Cami, imanın çiçeğe duruşudur
'İslam'ın Aynası Camiler' adlı eser, merhum Garaudy'nin camiyle iman ilişkisini ele aldığı yazılarından oluşuyor.
Yazar bu kitabında 'Allah'ın evi' denilen bu kutsal mekânların Müslümanlar için ne mana taşıdığını felsefi bir bakış açısıyla değerlendiriyor.
Müslüman âleme güzel bakmalıdır. Zira güzellik Allah'ın cemal sıfatından neşet etmiştir. Her insanın İslam fıtratı üzere doğmasının sebebi budur. Onun fıtratı yaratılışta Cemil sıfatıyla mümeyyiz hale getirilmiştir.
Güzellik İslam'ın kendisinde içkindir. Hem fizik âlemde hem de metafizik âlemde inanan her insanın yüzü güzelliğe dönüktür. Çirkinlik sonradan kazanılan bir hususiyettir ve bir maraz halidir.
Allah kullarına Peygamberleri aracılığıyla konuşur ve onlara Kelam-ı Kadim yoluyla doğru ile yanlışı öğretir. Yaratılışın gayesi derin bir bilinç ile kavranarak dünya ve ahret dengesi kurulur.
Müslümanların en temel ibaretlerinin başında namaz gelmektedir. 'Namaz, müminin miracıdır' diyor Peygamberimiz (s.a). Allah'a yükseliş yolu olan Miraç, yani Namaz, bu yüzden günde beş defa bu kutlu yolculuğa çıktığımız güzelliliğin zirvesidir. Müslümanlar bunu toplumsal bir bilince dönüştürmek için Cami'ye giderler ve bir tarağın dişleri gibi saf halinde Rablerinin huzurunda ihlâs ile kıyam, rükû ve secde ederler.
CAMİ GÜZELLİĞİN MERKEZİDİR
İslam'ın bidayetinden başlayarak günümüze kadar büyük bir ihtimamla inşa edilen camiler bu yüzden Müslümanlar için çok büyük öneme sahip kutsal mekânlardır. Allah'ın evi denilen bu mekânlar güzelliğin merkezidirler. Kendisi de bu güzelliğe meftun merhum büyük düşünür Roger Garaudy'in geçtiğimiz günlerde muhteşem bir eseri yayımlandı: İslam'ın Aynası Camiler. Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları tarafından neşredilen eseri, güzel Türkçesi ve Garaudy konusunda uzman olan Cemal Aydın tercüme etti.
Merhum Garaudy eserine Fatiha Suresini yazarak başlıyor. Müslümanların namazlarında her rekâtta zorunlu olarak okuduğu Fatiha, bir başlangıç ve derin bir açılış sayıldığı için güzelliğin ve hikmetin kaynağıdır. Yaratılmış bir kul olarak ilk başta bize düşen Rabbimize Hamd etmektir: 'Hamd Âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. O Rahman ve Rahimdir. Din gününün sahibidir. Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola eriştir. Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların ya da sapıtanlarınkine değil.'
ALLAH'I YENİDEN HATIRLAMAK
İster tek başına, ister camilerde cemaat halinde kıldığı namazlarında olsun, Müslüman'ın kalbi Allah'ın güzel kelimeleri ile O'na çevrilidir ve insan kavrayışının en zirvesinde bir buluşmanın hazzı yaşanır. 'Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.' Ne muhteşem bir sahne! Bu yüzden Müslüman tasavvuru âlemi Allah vasıtasıyla tanır, bilir ve ona göre amel eder. Sanata da bu cihetten bakar. Garaudy bu mevzuda şunları söylüyor: 'İslam sanatı Kur'ânî bakış açısının doğrudan doğruya ifadelendirilişidir. Bu, şu demektir: İslam sanatının asıl misyonu, bize 'Allah'ı yeniden hatırlatmak', o ilk ve son gerçeği bize yakinen tanıtmak, hem kaynağı, hem de sonu olduğu bu evrende Allah'ın gözle görülmeyen varlığının her zaman yeni ve her zaman hayran bırakan o keşfini bizlere yaşatmaktır.' (Sayfa, 12).
Garaudy bu kıymetli kitabında İslam medeniyetinin bazı muhteşem camileri ve eserlerini ele alarak inceliyor. Kâbe'den Medine'ye, Kubbetüssahra, Ümeyye Camii, Kurtuba, Samarra İbn Tulun, Ezher Camii, Kayrevan, Karaviyyîn Camii, Kutubiye, Tlemsen, Elhamra, Fars Camileri, Osmanlı Camileri, Tac Mahal, Lahor Camii, Cenne ve Timbuktu, Ğardâye güzellik ve ihtişam olarak mümtaz eseler. Bu eserlerden hangisini incelerseniz inceleyin orada Allah'la insan arasına giren her türlü aracılığının reddedilişini görürsünüz. Garaudy bunu şöyle ifade ediyor: 'Allah ile insan arasındaki her tülü aracılığı reddeden İslam ruhaniyetinin mekânı ise, merkezsiz bir mekândır. Orada sonsuzluk, organik bütünlükle değil, aksine ilâve ve âhenkli tekrarlarla telkin edilir.' (Sayfa, 17).
EN GÜVENLİ EVLER
'Cami, insan ve hürriyeti açısından bakılığında, imanın çiçeğe duruşudur.' (sayfa, 26). Dünyanın neresinde olursa olsun, camiler Müslümanların kendi hürriyetlerini elde ettikleri ve bu güzelliğin şükrünü eda ettikleri Allah'ın evleridir. Bu evler güvenli evlerdir. Bütün kâinat O'na boyun eğmiştir. Gerçek özgürlük buradadır. 'Göklerde ve yerde var olan bütün yaratıkların, kanatlarını yayarak uçan kuşların, [hepsinin] Allah'ın sınırsız kudret ve yüceliğini dile getirdiklerini görmüyor musun?' (Nûr, 41).
Müslümanlar olarak bu bilince eriştiğimizde, Batıyı taklitten kurtulabilir, kendi geçmişimizin muhteşem sanat eserlerine tekrar kavuşabiliriz. Bunun için yenilenme bilincine ve tevhid şuuruna sahip olmak gerekir. Merhum Roger Garaudy'in dediği gibi: 'İslam bir hayat mayası gibi, güçlü bir mimari gelenekleriyle birlikte ülkelere nüfuz ettiğinde, oralarda muazzam medeniyetler boy atar ve o ülkelerdeki her cami üslûbu da her kültürün dilinde aynı ve değişmez imanı dillendirir.' (Sayfa, 63).
Bu güçlü iradeye sahip olmak ve bu mirası yaşatmak için gayret gösteren Garaudy'un muhteşem eseri İslam'ın Aynası Camiler'i bu gözle okumak gerekiyor.
Kitabın Künyesi:
İslam'ın Aynası Camiler
Roger Garaudy
Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları
2013
264 sayfa