Dinle! Bu senin Hikayat'ın

Cemal Şakar velut bir yazar. İlk baskısı Ferfir yayınlarınca yapılan Hikayat kitabı, geçtiğimiz ay İz'de yeniden basıldı. Şakar, Hikayat'ta insanı ve binlerce yıldır değişmeyen konusunu ele alıyor.

Dinle! Bu senin Hikayat'ın

Kitap, 'bir' ve 'çok' olmak üzere iki bölümden meydana geliyor. İlk bölümde yer alan hikâyeler Kuran-ı Kerim'deki kıssaların sade ve yalın bir anlatımını içeriyor. Kıssaların muhtevasını Allah'ın birliğine davet eden peygamberlerin kavimlerinin inatları ve akıbetleri oluşturuyor. Cemal Şakar kitapta yer verdiği bu kıssalarda, insanların zaaflarını, aciz oldukları halde sahip oldukları mallara ve evlatlara güvenen, sabredemeyen ama çokça isyan eden, zulmeden ve hep kendilerini haklı gören ve günün birinde bazen bir sesle bazen de bir fırtına ile yok olup giden insanları anlatıyor.Hikayat, bizi hakikate çağıyor, çağlar ötesinden bir çığlıkla ve berrak bir dille hatırlatmada bulunuyor. Kitabı okurken insanların yüzyıllar boyunca hep aynı hatalara düştüğünü görüyoruz. Haman adlı hikâyede insanoğlunun aynı hatalara nasıl düştüğünü, günümüzde de değişen bir şeyin olmadığını çok güzel ortaya koyuyor yazar: 'Bütün danışmanları, rahipleri etrafındaydı; kendisine hak veriyor, projesini destekliyorlardı. Böylece, yaptığı bütün kötülükler ve yanlışlar ona güzel görünüyordu. Bunlardan dolayı doğru yoldan alıkonduğunun farkında bile değildi.' (s.30) Yine aynı hikâyeden bir başka cümle: 'İsraf içindeydiler; durmadan kendilerini tüketiyorlardı.' (s.31)

DİL İŞÇİLİĞİ DİKKAT ÇEKİYOR

Kitabın ikinci kısmında yer alan 'çok'daki hikâyeler günümüzü anlatan metinler olsa da ilk bölümde yer alan kıssaların devamı niteliğinde okunabilir. Kitapta yer alan Zenginlik hikâyesindeki şu cümle hikâyeden/kıssadan alacağımız hisse olarak okunabileceği gibi yazarın az sözle ne kadar çok şey anlatabildiğini de göstermektedir: 'Zengin olan Allah'tır. Bize ihtiyacımız olanı, ihtiyacı olanlarla paylaşmak yakışır. Bu da bizim zenginliğimizdir.'

Cemal Şakar hikâyelerini kısa tutmuş, kelimeleri özenle seçmiş ve ince bir dil işçiliği ile şiire yaklaşan hikâyeler ortaya koymuş. Okul adlı hikâye yazarın bu konudaki hassasiyetini gösteren ve öne çıkan hikâyelerden biri. 'Annelerimiz bizden bir saat kadar önce evden çıkarlar. Korkmayalım diye, okul yolundaki cesetleri toplarlar.' (s. 69)

İnsan, bir iç çatışmanın ürünüdür. İlk insan ve ilk peygamber Adem (as)'ın yasak meyveyi yeme ile yememe arasında başlayan bu ilk iç çatışma, kıyamete kadar sürüp gidecek. Bizim hem Allah katında hem de insanların nazarında nasıl biri olduğumuzu işte bu iç çatışmaların kazananı belirleyecek. Hikayat, 'tüm bunlar kimi zaman sadece bir paragraftan ibaret olan hikâyelerde nasıl anlatılır' onu göstermiş bize.

Yazarın insanın yaşadığı iç çatışmalarından yola çıkarak kaleme aldığı ikinci bölümdeki öyküleri okuyup bitirdiğinizde sizin hikâyenizin yeni başladığını göreceksiniz. Zira insan daha kitabı okurken dahi kendini sorgulamaya başlıyor. İç dünyamızdaki fırtına hiç bitmek bilmezken bir de buna son günlerde ülkemizde yaşanan fırtına eklenince bir solukta okunacak Hikayat'ın anlattıkları daha da önemli hale geliyor.

Kitabın Künyesi:

Hikayat

Cemal Şakar

İz Yayınları

2013

85 sayfa