Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu ÇOCUKLARIMIZIN HAYATA HAZIRLANMASI

ÇOCUKLARIMIZIN HAYATA HAZIRLANMASI

Ülkemizin içinde bulunduğu önemli gündem ile ilgili söylenenleri yazılı, daha çok görsel medyadan mutlaka takip ediyorsunuz. Endişe ve kaygı duyulan gelişmeler, geleceğin planlanmasına ve yapılanmasına dair çalışmalar, dikkatimizden kaçmıyor.

Bir vatandaş olarak, ülke meselelerinden uzak kalmak, ilgilenmemek, gereğinden kaçınmak gibi bir şansımız olamayacığını bilmek durumundayız.

Her insan ayrı bir değer olduğuna göre, ayrı ayrı düşünce zenginliğinin, yeteneklerinin, becerilerinin ortaya çıkaracağı sinerjiden - ortak işbirliği gücü – faydalanarak, ülkenin geleceğini daha iyi hale getirmek/getirebilmek gerekir.

Bu düşüncenin işlerlik kazanabilmesinin yolu eğitimden geçeceğine göre, okullarımızın işlevinin önemi ortaya çıkıyor.

Hayatın yükünü paylaştığımız andan itibaren, toplu yaşama düzeni içerisinde bizim üstlendiğimiz işi yaparken, bu iş için aldığımız eğitimi, bize bu eğitimde yardımcı olan öğretmenlerimizi düşünürüz.

Bu düşünceleri analiz ettiğimizde, bizi hayata hazırlayanların içerisinde en fazla kimlerin rol aldığını belirler, onların etkilerinden sitayişle bahseder, hayırla yad ederiz.

Eğitimin en önemli hedeflerinden birisi, çocuklarımızın hayata hazırlanması, toplum içinde üstlenebileceği görevin farkına vardırılması değil midir?

Bu gerçeğin neresinde olduğumuzu düşündürmek amacı ile, olması gereken gerçeğin üzerinde, eğitmin hedefini soru şeklinde ifade etmek istedim.

Okullarımızı teorik bilgi yükleme merkezi anlayışından uzaklaştırmak, çocuklarımıza, hayatın yükleyeceği sorumluluk ve görevlerini yerine getirebilecekleri, paylaşabilecekleri bir hale getirmek gerekir.

Geçmiş yıllarda nüfusun büyük bir bölümü köylerde yaşarken, her köyde okullar vardı. Öğretmenler görev yaptıkları köylerde ikamet ederler, okumuş insan örneği durumunda olurlardı.

 Köy hayatının yükünü çocuklar, okul süreleri dışında aileleri ile paylaşmak durumunda olurlar, okullarda aldıkları teorik bilgilerin haricinde, hayata hazırlanma yolunun pratiğini yaşayarak öğrenirlerdi.

Okul hayatı sona eren yetişkinler, hayatın gerçekleri ile yetiştiklerinden, geleceklerini kurmaya çalışırlardı.

Köylerimiz boşaldı, köy hayatı nerede ise bitme noktasına geldi. Köy hayatı değişti. Çocuklarımız, taşımalı sistemle kasaba ve şehir okullarına taşınmaya başlandı.

Okullarda aldıkları eğitim sayesinde bilgi yüklü hale gelebildiği düşünülen öğrenciler, hayata hazırlanmanın pratik uygulamalarından yoksun kaldı.

Eğitimin doğal şartlar içerisinde görerek, yaparak ve yaşayarak alınması, hayata hazırlananışın en sağlıklı yol olduğu biliniyor/bilinmeli.

Çevremizde dikkatimizi çeken başarılı insanların, hayatın gerçekleri ile okul arasında karşı karşıya kaldığı gerçek ortamlardan yetişerek geldiğini fark edebiliyoruz.

Gelecek için kaygılanmak, insanlar için normal bir düşünce. Çocuklarımızı kendileri, ailesi ve ülkesi için geleceğe hazırlama kaygısı önemli bir güdülenme.

Devletin görev alanına giren eğitimin, ülkenin ihtiyacı olan insan gücünün hazırlanması doğrultusunda, yerel ve bölgesel alanların çeşitliliğini de göz önüne alarak, okulları hayatın gerçekleri ile buluşturabilmenin yolunu bulması gerekir.

Çocuklarımız; her dönemlerinde kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için, aile içinden, çevreden ve en önemlisi okullarda aldıkları eğitimin yeterli olup olmadığı üzerinde yoğunlaşmalıyız.

Büyüklerin yaşam mücadelesinden çocukları da haberdar etmek, ortak etmek, sağlıklı bir toplum oluşturmada önemli bir adım olsa gerek.

Öğretmenler; okullarda bilgi yükleyici durumdan, hayata hazırlayıcı duruma, öğenciler; bilgi yüklenici durumdan, hayata hazırlanan, toplumda yüklenebileceği görevi yapar pozisyona gelmelidir.

Özel okullarda 10 yıl idarecilik yaptım. Bu görevim süresi içinde çok çeşitli meslek dallarında çalışan velilerim oldu. Özel okullardan beklenen klasik sonuç, bilgi yüklenmesi, sınav başarısı. Okul seçiminde önemli bir tercih sebebi.

Bu hizmetim süresinde, bir veli adayımdan değişik bir tercih kriterleri ile karşılaştım. Yazdıklarımı pekiştirme açısından paylaşmak istiyorum.

“Sayın müdürüm, şu soracağım soruları gayet net ve açık cevaplamanızı istiyorum.

1-Devlet okulları varken, neden özel okulu tercih etmeliyim?

2-Özel okullar içinden, neden bu okulu tercih etmeliyim?

3-Anasınıfı, ilk ve ortaokulu burada bitirecek olan çocuğum, 9 yıl sonunda bu kapıdan çıkıp giderken, akademik başarı ve bilgi haricinde beraberinde hayata dair ne alıp gidebilecek?”

Okulların; çocuklarımızı hayata hazırlaması konusundaki düşünce ve yorumu sizlerin ANLAYIŞINA emanet.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi