Çanakkale ruhunu arıyor!

Çanakkale ruhunu arıyor!

Bugün 18 Mart. Atalarımızın Çanakkale’de destan yazdığı şanlı bir tarih. Ancak 2014 Türkiye’si; “Bu şanlı tarih bugün ne kadar anlaşılıyor?” sorusunu akıllara getiriyor. Çanakkale ruhunun yeni nesillere tam yansıtılamadığını belirten Tarihçi Doç. Dr. Caner Arabacı, Çanakkale’yi anlatan edebi eserlerin, sinema filmlerinin, belgesellerin yeterince ortaya koyulamadığını söyledi.

Yeni Haber - A. Akif Solak

 

Atalarımız tarihte bugün bir destana imza atarak, bugünün Türkiye’si için büyük bir başarı elde etmiştir. Bu başarının adı: Çanakkale Destanı’dır. Çanakkale Destanı 1915-1916 yılları arasında, Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul'u ele geçirmek isteyen İtilaf Devletleri ile Osmanlı ordusu arasında yapılmış bir bağımsızlık savaşıdır. Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıktığı, Seyit Onbaşı’nın dönemin ağırlık birimine göre 230 okka gülle ile koca gemiyi sulara gömdüğü, kurşunların havada çarpıştığı, Türk'ün kahramanlığının resmi bir vesika olduğu savaştır Çanakkale. O sene memleketteki liselerin ve üniversitelerin çoğu mezun verememiş; çünkü hepsi savaşta şehit olmuşlardır. Savaşta verilen şehit sayısı kesin olarak bilinmemekte ancak tahminlere göre 500 binin üzerindedir.  Günümüzde Çanakkale her santiminde bir şehit yatan, her zerresi şehit kanıyla sulanmış, şanlı bir yerdir. Görebildiğimiz her yerde atalarımızın şanlı tarihi yazılmaktadır. Bunlardan en etkileyici olanlarından birisi de günlük yemek listesi olarak bilinir. Ancak atalarımızın o dönemde yaşadığı ve bir destana imza attığı o ruh, bugün tam anlaşılıyor mu? Sorusunu akıllara getiriyor. Öyle ki; Çanakkale Savaşı boyunca Mehmetçiğin boğazından geçen o ibretlik yemek menüsü ortadayken, şimdilerde yemek seçen, çöpe tonlarca gıda maddesi atan bir nesil, Çanakkale ruhunun tam anlaşılamadığını gözler önüne seriyor.

6-1-1-001.jpg

‘ÇANAKKALE RUHUNU GENÇLERİMİZE YANSITAMADIK’

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Tarihçi Doç Dr. Caner Arabacı, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Arabacı, Çanakkale Destanı’nın Türkiye tarihi açısından oldukça önemli bir yeri olduğunu söyledi. Buna rağmen, Çanakkale ruhunun yeni nesillere tam yansıtılamadığını ve bunun oldukça düşündürücü olduğunu belirten Arabacı sözlerine şöyle devam etti; “Çanakkale Savaşı’nı Anzaklar ve İngilizler 25 Nisan günü anarlar. Gelibolu’ya gelerek burada Şafak Ayini yaparlar. Denizden karaya çıkışı sembolize ederek bunu da İncil okuyarak yaparlar. Anzakların torunlarının Gelibolu’ya gelerek burada ataları için ayin yapmaları oldukça anlamlı. Buna karşın biz, Mehmetçiğin orada yazdığı destanı aynı ruhla anlayamadık, anlatamadık. Çanakkale ruhunu tam yansıtamadık.”

‘HİKAYELER TAM ANLATILAMADI’

Tarihçi Doç Dr. Caner Arabacı, Çanakkale Savaşı’nın belli günlerde yüzeysel anmalar halinde hatırlandığını bunun ötesine geçilemediğini söyledi. Çanakkale’de şehit olan her bir Mehmetçiğin kendine özgü birer hikayelerinin olduğunu belirten Arabacı, “Orada 11 yaşında, 14 yaşında gönüllü olarak giden ve şehit olan Mehmetçikler vardı. Bu Mehmetçiklerin hikayelerinin anlatılması lazımdı. Çanakkale ruhunu yansıtan, o kahramanlıkları anlatan edebi hikayeler, romanlar, sinema filmleri, belgeseller yeterince ortaya koyamadık. Çanakkale’yi anlatır, öğretir, yaşatırsanız önemini kavrarsınız.” dedi. Bugüne kadar Çanakkale Destanı’nın doğru işlenmediğini ve yeni nesillere aktarılamadığını anlatan Arabacı, “Çocuklarımıza bu konuda önce doğru bilgilendirme yapmalıyız. Daha sonra orayı gezdirmeliyiz. Oranın ruh iklimini anlamak için düzenli gezilerle çocuklarımızın orayı yaşaması lazım. İnsanların 5 duyusuna hitap ederek Çanakkale’yi daha iyi kavratabiliriz.” diye konuştu.

6-1-3.jpg

‘YEREL BİLGİLER ÇOK İYİ DERLENMELİ’

Çanakkale Savaşı’nın komutanlık değil Mehmetçik destanı olduğunu belirten Tarihçi Doç Dr. Caner Arabacı, Çanakkale ile ilgili yerel bilgilerin çok iyi derlenmesi gerektiğini söyledi. Çanakkale’de şehit olan Mehmetçiğin isimlerinin yayınlandığını ancak bunun yeterli olmadığına dikkat çeken Arabacı, sözlerine şöyle devam etti; “Şehit Mehmetçiğin isimlerini bilmek yeterli olmaz. Bunu ete kemiğe büründürmek, canlandırmak gerekir. Çanakkale’ye giden dedelerimizin köylerini, öykülerini derlemek gerekiyor. Bunun için yerel tarihçilik çalışmaları yaptırılabilir. Bu çalışmalar Çanakkale ile bütünleşmek açısından oldukça önemli.”

BU MENÜ İBRET OLMALI!

43. Alay Yemek Listesi

15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı     Öğle: Yok     Akşam: Yağlı Buğday çorbası, ekmek

16 Haziran Sabah: Yok                 Öğle: Yok      Akşam: Üzüm Hoşafı, ekmek

17 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı     Öğle: yok      Akşam: yarım ekmek

18 Haziran Sabah: Yarım ekmek    Öğle: yok      Akşam: şekeriz üzüm hoşafı

19 Haziran ordu emri ile ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir.