‘Diriliş: Ertuğrul’u 4 kıtada 1 milyar insan izliyor

‘Diriliş: Ertuğrul’un usta yönetmeni Metin Günay konuştu: Dizimizde ilkler çok. Yalnızca Türkiye’de değil, dört kıtada yaklaşık 1 milyar insana ulaşan bir dizi oldu. Dünyaya anlatacak daha çok sözümüz var

‘Diriliş: Ertuğrul’u 4 kıtada 1 milyar insan izliyor

TRT 1'in reyting rekortmeni dizisi 'Diriliş: Ertuğrul'un usta yönetmeni Metin Günay, yeni sezon çekimlerine başladı. Günay, başarılarının sırrını, oyuncularla ilişkisini ve dizi hakkında merak edilenleri anlattı...

 'Diriliş: Ertuğrul'da bu sezon bizi neler bekliyor?
Mehmet Bozdağ ile beraber 'Diriliş: Ertuğrul'un formatını; her sene yeni bir hikaye, yeni bir mekan ve yeni bir dünya olacak şekilde oluşturduk.
Aksiyon sahneleri için Kazakistan'da Nomad grubu ile çalışıyoruz.
Dizi yazın tatile giriyor fakat ekip yazın da çalışıyor.
Türk televizyonunda bu tür bir ekip oluşturan ilk proje 'Diriliş: Ertuğrul'dur.
Hikayemizin diline, rengine, oyuncu kullanımına ve kamera hareketimize bakarsak bu sezon da seyirciyi sürprizler karşılayacak.

 'Diriliş: Ertuğrul' standart bir drama dizisinin dışında, sinema filmi havasında. Bunu nasıl sağlayabildiniz?
Doğru zamanda, doğru hikayenin, doğru insanların bir araya gelmesi sayesinde oluştuğuna inanıyorum. Yapımcımız ve senaristimiz Mehmet Bozdağ ile Ertuğrul hikayesiyle doğru bir zamanda buluştuk.
'Diriliş: Ertuğrul'u başarıya götüren esas yollardan biri; doğru zamanda, doğru projede, doğru karakterde iki kişinin buluşması.

 'Diriliş: Ertuğrul' için hangi çalışmaları yaptınız?
Türk sinemasında ve televizyon tarihinde 12'nci yüzyıl hikayesi hiç yapılmadı.
Daha önce bir proje için at castı yapılmadı. Biz at castı da yaptık.
Türkiye'yi dolaştık, hangi renk, hangi çeşit atlar nereden bulunur, tespit ettik. Daha sonra da bu atları bünyemize dahil edip onları eğittik. Dizimizde bunun gibi ilkler çok.
Kostüm atölyesinde kostümler dikilmeden önce kumaşları eskitiyoruz, döneme göre boyuyoruz. Silahların üretimi, mekanların kurulması; ilk defa bu kadar büyük bir plato kuruldu.
Kalabalık bir ekip çalışıyor.
Bir de 30 atı yan yana koşturmak ilk defa bize nasip oldu.
Türk sinemasında, televizyon draması adına baktığınızda beş atlının, atlarıyla yere düşme sahnesi de ilk bize nasip oldu.

 'Diriliş: Ertuğrul'un başarısını neye bağlıyorsunuz?
'Diriliş: Ertuğrul'da dünyaya söyleyebileceğimiz doğru sözün olduğunu göstermiş olduk. Yalnızca Türkiye'de değil, dört kıtada 1 milyar insana ulaşan bir dizi oldu. Dünyaya anlatacak daha çok sözümüz var.

 Oyuncular arasındaki pozitif sinerjiyi hissetmemek mümkün değil. Bunun sırrı ne?
Bir setin psikolojisi neyse mutlaka objektiften seyirciye geçer. Eğer 'Diriliş: Ertuğrul' setinin psikolojisi pozitif olmasaydı, seyirci anlardı. Çok doğru bir ekiple çalışıyoruz.

 Dizi, verdiği mesajlarla izleyenleri kendisine bağlıyor...
'Ertuğrul', ne kadar imkansız şartlar altında olursa olsun, inandığı şey için mücadelesine devam ediyor. Bu günümüz insanına da uygun bir söylem;
'Umudunuzu yitirmeyin. Mücadele ederseniz başarırsınız.'

 Entelektüel birikimi olan bir insansınız. Boş vakitlerinizde neler yapıyorsunuz?
Resim yapmak ve kitap okumak; yeni projelere çalışmak.
Yani yine yaptığım işi farklı bir yöntemle yapıyorum.

 Peki sizin izlerken keyif aldığınız bir tür var mı?
Her türde ve formatta işleri; gelişmelerin nasıl gittiğini, nereye gidebileceğini anlamak için seyrediyorum.