Diyar diyar geziyor ilahiler derliyor

Konservatuar mezunu asistanlarıyla Türkiye'yi ve Balkanları diyar diyar gezip kaybolmaya yüz tutmuş ilahileri derliyorlar. Ubeydullah Sezikli'nin şimdiki yeni hedefi dünyanın doğusundan farklı ezgiler derlemek.

Diyar diyar geziyor ilahiler derliyor

İslam tarihi boyunca, çeşitli coğrafyalarda Allah'a duyulan muhabbet ve aşk farklı sözlerle dile getirildi. Kimileri ilahiler söyledi, kimileri naatlar yazdı. Her coğrafya kendi geleneklerine uygun bir musiki tutturdu. Fakat bu ilahilerden günümüze çok az bir kısmı ulaşabildi. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Ana Bilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Ubeydullah Sezikli, işte bu ilahilerin peşinden diyar diyar geziyor. Hafız Recep Camcı'dan tekke musikisi tavrını alan Sezikli, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Son Dönem Tekke Mûsikîsi isimli bitirme tezi ile mezun olduktan sonra kendini bu işe adadı.

İran'da kalan ve burada musiki araştırmaları da yapan Sezikli, Balkanlar ve Anadolu'da ilahi derleme çalışmalarının yanı sıra Alevi- Bektaşi musiki formları üzerine çalışmalarına devam ediyor. Üniversitedeki ekibiyle birbirinden farklı çalışmalara imza atıyor. Sezikli'nin çalışmaları bununla sınırlı değil. Padişahların Hz. Peygamber aşkı ile yazdığı şiirleri ekibi ile besteleyen Sezikli, Sultani Naatlar isimli bir albüm çıkardı. Bunun yanı sıra dört cd ve bir albümden oluşan 'Makamlarla Türk Din Musikisi Eğitim Seti'ni hazırladı. Kötü okunan bir ezanın vebalinin büyük olduğunu söyleyen Sezikli'nin hazırladığı set bir çok din görevlisinin işine yarıyor. Bunun yanı sıra TRT Radyo'da her hafta cuma akşamı Musiki Meclisi programını sunuyor. Yetmiyor şimdi www.musikiokulu.com isimli bir proje üzerinde çalışıyor. İnternet sitesi olarak tasarlanan bu çalışmada ise, sıfırdan nota, solfej dersleri verilecek. Videolarda anlatılanların tamamı, 30 ders boyunca Kur'an-ı Kerim'e tatbik edilecek. Ayrıca sitede dini musikiyle ilgili eski hafızların da ses kayıtlarının olduğu kapsamlı bir arşiv hazırlanacak. Sezikli'nin en son çıkardığı albüm ise Medet Ya Geylani ismini taşıyor. Medet serisi Medet Ya Rufai ile devam edecek.

HEM KONSERVATUAR HEM İLAHİYAT

Sezikli'nin öyküsü aslında daha küçükken başlıyor. Ney üflemeyi seven babasının teşvikleriyle ders alan sanatkar, konservatuarda eğitim aldıktan sonra, ilahiyatla da bu eğitimi pekiştirmiş. Sezikli o günlere dair, 'Babam eskiden ney üflüyormuş. 'Sanat kıskançtır kadın daha kıskançtır' derler ya annem babamın neyini kırmış. Bu yüzden babamın hep içerisinde kaldı. Beni neyzen yapmak istedi. Daha sonra eğitim alıp müziğe başladığımda tasavvuf profesörü Mustafa Kara, 'Türkiye'de müzik tarihi bilen adam yok. Bu işe odaklanın' dedi. O günden beri müzik tarihçiliği yapıyoruz' diyor. Aslında onun için bu camianın proje hocası demek mümkün. Çünkü durmadan akla gelmeyecek projeler üreterek hayata geçiriyor. Bu konuda en büyük desteği ise Türkiye Bilimler Akademisi'nden alıyor. Sezikli destek sürecini ise şöyle özetliyor: 'Bizim proje sıkıntımız yok. Sıkıntı bilimsel ve kurumsal düşünememek. Hala fert fert mücadele ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı'na proje verdiğimizde çıkaramıyoruz. Çok da önemli değil. Ama bir sanatkar bu tarafla çok ilgilenmemeli. Çünkü bir şeyi Allah murad ederse kurumların önemi yok. Allah'tan Türkiye Bilimler Akademisi ve TİKA bize çok yardımcı oluyorlar. Altı senedir Diyanet'te duran projelerim var. Eğitim setim iki buçuk sene bekledi' diyor.

Bu coğrafya için özel külliyat

Balkanlar'da iyi bir çalışma yürüttüklerini söyleyen Sezikli sözlerine şöyle devam ediyor: 'Çalışma kapsamında tekkeleri dolaştık, yaşlılarla tanıştık. Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz derler ya bizimki de öyle. Asitanelere gittiğimizde etrafta bilen kim varsa toplaşıyor zaten. Güfte mecmualarını çıkarıyorlar, onların fotoğraflarını çekiyoruz sonra da seslendirmelerini istiyoruz. Bir kameramız sadece görüntüleri ve sesleri kaydediyor. Orada derlediklerimizi gelip burada yeniden okuyoruz. Bazılarının çocukları gibi, okumak istemiyor. Güven telkin edince size okumaya başlıyor. Ama eminim hepsini aktarmıyorlar. 10 sene sonra yapsanız olmayacak bir arşiv bu. Derlerseniz toplarsanız, elimizde bir şey yok demezler. Bir coğrafya için güzel bir külliyat.' Balkanlarda derlenen ilahilerin çoğunun Türkçe olduğunu belirtiyor Sezikli. Onlara, 'Türkçe bilmiyorsunuz bunu okurken ne anlıyorsunuz' diye sorduklarında ise kalplerini işaret ettiklerini söylüyor.

Çorum'dan çıktım yola

Hoca Sezikli ve asistanları şu an Doğu'nun Ezgisi projesiyle dünyanın doğusundaki ilahileri derlemek için çalışıyorlar. Bu derleme işine ilk olarak Türkiye'deki şehirlerden başlayan Sezikli 'Neden illerin türküleri oluyor da ilahileri olmuyor diyerek yola çıktık. Önce kendi memleketim Çorum ve sonra Amasya ilahilerini derledik. Makedonya Tetova'da yaşayan bir arkadaşım, sadece orada okunan ilahileri bana söyleyince ilahilerin yöreye göre değiştiklerine kanaat getirdim. En kötüsü bu ilahileri bilenler yaşlı. Bazı yerlere 4 ay önce gitsek kayıtları ilk ağızdan dinleyebilecekken o kişilerin öldüklerini öğrendik' diyor.

KUR'AN MÜZiKAL BiR MUCİZE

Allah her dine bir özellik verdi. Sezikli İslam'ın özelliğinin de şiirsellik ve müzikalite olduğunu belirtiyor. 'Kur'an aynı zamanda müzikal bir mucize, makamla okunur' diyen Sezikli, müzik haramdır diye kendilerini eleştirenlere şöyle cevap veriyor: 'Allah öyle indirmiş ki, okurken akıcılığı hissediyorsunuz. Zaten bu akıcılık olmasa dili bilmeyen biri nasıl 7 dakikada ezberlesin? Şiir olmadığı halde şiir gibi okuyabildiğin tek kitap. Şimdi, 'Makamlı okuyamayız, haram' diyorlar, Kitabın kendisi müzikal zaten. Düz bir şey okuyor gibi okuyamazsın, normal şiir gibi okusanız rast oluyor. Bir de hiçbir din müziksiz olmamış. Müziksiz bir din yapmaya kalkarsanız o zaman mimarisiz kültür sanattan ayrı bir din olur. Bu da Allah'ın gönderdiği dine de aykırı olur. Çünkü insan Allah'ın tezahürünü görmek ister. Bunu da en iyi sanatta görür.'

ÇALGICI DEĞİL SANATKAR

Müzikoloji bölümünün ilahiyatlarda mutlaka olması gerektiğini söyleyen Sezikli, ailelerin konservatuara önyargılı bakmasını da eleştiriyor: 'İmam hatip bitirip konservatuara gelen insanları kolay bulamıyorsunuz. Çünkü aileler çocuklarına 'çalgıcı' mı olacaksın diyorlar. Hala bunu aşmış değiliz. 'Biz çalgıcı değiliz sanatkarız' desek de kabul ettiremiyoruz. Mesela biz Musiki Meclisi programında, musikinin bir ilim olduğunu anlatıyoruz. Bir müziği tarihiyle, kültürel alt yapısıyla biliyorsanız sanatkar olursunuz, bilmiyorsanız çalgıcısınızdır.'

DOĞU'DAN 3 BİN İLAHİ DERLEYECEĞİZ

Türkiye'deki ilahileri derleyen ilk isim değil Sezikli. Daha önce Cerrahi Tekkesi'nden Muzaffer Ozak da bunu Marmara bölgesinde yapmıştı. Sezikli, 'Muzaffer Ozak yöresel olarak düşünmemiş. Bu ilahiler kaybolmasın demiş. Fakat biz coğrafyalarına göre derliyoruz. Doğu'nun ezgisi projemizle de Balkanlar'da derlediğimiz ilahilerden sonra yönümüzü doğuya dönelim diyoruz. İran, Azerbaycan Horasan ve Türkmenistan, Kerbela, Kerkük, bunlar önemli yerler. Kültür aynı kültür. İhmal edemezsiniz' şeklinde konuşuyor. Türkiye Bilimler Akademisi aracılığıyla TİKA'ya sunulan projeye onay gelirse Anadolu'dan başlayarak, Şanlıurfa, Konya, Erzurum, Diyarbakır, Musul, İran ve Güney Azerbaycan'da dini musiki envanteri çıkarılacak. İşe Balkanlar'dan başlayan sanatkar Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Bosna Hersek'ten beş yüz tane ilahi derlediklerini ifade ediyor. Eğer proje tamamlanırsa bu saydığımız coğrafyalardan 3 bine yakın ilahi derlenecek. Tekkelerde meşkler kayıt altına alınacak ve TRT'de belgesel olarak yayınlanacak.