Edebiyata 'Yedirenk'

Resimden sinemaya, müzikten mimariye, tiyatrodan edebiyata, birçok alanda önemli dosyaları olan Yedirenk Hayat ve Sanat Dergisi, yayın hayatına ‘merhaba’ dedi.

Edebiyata 'Yedirenk'

Hayatın ve sanatın tüm renklerini içinde barındıran aylık Yedirenk Hayat ve Sanat Dergisi, ilk sayısıyla Ocak 2014’te okuyucuyla buluştu. Derginin tanıtım toplantısı da bugün Taksim Elite World Otel’de yapıldı. Lansman programına sanat ve edebiyat dünyasının tanınmış simaları da katıldı.

Hayatın ve sanatın tüm renklerini içinde barındıran aylık Yedirenk Hayat ve Sanat Dergisi, ilk sayısıyla Ocak 2014’te okuyucuyla buluştu. Derginin tanıtım toplantısı da bugün Taksim Elite World Otel’de yapıldı. Lansman programına sanat ve edebiyat dünyasının tanınmış simaları da katıldı. Toplantı, Yedirenk Sanat Vakfı Başkanı Ali Tokul’un konuşmasıyla başladı. Duru, temiz, sahici bir dergi olması için yola çıktıklarını söyleyen Tokul, ‘Uzun ve zorlu bir süreçten sonra Yedirenk Sanat Vakfı’nın en çok önem verdiği projelerden biri olan Yedirenk Hayat ve Sanat Dergisi yayın hayatına ilk adımını atmış, edebiyat ve sanat dünyası için de yeni bir sayfa açılmış oldu’ dedi.

Yedirenk Hayat ve Sanat Dergisi genel danışmanı Gazeteci-Yazar Nedim Hazar, derginin kirli medyayı sanat yoluyla temizlemeyi hedeflediğini ve bu niyetle yola çıktıklarını söylerken; ‘Yedirenk Hayat ve Sanat dergisi, sanatın birleştirici yönünü kullanarak yaşamı dosyalarında ve kapağında yansıtacaktır’ diyerek sanatın birleştirici rolüne vurgu yaptı.

"BİRLEŞME NOKTASI SANAT"
Yedirenk Hayat ve Sanat Genel Dergisi editörü Güvenç Ayar, derginin yayın hayatına atılmasından yana oldukça mutlu ve heyecanlı olduğunu belirtirken, hem organik olarak hem de felsefe olarak Yedirenk Sanat Vakfı’na bağlı olduklarının altını çizdi. Birçok alanda yaşanan kısır çekişme ve anlaşmazlıkların ortasında insanları bir paydada birleştirmenin mümkün olabileceğini göstermek istediklerini söyleyen Ayar, ‘Kişileri tek bir paydada birleştirmenin en iyi yolunun ‘sanat’ olduğuna inanıyoruz. Çünkü sanat, bize göre renk, dil, ırk ayrımlarını en kısa zamanda ve en radikal biçimde anlamsız kılan bir faaliyet alanı olabilir. Sanat alanında doğru bir pozisyon alabilirsek bu bize diğer faaliyet alanları için kısır çekişmelerin yaşandığı alanlara dair bir ‘ilk model’ teşkil edebilir. Yayın politikamızı da zaten buna göre belirledik’ dedi.

İLK SAYI
Derginin ilk sayısında sanatın usta ve yetkin isimlerinin yer aldığı telif makaleler, röportajlar ve değerlendirme yazıları yer alıyor. Renkli bir yazar kadrosuna da sahip olan Yedirenk, ilk sayısında sanatın birleştirici ve onarıcı yönünü kapağına taşıyor. Günlük ve haftalık yayın periyodunun aksine derinlikli ve ayrıntılı dosyalarıyla dikkatleri çeken dergide Yarım Kalan Sanat Projeleri, İstanbul’un Şifreleri, Sahaflığa İade-i İtibar, Bir Ressam Olarak Bob Dylan, Münzevi Bir Bilge: Sezai Karakoç, Butik Tiyatrolar gibi esaslı inceleme dosyalarıyla beraber, güncel ve derinlikli röportajlar da yer alıyor.

SUNUŞ YAZISI
Derginin sunuş yazısında, Yedirenk Sanat ve Hayat dergisinin yayın anlayışı şöyle özetleniyor:
“Toplumun her alanı ve katmanında bir kısırlık dönemine girdiği, bu dönemin doğal sonucu olarak da kendi ürettiğimiz acılarla yaralanıp, bir batış süreci yaşadığımızı üzülerek görüyoruz. Acı ile müşahede ediyoruz ki; önceki dönemlerde yalnızca bazı toplumlara, ülkelere ya da toplumsal sınıflarla sınırlı kalan söz konusu bunalım ve gerilim, bu defa adeta insanlığın tümünü tehdit eder hale gelmiştir. Bir tür tıkanış ve tükeniş çağının tam ortasında gibiyiz. İnsanlığın kendine açtığı bu derin uçurumları kapatacak, sıkıntıları çözecek, yaraları tedavi edecek olan mucizevi iksir aslında tüm kadimliği ve tazeliğiyle orada hala duruyor: Sanat…”

TUZAĞA DÜŞMEME SÖZÜ
Dergi sanatın tamir edici ve onarıcı yönünü ön plana çıkarmayı ana hedef olarak belirlerken, bu yolda herhangi bir ayrım, kısıtlama ya da ötekileştirme gibi tuzaklara düşmeme sözünü de veriyor. Yoğun bir kültür bunalımının ve sanat türbülansının oluştuğu günümüzde, sanatı insanlığın ortak mirası ve gücü olarak gören dergi inançlar, ideolojiler, kültürler ve yaşayışların sanatın dingin ve engin sularında hem kendini ifade edebileceğine, hem de ötekileşmeden birinin diğerini anlayacağına inanarak yayın hayatına başladığının altını çiziyor.