Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu:- "Siyasi söylemlerini döviz dalgalanmasına göre belirleyenler asla vatanperver olamazlar"- AK Parti İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç:- "Meclis kürsüsünde ellerine, kollarına ve dillerine hakim ol

Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Bütçeler üzerinde AK Parti Grubu adına söz alan Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, ülke ve millet meselelerinin siyasete malzeme yapılmaması gerektiğini söyleyerek, "Milli tavır ve vatanperver tutum, zor zamanlarda birlik olmayı gerektirir. AK Parti'ye, Cumhurbaşkanımıza 'muhalefet edeyim' diye Türkiye'ye muhalefet edenler, milletimizin karşısına nasıl çıkacaklar?" dedi.

Karamsar ve karanlık senaryoların, kötülükten başka bir şey düşünmeyenlerin elinde kalacağını dile getiren Katırcıoğlu, "Siyasi söylemlerini döviz dalgalanmasına göre belirleyenler, asla milliyetperver, vatanperver olamazlar. Türkiye, bugünleri milli iradeyle daha çok bütünleşerek aşacaktır. Bize düşen, güneşe çamur atmak değil, karanlığa bir mum yakmaktır." diye konuştu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç, bazı milletvekillerinin, bütçeye yönelik eleştirilerini dinlerken hayrete kapıldığını belirterek, "Cumhurbaşkanına hakareti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığını besleyen dili, iftirayı, karalamayı, karamsarlığı kendilerine kılavuz seçmişler, gerçekten milletin umutlarıyla oynuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Dalkılıç, "Meclis kürsüsünde ellerine, kollarına ve dillerine hakim olamayanlar, ülkeye hakim olma rüyası kuruyorlar. Bu millet o rüyalara geçit vermez, bugüne kadar vermediği gibi." mesajını verdi.

- "MİT, imzasını attığı başarılarıyla bizleri gururlandırıyor"

AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok ise Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT), istihbarat, operasyonel kabiliyet, istihbarat diplomasisi ve arka kapı diplomasisi sayesinde devletin akıllı güç oluşturmasında kritik rol oynadığını vurguladı.

MİT'in, çalışmalarında Dışişleri, İçişleri ve Milli Savunma bakanlıkları ile koordinasyon içinde çalıştığını görmekten mutluluk duyduklarını anlatan Altınok, "Teşkilatın, yalnızca derlediği istihbari bilgiyi değil, edindiği kapasiteyi, kabiliyeti ve tecrübeyi de diğer kurumlarla paylaşmakta cömert davrandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu durum, milli güvenliğimizin topyekun güçlenmesini sağlıyor." ifadelerini kullandı.

"MİT, PKK/KCK ile mücadelede örgütün kendini üretmesini engelleme anlayışıyla sözde lider kadroyu hedef alarak beyin takımını ve sistemi yok etmeye odaklandı." diyen Altınok, MİT'in, Irak ve Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonlarla terör örgütünün sözde lider kadrosundaki birçok elemanının etkisiz hale getirildiğini aktardı.

Türkiye'den kilometrelerce uzakta, örgütün kendini en güvende hissettiği noktalarda gerçekleştirilen istihbarat operasyonlarının, terör örgütünde ciddi endişe ve kopmalara sebebiyet verdiğine dikkati çeken Altınok, şöyle devam etti:

"Terör örgütünün, 40 yılı aşkın süredir mücadele edilen örgütün hareket kabiliyeti sınırlandırıldı, örgüt yeni unsur kazanamaz hale geldi. Örgütün küresel güçlerle ittifak kurarak kendine yer edinme çabaları da yine MİT'in tespitleriyle ortaya çıkarılıyor. FETÖ ile mücadelede ise 15 Temmuz'dan öncesine dayanan bu mücadele anlayışıyla ilgili kurumları bilgilendiren MİT, özellikle emniyet arşivini ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin mahrem yapılanmalarını deşifre ederek güvenlik kurumlarımızın terör örgütünden arındırılmasını sağladı. Ayrıca hakim, savcı, doktor gibi kritik durumlardaki kripto örgüt mensuplarının ortaya çıkarılması örgütün ülkemizdeki emellerini boşa çıkardı. Basına yansıyan faaliyetlerin, MİT'in yürüttüğü çalışmaların çok sınırlı bir kısmı olduğu hepimizin malumudur. Gelinen noktada MİT, personelinin azmi ve çalışkanlığıyla çeşitlendirdiği insan istihbarat gücünü teknik, İHA ve SİHA kapasitesiyle birleştirerek tüm kabiliyetlerini eş zamanlı kullanıyor ve imzasını attığı başarılarıyla bizleri gururlandırıyor."

- "MGK asli fonksiyonuna döndü"

AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan da Türkiye'nin demokratikleşmesi ve asker-sivil ilişkilerinin normalleşmesine paralel olarak Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) da asli fonksiyonuna döndüğünü dile getirdi.

Her anayasal kurum gibi MGK için de anayasal zeminde ve demokratik sistemin ruhuna uygun faaliyet göstermenin esas olduğunu dile getiren Akdoğan, şöyle konuştu:

"Bir zamanlar milli savunma kurulu gibi kendisini kurgulayarak odağını içeriye çeviren, vatandaşı düşman, sivil iktidarı, siyaseti tehdit olarak algılayan yapı zaman içerisinde daha demokratik bir anlayışa dönüştü. Milli güvenlik kurulları hiçbir zaman bir icra kurulu, vesayet kurumu, dayatma mekanizması, kontrol ve denetim organı, siyaset yapım ve uygulama merkezi, devleti temsil makamı değildir ve olamazlar. MGK, iç siyasete racon kesen değil, dünya kamuoyuna ve ilgili ülkelere pozisyon deklare eden bir platformdur ve zaman içinde bu anlayışın değiştiğini gördük. 1980 darbesinden sonra vesayetçi anlayış, MGK üzerinden her şeyi; tarım, hayvancılık, turizme kadar her alanı güvenlik alanı içine aldı ve bunun üzerinden sivil siyasete birtakım politikalar dikte etmeye çalıştı."

AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş, Diyanet İşleri Başkanlığının, 130 bin görevlisiyle Türkiye'nin dört bir köşesinde köy ve mezralara kadar hizmet veren devletin yegane kuruluşu olduğunu söyledi.

Güneş, "Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi yatırım bütçesi değil, personelinin maaş bütçesidir. Çalışan kişinin maaşını ödemek, uluslararası kurallarla belirlenmiş, evrensel bir haktır. Bu bakımdan Diyanet personelinin maaşıyla, bütçesiyle ilgili '3 bakanlık, 7 bakanlık, 8 bakanlık' tarzında bir tartışma doğru bir tartışma değil." dedi.

- "İmam ve müezzinlerin ortaya koydukları kıyam selalarını asla unutmayacağız"

AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine karşı imam ve müezzinlerin ortaya koydukları kıyam selalarını asla unutmayacaklarını anlattı.

Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, AK Parti iktidarlarında her yönüyle normalleşirken Diyanet'in de kendi mecrasını bulduğuna işaret eden Kavuncu, "Aziz milletimizin göz bebeği Diyanet İşleri Başkanlığını herhangi bir genel müdürlükten farklı göremeyenler elbette gelinen bu durumdan rahatsız olacaklardır. Halbuki o eski Türkiye günleri artık gerilerde kaldı. Bu aziz milletin çocuklarına 15 yaşına kadar Kur'an öğrenmeyi yasaklayan o zihniyet, hamdolsun ebediyen tarihin çöp sepetine atıldı." değerlendirmesini yaptı.

- "Yapıyor yapmakta olan, yine geliyor Recep Tayyip Erdoğan"

AK Parti Giresun Milletvekili Kadir Aydın ise "Devlet ve millet olarak sıkıntıda olduğumuz her olayı bir fırsat gibi görüp 'Hemen seçim, erken seçim.' diyenlere, AK Parti ile girdikleri 15 yarışta 'Gandi' olarak başladıkları yolculuğu 'hindi' olarak tamamladıklarını hatırlatmak isteriz." ifadesini kullandı.

"Talep sahibiyken millete sövüp milletin kürsüsünü uygunsuz davranışlarla kirletenlerin, güç ve iktidar sahibi olunca nasıl davranabileceklerini görüyoruz." diyen Aydın, kimsenin, kendi kirli geçmişini AK Parti'ye yakıştırmaması gerektiğini belirtti.

CHP milletvekillerinin, Meclis kürsüsüne sebze ve meyvenin yanı sıra temel gıda ürünleriyle çıkmasını eleştiren Aydın, "Pazardan geçen, bohçasıyla beraber milletin kürsüsüne gelir olmuş. Ne güzel. Biz hep pazardan geliyoruz, hiç sıkıntı etmeyin; sizin gibi, danışmanlarımızı gönderip marketten alışveriş yaptırıp da kürsüye dökmüyoruz. Sizin dilinizle ifade etmek isterim ki yapıyor yapmakta olan, yine geliyor Recep Tayyip Erdoğan." diye konuştu.

Kaynak: