Dışişleri ile Kültür ve Turizm bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü:- "Bugünkü yeni kur atağı sonrasında üstünde konuşulan bütçe, daha fazla kadük hale geldi"- HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen:- "Ülkenin çok dilli yapısına uygun kültür ve sanat politikası olmalıdır"- H
TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bağlı kurumların 2022 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor.
HDP Grubu adına söz alan Tunceli Milletvekili Alican Önlü, kültürün, insanlığın manevi dünyasının en önemli temel taşı olduğunu ifade etti.
Tarih boyunca yaratılan maddi ve manevi değerlerin toplamı olan kültürün, aynı zamanda doğayla yaşam döngüsünün en canlı hücresi olduğunu vurgulayan Önlü, "Bu yönüyle kültür, toplumların şah damarıdır; bu damar kesilirse bedenin de bir anlamı kalmaz." dedi.
"Ne yazık ki bu coğrafya sadece kültürlerin beşiği değil, aynı zamanda inkar edilen, yakılan ve yok edilen kültürlerin de coğrafyasıdır." görüşünü öne süren Önlü, "Her halkın, inancın, dilin ve toplumun kendisine has bir kültürü ve benliği vardır. Kültürün, bu saf hali ve benliği bütün insanlığın ortak mirası olarak algılanmalı ve sahiplenilmelidir. Kendi kültürümüz dışındaki kültürleri, inançları, dilleri veya yaşam tarzlarını bir tehdit unsuru olarak değil; zenginlik, çeşitlilik ve çoğulculuk olarak kabul edersek o zaman kültürler arası iletişim kapısını da aralamış oluruz." diye konuştu.
-"Kültür politikası olmayan ülkelerin geleceği yoktur"
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, sanata ve kültüre, neredeyse "sadaka boyutunda" bir bütçe ayrıldığını savundu.
Kültür ve sanatın, toplumlar için ekmek ve su kadar önemli olduğunu dile getiren Özen, "Sanata ve kültürüne önem vermeyen bir ülkede toplum ve bireyler demokratik düşünemez, sorgulayamaz, muhakeme edemez. Kültür politikası olmayan ülkelerin geleceği yoktur." dedi.
Bütçenin, sadece ekonomik ve mali durumu değil, aynı zamanda iktidarın siyasal tercihlerini de yansıttığını belirten Özen, "Bir ülkenin çağdaş uygarlık düzeyini ve demokrasisini anlamak için o ülkenin kültür ve sanat politikalarına bakmak yeterlidir. Dilinden uzaklaştırılan insanları kökünden de uzaklaştırmış oluyorsunuz. Bu anlamda, ülkenin çok dilli yapısına uygun kültür ve sanat politikası olmalıdır." ifadesini kullandı.
Özen, Kovid-19 salgını nedeniyle getirilen kısıtlamaların, en çok zarar verdiği kesimlerden birinin müzik endüstrisi, sektöre bağlı esnaf ve çalışanlar olduğunu kaydederek, "Bir taraftan, iktidarın yandaşı ünlülerin, sosyal medya üzerinden sanal konserlerle milyonlarca liralık konserler vermesi sağlanırken diğer taraftan, sayısız müzisyen geçim sıkıntılarıyla kaderlerine terk edilmiştir. Müzik-Sen’in açıklamalarını göre pandemi sürecinde 103 müzik sanatçısı intihar etmiştir." dedi.
-"Bir hayalet üzerinde tartışıyoruz"
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, bugünkü yeni kur atağı sonrasında üstünde konuşulan bütçenin, "daha fazla kadük hale geldiğini" savunarak, "Biz burada bir hayalet üzerinde tartışıyoruz; Türk lirası değer kaybetmiş, pula dönmüştür." değerlendirmesinde bulundu.
"Yeni ekonomi" diye ilan edilenin, "yeni bir 12 Eylül zihniyeti" olduğunu öne süren Pekgözegü, "Emekçiyi köleleştirerek sermaye birikimi politikası izliyorsunuz. Asgari ücreti 200 dolarlara düşürmeniz halk tarafından görülmektedir. Ucuz emek cenneti yaratmak isteyenlerle, uluslararası şirketlerle, tekellerle akrabalığınızı bu halk görüyor. Herkesi kuru soğana muhtaç ettiğinizi bu halk görüyor. " diye konuştu.
- "AİHM kararları ısrarla uygulanamıyor"
HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte, Avrupa Birliği Bakanlığının kapatılarak Dışişleri Bakanlığına bağlandığını anımsattı.
Bu değişikliğin, AB ile ilişkileri ilerletme konusunda bütün kurumları feshederek AB ile yaşanan gerilimleri iç siyaset malzemesi haline getirdiğini öne süren Uca, şunları kaydetti:
"İç hukukta bağlayıcı olan AİHM kararları ısrarla uygulanamıyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin yaptığı toplantılarda gündemine aldığı ve derhal serbest bırakılmaları çağrısında bulunduğu Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarına ilişkin AKP hükümetinin yargı üzerindeki baskısı devam ediyor. Hükümet, imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri ve kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi gibi uluslararası platformları hiçe saydığını açıkça ilan etmektedir. Son Bakanlar Komitesi toplantısından sonra çıkabilecek ağır bir yaptırım kararı, Türkiye'nin dünya genelindeki itibarını hiç olmadığı kadar düşürecektir. AKP'nin iktidarı boyunca propaganda malzemesi olarak kullandığı AB'ye üyelik vaatleri, AB'nin demokrasi eksenli değişim taleplerine karşılık vermemesiyle tamamen durmuştur. AKP'nin dış politikaya yönelik çizdiği gerçek dışı tablo, Suriye, Karabağ, Libya, Doğu Akdeniz ve Afganistan'da çökmüştür."
Kaynak: