Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2022 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde TBMM'de konuştu: (3)
"Türkiye, sadece Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde değil, tüm bölge için normalleşme arzusunda samimidir. Tabii, böyle bir süreç, tedbirli ve Ermenistan'ın atacağı adımlara bağlı olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan ile yakın eşgüdüm
TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'nin, sadece Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde değil, tüm bölge için normalleşme arzusunda samimi olduğunu belirterek, "Tabii, böyle bir süreç, tedbirli ve Ermenistan'ın atacağı adımlara bağlı olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içinde yürütülecektir." dedi.
Oktay, TBMM Genel Kurulunda, 2022 yılı bütçesinin tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, çevre ve şehircilik alanında hayata geçirdikleri hizmetlerle ülkenin çehresini değiştirdiklerini; toplu konut uygulamaları, millet bahçeleri ve kentsel dönüşüm projeleriyle vatandaşları güvenli, huzurlu, yüksek standartlı yaşam alanlarına kavuşturmayı sürdürdüklerini ifade etti.
Türkiye Çevre Ajansı ile depozito yönetim sistemini kurduklarını anlatan Oktay, ekonomiye yıllık 4 milyar lira katkı ile onbinlerce vatandaşa istihdam sağlayacak depozito uygulamasını 2022 ocak ayı itibarıyla başlatacaklarını belirtti.
Yozgat Çapanoğlu Camisi çevresi ile Erzurum ve Edirne tarihi meydanları gibi 44 ilde ihya ettikleri 79 tarihi meydandaki iyileştirme çalışmalarını tamamlayacaklarını kaydeden Oktay, toplumun her türlü bilgi ve kültürel ihtiyacını karşılama gücüne sahip, hayatın içinde ve insan merkezli "Yaşayan Kütüphaneler" kurduklarını dile getirdi.
Oktay, şunları söyledi:
"Kitaptan, kütüphaneden bahsedenler vardı ya, görememekten, açılmadığından, İstanbul Rami Kışlası'nı ihya ederek 38 bin metrekarelik alanıyla İstanbul'un en büyük kütüphanesi haline getirecek ve 2022 yılında da kullanıma sunacağız inşallah. Sizleri de bekleriz. Kütüphaneye gitmezseniz bilmezsiniz ki, kapatıldığını zannedersiniz. Kitapla, kitaplıkla alakası olmayanlara gençlerimizin rağbet ettiği kütüphaneleri ziyaret etmelerini özellikle tavsiye ederim."
Oktay, Şanlıurfa'da Göbeklitepe benzeri en az 12 alan/bölgeyi daha ülke kültür turizmine kazandıracaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Sadece bu projeyle dahi Şanlıurfa'nın turizm potansiyelinin kat be kat artırılmasından bahsediyorum. Tabii bu işler, öyle Şanlıurfa'ya gidip bol keseden bedava elektrik vaatleri vermeye benzemez. Madem çiftçiye belediyeler üzerinden ücretsiz elektrik vermeyi düşünüyorsunuz, buyurun şimdi Adanalı, Antalyalı, Hataylı çiftçilerimizden başlayın. Niye başlamıyorsunuz, sizi tutan mı var? Başkanvekilimiz de söyledi, sizi tutan mı var, neyi bekliyorsunuz?"
Fuat Oktay, Sayıştay incelemelerinin, CHP zihniyetiyle yönetilen belediyelerdeki CHP'li yönetimlerin, kaynakları nasıl sömürdüğünü ortaya koyduğunu belirterek, "Bu zihniyetin hangi skandal uygulamalarını anlatalım." dedi. CHP'li milletvekillerinin bu ifadelerine tepki göstermesi üzerine Oktay, şunları kaydetti:
"Bu zihniyetin skandal uygulamalarının neler olduğunu anlatayım. Madem hazmedemeyeceksiniz sadece birkaç tanesini söyleyeyim o zaman. Ruhsatsız deniz taksilerle oluşturdukları korsan deniz taksi rantını mı anlatalım… Yaz mevsiminde kullanılıyor gösterdikleri kar küreme araçlarını mı sayalım… Sayıştay denetim raporlarının Belediye Meclislerinden kaçırılmasını mı örnek gösterelim…Belediye şirketleri üzerinden sigorta yaptırılan eş dost akrabaları mı sayıp dökelim… Önce 'Hiç kimse işinden olmayacak.' diye söz verip, şimdi de sözler veriyorsunuz ya, sonrasında binlerce insanı işten çıkartıp ve hemen akabinde de kat be kat fazlasını belediye kadrolarına doldurmaktan mı söz edelim… Yine 'israf' denilip meydanlara dizilerek şov yapılan araçların hem daha fazlasıyla, hem de katbekat daha fazla bedelle kiralandığını mı söyleyelim… İşte buyurun size CHP zihniyetinin yönetim anlayışından bir kesit. Bu zihniyet gelip de bize haktan, hukuktan, adaletten hiç bahsetmesin lütfen."
- "84 milyon vatandaşımızı bu terör belasından kurtarmakta kararlıyız"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, dış politika gündemindeki tüm meselelere, sorumluluk sahibi, insan odaklı, vicdani ve ilkeli bir anlayışla yaklaştıklarını dile getirerek, girişimleri bölgesel ve uluslararası düzeyde barış, istikrar ve sürdürülebilir kalkınmayı güçlendirecek şekilde yürüttüklerini belirtti.
Türkiye'nin güvenliğini ve refahını yakından ilgilendiren konularda gelişmeleri kendi seyrine bırakmadıklarını, oyun kurucu ve ön alıcı adımlar attıklarını ifade eden Oktay, şunları söyledi:
"'Suriye'de ne işiniz var?' diye soruyordunuz ya, 'SİHA'lar Suriye'de rastgele insan öldürüyor.' diyerek teröristleri savunuyordunuz ya, şimdi ben size bunların sebepleri bir kez daha anlatayım, defalarca anlattık. Güvenlik kaygılarını karşılayacak adımların, insani hassasiyetler korunarak da atılabileceğini, Suriye'deki operasyonlarımızla tüm dünyaya ispat ettik. Suriye topraklarında bir terör koridoru oluşturulmasını engelledik. Terör örgütlerine karşı gerçekleştirdiğimiz üç harekatla 8 bin kilometrekareden fazla bir alan terörden temizlendi, bu bölgelere 464 bin Suriyeli mülteci geri döndü."
Oktay, Türkiye'nin İdlib'deki mevcudiyetinin insani bir kıyım yaşanmasının ve ülkeye yönelik olası yeni bir göç dalgasının önüne geçtiğini kaydederek, yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelenin FETÖ, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine karşı aralıksız devam edeceğini; PKK ve onun Suriye kolu olan YPG'ye kim destek verirse versin, kimden destek alırlarsa alsınlar en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadele etmekte; 84 milyon vatandaşı bu terör belasından kurtarmakta kararlı olduklarını vurguladı.
Türkiye'nin tehditleri sınırların ötesinde, kaynağında bertaraf etmeyi öngören proaktif savunma ve güvenlik politikasıyla 2022 yılında da ulusal güvenliğini ve çıkarlarını teminat altında tutarken eşzamanlı olarak bölgede istikrara da katkıda bulunmayı sürdüreceğini anlatan Oktay, öte yandan Suriye'deki krize Suriye halkının beklentilerini karşılayacak şekilde bir siyasi çözüm bulunması için çabalarının da sürdüğünü söyledi. Oktay, "Bu şekilde ulaşılacak bir nihai çözüm, hem sahada terörle mücadelemizin başarıyla sonuçlanması, hem de misafir ettiğimiz sığınmacıların onurlu, güvenli ve gönüllü geri dönüşü için elzemdir. Bu amaçla Suriye halkının meşru temsilcilerini içerecek tüm sonuç odaklı çabalara ve yeni açılımlara destek olmaya hazırız." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne verdiğimiz destek, sahada dengeleri değiştirdi"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, milli manevi değerlere sahip çıktığını savunanların bile "Libya’da ne işimiz var?" sorusunu yönelttiğini aktararak, Türkiye'nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmasıyla Türkiye ve Libya'nın Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini koruduklarını, uluslararası deniz hukuku açısından Türkiye'nin elini daha da güçlendirdiklerini vurguladı.
Oktay, "Libya'da BM tarafından tanınan meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne verdiğimiz destek, sahada dengeleri değiştirdi, Trablus'un işgal edilmesini ve yeni bir insani trajedinin yaşanmasını engelledi. Desteğimiz sayesinde Libya'da diyaloğun ve siyasi sürecin önü açıldı. Önümüzdeki günlerde yakalanan bu ivmeyle seçimlerin yapılması öngörülmektedir. Meşru Hükümetle imzaladığımız Mutabakat Muhtıraları çerçevesinde çalışmalarımıza devam edeceğiz." diye konuştu.
Can Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını kullanarak başlattığı Vatan Muharebesine ve haklı davasına güçlü destek verdiklerine de dikkati çeken Oktay, böylece Azerbaycan'ın topraklarında yaklaşık 30 yıldır devam eden Ermeni işgalinin sonlandırıldığını; Kafkasya'da Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını kullanarak topraklarını işgalinden kurtarmasının bu bölgede yıllar sonra kalıcı barış ve istikrar yönünde çalışmak için elverişli bir ortam sağladığını anlattı.
Oktay, yöneltilen "Savaş bütçesi mi?" sorusunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Buyurun nasıl barış bütçesi olduğunu... Bunun barışçıl sonuçlarını son dönemde Ermenistan ile yaşanan gelişmelerden de yine hep birlikte görüyoruz. Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrarın tesisine yönelik olarak Azerbaycan ile birlikte önerdiğimiz 3+3 formatındaki Bölgesel İşbirliği Platformu'nun ilk toplantısı geçtiğimiz hafta yapıldı. Türkiye, sadece Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde değil, tüm bölge için normalleşme arzusunda samimidir. Tabii, böyle bir süreç, tedbirli ve Ermenistan'ın atacağı adımlara bağlı olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içinde yürütülecektir.
Kafkasya'da sürdürülebilir barış, huzur ve refahın tesisi için kapsayıcı işbirliği, samimi arzumuz olmaya da devam edecektir. Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kıbrıs Türkleri'nin haklarını sonuna dek savunduk, savunuyoruz. KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm için egemen eşitlik temelinde iki devletli çözümü savunuyoruz. Maraş bölgesi üzerinde tam yetki ve kontrol sahibi olan KKTC Hükümeti'nin, bölgenin geleceğine dair karar verecek tek makam olduğuna inanıyor, Maraş'ın yeniden hayat bulması yönündeki girişimleri destekliyoruz. Türkiye'nin ne Kıbrıs'ta, ne Ege'de, ne de Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynakları meselesinde çıkarlarından en küçük bir taviz vermeyeceğinin altını çizerek bir kez daha ifade etmek isterim."
- "Doğu Akdeniz bizim için milli bir meseledir"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, araştırma ve sondaj gemileri ile silahlı kuvvetler faaliyetleri çerçevesinde de sahada teşkil edilen mevcudiyeti etkin bir diplomasiyle güçlendirdiklerini belirterek, "Doğu Akdeniz bizim için milli bir meseledir. Kimsenin hakkında gözümüz olmadığı gibi, kimseye de hakkımızı yedirtmeyiz. Hiçbir yabancı ülkenin, şirketin veya geminin deniz yetki alanlarımızda izinsiz olarak faaliyette bulunmasına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da asla fırsat vermeyeceğiz. Bilhassa Avrupa Birliği tarafından şımartılan Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin, ülkemiz ve Kıbrıs Türkleri aleyhine atmaya çalıştığı adımlara kesinlikle müsaade edilmeyecektir." diye konuştu.
Türkiye'nin, Körfez ülkeleriyle geçmişten ve ortak değerlerden gelen güçlü bağları bulunduğunu anlatan Oktay, şunları kaydetti:
"Zaman zaman baş gösteren görüş ayrılıklarının ise diyalog ve düzenli temaslarla çözülebileceğini savunuyor, bu yönde atılan olumlu ve samimi adımlara mukabele etmeye hazır olduğumuzu vurguluyoruz. Son dönemde bölge ülkeleriyle gerçekleştirdiğimiz üst düzey temaslar ve tesis edilen iletişim kanalları bu tavrımızın göstergesidir. Mısır'la ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla görüşmeler de devam ediyor. Diğer tüm ülkelerle olduğu gibi Körfez ülkeleriyle de milletimizin hak ve menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yönde hareket edecek, devletimizin itibarlı duruşundan asla taviz vermeyeceğiz."
Oktay, Avrupa Birliği (AB) ile olumlu gündem çerçevesinde iş birliğini güçlendirmek ve ilişkileri üyelik perspektifini esas alacak şekilde geliştirmek yönünde kararlılıklarını koruduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Biz ilişkilerde zorlu dönemi artık geride bırakmayı, AB'nin kendi açıklamalarının tam tersine AB'nin, Türkiye'den giderek uzaklaşan tavırlarını da görmezden gelmiyoruz. Diyorlar ya 'Türkiye'nin AB'den uzaklaşan tavırlarını görmezden gelmiyoruz.' diye. Aynaya bakmalarında fayda var. Biz, AB'nin Türkiye'den giderek uzaklaşan tavırlarını görmezden gelmiyoruz. Bunu da milletin Meclisinden, burada ifade etmek isterim Avrupa Birliğine. Önümüzdeki dönemde daha olumlu, yapıcı ve hakkaniyete uygun bir tutum benimseneceğine inanıyoruz. Bu herkesin, iki tarafın da yararına olacaktır. Diğer taraftan Balkanların istikrarı ve kalkınması yönündeki çabalarımızın tüm Balkan ülkeleri ve ülkemizin AB üyeliği ile sonuçlanması gerektiğini vurguluyoruz."
- "İnsan odaklı politikalarımızı uygulamayı sürdüreceğiz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, ABD ile karşılıklı saygı ve yarar temelinde, geniş bir yelpazede çözüm ve işbirliği odaklı olarak birlikte çalışmayı önemsediklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD gibi bir ülkenin terör örgütleriyle iç içe olmasını ve güvenlik konularında çifte standartlı yaklaşımını anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Bu çerçevede ABD'den başta terörle mücadele olmak üzere ortak gündemimizdeki tüm konular ve sınamalarda müttefiklik ruhuna uygun davranışlarda bulunmasını bekliyoruz. Milletin Meclisinden bu mesajı iletmek istiyorum. İsrail-Filistin ihtilafında 1967 sınırları temelinde, başkenti Kudüs olan, bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulması yoluyla bir çözüm için destek vermeye ve çaba göstermeye devam edeceğiz. Bölgemizde istikrarsızlığı körükleyen, barış ve güvenliği tehdit eden bu ihtilafın son bulması, İsrail dahil tüm bölge ülkelerinin yararına olacaktır.
Afganistan'da barış ve istikrarın temini için her türlü desteği sağlıyoruz. Çabalarımız Taliban'ın ülkede yönetimi ele geçirmesinden sonra da devam ediyor. Şu anda Kabil'de büyükelçiliği açık olan tek NATO ülkesiyiz. Barış sürecine destek olmak için İstanbul'da bir konferans düzenlenmesini öngördük. Bir yandan geçici hükümet ile kademeli bir angajman politikası izliyor, diğer taraftan da Afgan halkına yardımlarımızı sürdürüyoruz."
Fuat Oktay, Somali'den Venezuela'ya, Filipinler'den Ukrayna'ya farklı coğrafyalarda barış ve istikrara katkıda bulunduklarını belirterek, Türkiye'nin, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarla dünyanın dört bir yanında hem sahada hem masada olduğu gibi aynı zamanda gönüllerde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bayrak taşıcıyı kuruluşu Türk Hava Yollarının (THY), APEX tarafından "World Class" derecelendirmesinde dünyanın en mükemmel 7 havayolundan biri olarak tescillendiğini de dile getiren Oktay, 372 uçaklık filosu ile dünyanın en fazla ülkesine uçan THY'nin, geniş ulaşım ağı ile Türkiye'nin aktif dış politika yaklaşımının somut tezahürlerinden biri olduğuna işaret etti.
Oktay, "Cumhurbaşkanımız liderliğinde dış politikada ülkemizin yumuşak gücünü sert güç unsurlarıyla harmanlayan akılcı bir yaklaşım sergiliyoruz. Tüm küresel meselelere yapıcı katkı sunarak 'dünya 5'ten büyüktür' sloganıyla ifade ettiğimiz daha adil bir dünya anlayışını hakim kılmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da bölgemizde ve dünyada, ecdadımızın, tarihimizin, medeniyetimizin bize işaret ettiği insan odaklı politikalarımızı uygulamayı sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.
(Sürecek)
Kaynak: