Çocuklarda büyük travmalara sebebiyet verebiliyor! İşte uzmanından ailelere önemli uyarı
Kurban kesiminin, çok küçük yaşta çocuklara birebir şahit olma durumunun çeşitli travmaları ortaya çıkabileceğini belirten Psikolog Duysak, ebeveynlere kurbanın paylaşımcı ve birleştirici özelliğinin ön plana çıkarılması gerektiğini vurgulayarak önerilerde bulundu.
Dinimizde önemli bir yeri olan Kurban Bayramı’nı çocuklarımıza nasıl anlatmalıyız? Kurban Bayramı’nın ebeveynler tarafından çocuklara, paylaşımcı ve bir arada olma özelliğinin ön plana çıkarılması gerektiğini söyleyen Pandomim Aile&Psikolojik Danışma Merkezi Psikoloğu Abdullah Duysak, önemli önerilerde bulundu. Duysak, “Kurban Bayramı hem dini gerekliliklerimiz hem de birlik ve beraberliğin olduğu bizim kültürel bir normumuzdur. Kurban, sadece et yemekten ibaret değil, paylaşmak ve sosyalleşmektir. Kurban Bayramı çocukların yaşına uygun bir şekilde anlatılmalı.” dedi.
‘BU YAŞ ARALIĞINDAKİ ÇOCUKLAR GÖRMEMELİ’
Çocukların birebir kurban görüntüsüne maruz bırakılmaması gerektiğini söyleyen Duysak, “0-7 yaş arasındaki çocuklara kurban gösterilmemelidir. 12-13 yaşa kadar da birebir maruz bırakılmamalıdır. Ama çocuk bu konuda çok istekliyse gösterilebilir. 7 yaşına kadar ise hiçbir şekilde gösterilmemeli, ‘Biz gördük onlar da görsün’ düşüncesine kapılmamalıdır. Anlatmak daha uygundur. Ama kesim anını göstermek, psikolojik açıdan etkilenme olasılığını arttırır. Her çocuk etkilenmese de, çocuğun yapısına göre bu durum değişiklik gösterebilir. Bazı ebeveynler maruz bırakmak istiyor. Fakat çocuk, o yaşlarda hayvanın katledildiğini düşünebilir. Ve ileride kurbana bakış açısı bambaşka olabilir.” ifadelerine yer verdi.
‘HİÇ ET YEMEYEBİLİYORLAR’
Kesim anına şahit olan çocuklarda et yiyememe sorunuyla karşılaştıklarının ifade eden Duysak, “0-3 yaş arasında kurban kesimine maruz kalan çocukların çiğ ete veya pişmiş ete karşı bir ön yargısı oluşabiliyor. Ve bazı çocuklar hiç et yememeye başlıyor. O gördüğü kurbanın etinden olduğunu düşünüyor. Bu konuda oldukça dikkatli olmalıyız. Özellikle de kurban edilecek hayvanı önceden çocuğumuzla tanıştırıp, sevdirip, bir duygusal bağ oluşturmamalıyız. Çünkü daha sonra çocukça oluşturduğumuz o bağı biz alıp atıyoruz. Ertesi gün kesiyoruz ve çocuk duygusal yıkım yaşayabiliyor. Zorlamamalı ve yerinde anlatmalıyız. Aile kurbanı gösterme konusunda ısrarcı ise, kademeli bir şekilde gösterilmelidir. Direkt olarak ‘Kurban, hayvanın boğazından bıçakla kesildiği bir durum’ gibi anlatımlara yer vererek gösterirsek, bu büyük travmalara bile sebebiyet verebilir.” şeklinde konuştu.
‘PAYLAŞIMCI YÖNE ÖN PLANA ÇIKARILMALI’
Kurbanın etten ziyade paylaşımcı ve birleştirici yönünün ön plana çıkarılması gerektiğini vurgulayan Duysak, “Görsel olarak yaşatılan travmalar çocukta şiddete ve öfkeye dönebilir. Geceleri uykusuzluk, arkadaşlarına fiziksel şiddet, korku artışı gibi sorunlar gözlemlenebilir. Uslu bir çocukken bir anda bu durumlara rastlandıysa, bunun altında nelerin yattığına bakılması gerekir. Çocuğa Kurban Bayramı’nın paylaşımcı, birleştirici özelliği anlatılmalıdır. Kurban etleri, ihtiyaç sahiplerine veririler çocuk buna şahit olabilir. İşte çocuk Kurbanın bu yanını gördüğü zaman, kurbanın neden kesildiğini daha iyi anlar. ‘Bak paylaşmak çok güzel’ sözleriyle anlatılmalı. Bu şekilde çocukta paylaşmayı, şükretmeyi örnek alır. Et yemek için olduğunu değil, Allah’ın bir hediyesi olduğunu ve bunu kutlamak için sevdikleri ile bir arada toplanıldığı anlatılmalı. İbadet, iyilik ve yardım ön plana çıkarılmalı.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.