde yaralılarımızdan daha sonra vefat edenlerle birlikte toplamda 252 kardeşimiz şehadetle şereflendi." ifadelerini kullandı.
Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine" şiirindeki "Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor/Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer" dizelerini seslendiren Erdoğan, her biri bu topraklar için toprağa düşmüş askerler hükmünde olan 15 Temmuz şehitlerine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Erdoğan, şehitlerin, Hz. Peygambere komşu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Yine diliyoruz ki Rabbim şehitlerimizi, sevgili habibinin 'livaül hamd' ismiyle müsemma sancağı altında şereflendirsin. Bizi de onlarla beraber şerefyap etsin. Bu ihanet girişimi sırasında darbecilerin uçaklarına, helikopterlerine, tanklarına, silahlarına çıplak elleriyle karşı koyarken yaralanan gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Hak Teala bir daha milletimizi 15 Temmuz gibi imtihanlara tabi tutmasın. Evlatlarımızı kimse bizden koparmasın. Ülkemizi bu tür tehditlerle sınamasın."
- "Sinsi oyun 15 Temmuz gecesi yerle yeksan oldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumların tarihlerinde asırlar boyu unutulmayacak, nesiller boyu dilden dile bir destan gibi anlatılacak dönüm noktaları olduğunu dile getirerek, milletin 15 Temmuz'da yüreğindeki imandan aldığı güçle akşam güneş batarken başlayan darbe girişimini sabah güneşin doğuşuyla birlikte akamete uğratarak bir destan yazdığını kaydetti.
Erdoğan'ın, "Bu millet bu tür destanları yazar mı?" sözlerine katılımcılar "Yazar" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yazdı, Allah'ın izniyle yine yazar. Yaklaşık iki asırdır ayağa kalkmak istediği her dönemde bu milleti savaşla, bozgunculukla, darbeyle, vesayetle, terörle, siyasi istikrarsızlıkla, ekonomik krizle, sosyal çatışmayla dizleri üzerine çökertenler hamdolsun bu defa yine başaramadılar. Farklı dönemlerde farklı kisveler altında sahnelenen sinsi oyun, 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür" dizelerini seslendirerek, şöyle konuştu:
"İşte şimdi altılı masaları var değil mi bunların. Bu altılı masada şehitlerimizin esamesi okunuyor mu? Onların derdi başka. Onlar PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar. Yani Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te evet bizim Mehmedimize saldıranlarla, onların parlamentodaki uzantılarıyla beraber el ele omuz omuza yürüyorlar."
Erdoğan, "Balkan Harbi'yle üzerine çöreklenen kara bulutları, Çanakkale Zaferi'yle dağıtan milletimiz, milli mücadeleyle, şanla, şerefle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti." dedi.
İlk değil, son devletin, Cumhuriyet'in milli iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını 85 milyon hep birlikte 15 Temmuz gecesi dosta, düşmana bir kez daha ispatladıklarını vurgulayan Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak bu mücadeleyi o gece nasıl ispatladılarsa bundan sonraki süreçte de aynen ispatlamaya devam edeceklerini dile getirdi.
Erdoğan, bugün karşısındaki topluluğa bakarak "Türkiye aşkına" bir kez daha "Ya Allah bismillah Allahu ekber" dediklerini ifade ederek, "Şu Saraçhane Meydanı'ndan tüm gönülleri titretiyorsak 15 Temmuz kıyamı sayesindedir." diye konuştu.
Bu tabloyu görünce gençlik yıllarını hatırladığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gençlik yıllarımda da yine bu meydanda biz evet 29 Mayısları kutlardık. 15 Temmuz öyle bir geceydi ki darbecilere karşı direnmek üzere evlerinden, iş yerlerinden, mahallelerinden harekete geçenlerin tamamı şehadeti göze alarak yola çıkmıştır. Kadın-erkek demeden, genç-yaşlı demeden yola çıkmışlardı. Hani birisi de akşam saat 23.00'te Yeşilköy Havalimanı'na gelmişti. 'Haberim olsaydı ben de beklerdim.' diye haber veriyor. FETÖ'cülerin kontrolü altında, nezareti altında oradan nereye gidiyor? Bakırköy Belediyesine gidiyor. Orada televizyon karşısında kahvesini yudumlarken evet, biz de havalimanına iniyoruz. Kaçta? Saat 01.00'i birkaç dakika geçe. Ama orada on binler vardı. On binler oradaydı. Kadın, erkek, genç, yaşlı oradaydı. Allah sizlerden razı olsun. Sizin ferasetiniz, sizin belagatiniz, Cumhur İttifakı olarak oradaki buluşmanız işte bunların canına ot tıkadı ve ne oldu? Fazla sürmedi. Hemen kaçıp gittiler. 'Zafer inananlarındır.' dedik ve oradan elhamdülillah zaferle çıktık."
- "Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını kararlılıkla sürdüreceğiz"
Erdoğan, bunun sadece İstanbul'da olmadığını, Ankara'da da böyle olduğunu ifade ederek, "Her ne kadar şehitlerimiz oldu ama o şehitler, 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' diyenler kazandı. Şehitlerimizin hatıralarına bakıldığında tamamının da aynı şuur, aynı teslimiyet, aynı irade ve aynı kararlılıkla darbecilerin üzerine yürüdüklerini görüyoruz." şeklinde konuştu.
Buradan konuşurken aynı anda Ankara'da Kızılay başta olmak üzere ülke genelinde törenler yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Çünkü kalpler aynı anda atıyor. İşte bu buluşmanın adı nedir? Cumhur İttifakı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saraçhane'deki şu arka tarafımda olan süs havuzlarının dili olsa da o gece abdestsiz şehit olmamak için kendine uzanan elleri anlatsa. Boğaziçi Köprüsü'nün direklerinin dili olsa da darbecilerin ölüm kusan namlularının üzerine gül bahçesine girer gibi atılan yiğitlerin kahramanlığını anlatsa. Ankara'daki Türkiye Büyük Millet Meclisinin dili olsa da üzerlerine bomba yağarken milletin vekillerinin, sizlerin emanetine nasıl sahip çıktıklarını, ölüme nasıl meydan okuduklarını anlatsa, Genelkurmay Başkanlığı binasının taş duvarlarının dili olsa da darbeciler tankla, helikopterle, tüfekle, sürekli üzerlerine ateş ederken milletin asil evlatlarının onların karşısında nasıl korkusuzca durduğunu anlatsa. Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı bahçesinin dili olsa da darbeciler tarafından alçakça bombalanan kahraman polislerimizin yüreklerindeki cesareti ve imanı anlatsa. Her karışı şehit kanlarıyla yoğurulmuş şu vatan topraklarının dili olsa da üzerinde yaşayan milyonların gözlerini kırpmadan sabaha kadar nasıl dua ettiklerini anlatsa. Ülkemizin şehirlerindeki meydanların dili olsa da 27 gün süren demokrasi nöbetlerinde bir milletin istiklaline ve istikbaline nasıl dört elle sahip çıktığını anlatsa. Velhasıl 15 Temmuz'la ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki en adil hakem ve en güzel hafıza olan tarih hepsini de hakkıyla kaydedecektir. Bizler tarihi yazan değil, yaşayan insanlar olarak elbette bu muhasebede hakkımıza düşen yerde duracak, hakkımızda verilen hükme rıza göstereceğiz. Ülkemizin bir daha 15 Temmuz gibi musibetlere, milletimizin bir daha esaret tehdidine maruz kalmaması için büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını kararlılıkla sürdüreceğiz."
- "Durmak yok, çok çalışacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora, her alanda kazandırdıkları güçlü altyapının üzerinde Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için var güçleriyle çalışacaklarını dile getirdi
İstanbul'da bir sel afetinin yaşandığını hatırlatan Erdoğan, "Peki sel afetinde acaba sorumluları neredeydi? Aynı şekilde Ankara'da neredeydi? Kardeşlerim bunların hesabını 2023'te sandıklarda sormaya var mıyız? Fakat durmak yok, çok çalışacağız. Cumhur İttifakı olarak bu hesabı sormaya hazır mıyız? Mesele bu. Çünkü bizim soracak hesabımız var." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in 100. kuruluş yıl dönümünü, genç devletin bir asrını geride bırakmanın ötesinde üç kıta, yedi iklimi kuşatan medeniyet davalarının inkişafının da sembolü haline getireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Buna hazır mıyız? Dünyadaki siyasi ve ekonomik güç odaklarının yeniden yapılandığı bir dönemde, ülkemizi bir kez daha oyun dışında bırakmak isteyenlere, aradıkları fırsatı kendi ellerimizle sunmayacağız. Şimdi hazır mısınız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kardeşlerim, 2023 imtihanını da başarıyla vererek, bu kutlu menzile doğru yolumuza devam edeceğiz, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla. Ben sizin bu imanınıza, bu inancınıza, bu kararlılığınıza güveniyorum. Rabbim bizleri bu yolda daim eylesin. Bunun için şimdi öyle bir ses verelim ki doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyada duymayan kimse kalmasın. Sadece duymakla kalmasınlar, dostlarımız sevinçten, düşmanlarımız korkudan tüm hücreleriyle titresinler."
- "15 Temmuz gecesi son sözü top tüfek değil iman belirledi"
Vatandaşlara "Rabia'ya hazır mıyız" diye soran Erdoğan, "Gür sada ile tek millet. Biz hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun 85 milyon tek milletiz. İki, tek bayrak. Bizim tek bayrağımız, rengini şehitlerimizin kanından alan şu ay yıldızlı al bayrağımızdır. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrelik vatan topraklarının tek bir karışına dahi göz dikenin gözünü çıkartırız. Dört, tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışında bir devletimiz yoktur. Aksini iddia edenlerin başını ezmek de boynumuzun borcudur. Her kim bu 4 ilkeden rahatsızsa dönüp, önce kendini, onunla birlikte ülkesi ve milletine aidiyetini sorgulamalıdır. Her kim bu 4 ilkeye gönülden bağlıysa, bizim ezeli ve ebedi yoldaşımızdır, kardeşimizdir, kader arkadaşımızdır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi son sözü top tüfek değil, imanın belirlediğinin görüldüğüne dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki, güneş batınca, üzerimize çöken karanlığın hükmü, ertesi sabah yeniden güneş doğana kadardır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, yuları hainin elinde olanın büründüğü kisve ne olursa olsun gün doğduğunda gerçek yüzü mutlaka ortaya çıkmaktadır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır. Atalarımız böyle demiş. Bu milletin kodlarını en iyi bilenlerdir. Rabbime beni, bizi, böyle bir milletin evladı olarak yarattığı için binlerce kez hamdediyorum. Rabbime, bizlere böyle bir millete hizmet etme imkanı verdiği için binlerce kez hamdediyorum. Rabbime bizi böyle bir milletle 15 Temmuz gibi bir imtihandan geçirdiği için, bize böyle yoldaşlar nasip ettiği için binlerce kez hamdediyorum. Kardeşlerim, sizleri Allah için çok seviyorum. Hiç endişeniz olmasın, dik durduk, dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesindeki dönemlerinin asla unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, "Rahmetli Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti'nin iktidarıyla açtıkları çığır bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Özal'ın 12 Eylül'ün ardından ülkemize kendi deyimiyle, çağ atlatmak için başlattığı hamle bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Erbakan'ın, aynı şekilde rahmetli Türkeş'in attıkları adımlar işte bizim de izini sürdüğümüz adımlardır. 20 yıldır ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerde elbette bu dönüm noktalarından biridir." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılından beri verdikleri çok yönlü mücadelenin yerinin ayrı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Şu gerçekleri asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Gezi olaylarının sebebi asla ağaç ve çevre hassasiyeti değildir. 17/25 Aralık, yargı emniyet darbe girişiminin sebebi asla hukuk, adalet arayışı değildir. Çukur eylemlerinin sebebi, asla meşru hak talebi değildir. Sınırlarımızı taciz eden DEAŞ'ın ve PKK, PYD'nin saldırılarının sebebi asla tabii süreçler de değildi. 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi asla ülkenin ve milletin çıkarları değildir. Türk ekonomisini mahvetme tehditleriyle başlatılan finans saldırısının sebebi asla faiz, kur hesabı değildir. Uzunca bir süredir hemen her alanda maruz kaldığımız siyasi ve ekonomik ambargoların, kuşatmaların, tuzakların sebebi asla demokrasimizi koruma gayesi değildir. Bugün halen vermekte olduğumuz mücadelenin de hiçbir kurala, kaideye, teoriye, ahlaki ölçüye uyan bir tarafı yoktur. Tahammül edilemeyen Cumhur İttifakı değildir, asıl tahammül edilemeyen, Türk milletinin kendi iradesine sahip çıkması, kendi hedeflerine kilitlenmiş olmasıdır."
Erdoğan, tahammül edilemeyenin şahsında sembolleştirilen, ülkenin yöneticileri olmadığını belirterek, "Asıl tahammül edilemeyen, Türkiye'nin son iki asırdır ayağına vurulan prangalardan kurtularak özgürce kendi istikametine yönelmesidir." dedi.