Biz Yaşayan Ölüyüz Onlar ise Ölen Diriler
Şehadeti candan taleb edenlerin de, bu ulvî müjdeye nail olacaklarını buyurur Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) yataklarında ölseler bile.
Ey Gazze Gâzi ve Şehitleri! Bedr’in aslanları gibi sizler direnirken, elbette melekler de, nebiler de, sıddıklar da, şehidler ve salihlerin ruhaniyetleri de hazırdı yanınızda.
Bir bilseniz, ne kadar gönüllü mücahidler var size imrenen.
Biz yaşayan ölüyüz, onlar ise ölen dirilerdir, diyen.
Siz kanları misk, gönülleri pak olarak uğurlanırken, çok aşıklar bıraktınız geride.
İnanın, sizlere âğûşunu açan Nebiler Nebisini (s.a.v) gördükçe, sürur göz yaşı döken çok salih müminler vardı cenazede.
Vallahi siz ölmediniz, cihad sevdasından uzak bizler öldük. Nefsani arzusuna düşkün, yeme içme, giyinip kuşanmaya, gülüp eğlenme, istediği gibi gezip tozma düşkünleri olan, bizler öldük.
Rabbimiz iltifat buyurarak size, " Allah (c.c.) yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız" buyurur. (Bakara, 2/154)
"Allah (c.c.) yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın.
Bilakis onlar diridirler. Allah'ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiç bir keder ve korku olmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. (Al-i İmran, 169-170).
Sözlerimizin kuru bir iddia olmamasını dileriz Rabbimizden (c.c.)
ARİFLERİN DİLİNDEN
Arifan-i İlahi, dili gönlüne uygun düşmeyenlere şu tavsiyelerde bulunur:
EBU TALİB MEKKİ (K.S.)
Kim dünyaya karşı zahidliğini ifade eder, ama hikmet nuruna erişmezse yalancıdır.
Kim dünya arzusuyla dolu olduğu halde, Hak Taala’yı sevdiğini iddia ederse yalancıdır.
Kim rahatlığını düşünerek, gayesinin murad-ı İlahi olduğunu söylerse yalancıdır.
Kim nefsi dava peşine düştüğü halde, marifete erdiğini söylerse yalancıdır.
Kim gafillerle oturduğu halde, nefsini hesaba çektiğini söylerse yalancıdır.
Kim fakirlerle oturmadığı halde, Peygamberimize (s.a.v) muhabbet ettiğini söylerse yalancıdır.
Kim taatlerinde gevşeklik gösterdiği halde, tövbekar olduğunu söylerse yalancıdır.
Kim kusurları söylendiğinde gazablandığı halde, ihlaslı bir kul olduğunu söylerse yalancıdır.
Kim gece uykusunu azaltmadığı halde, gündüze meylettiği ve Cenabı Hak'tan korkmadığı halde, ilim ehli olduğunu iddia ederse yalancıdır.
HATEM-İ ESAM (K.S.)
Kim Allah Taala’yı sevdiğini iddia eder de, haramlardan kaçmazsa yalancıdır.
Kim Cenneti sevdiğini söyler de, malını infak etmekten çekinirse yalancıdır.
Kim Peygamberimizi (s.a.v) sevdiğini iddia eder de, fukarayı sevmezse yalancıdır.
ABDUL KADİR GEYLANİ (K.S.)
Nefsani arzuyla kim büyüklük taslarsa, yüzü kararır, basireti kör olur.
Kim fena halde yaşarsa, salihlerdenim deme küstahlığından sakınsın.
Rüşvet ve faiz yer, zulmederse mazluma, salihlerdenim iddiasında bulunmasın.
Gıybet ve müminleri incitici bir tavır sergilediği halde, Hak Teâlâ (c.c) yanında sadıklardanım demesin.
Rabbimize isyan ettiği halde, kimse şeyhlik iddiasında bulunmasın.
Ayaklar isyan mahallinde, karınlar haram lokmalarla dolu olduğu halde,
Benim dostluğuma erişme arzusunda olman, kuru bir iddiadır demez mi Mevla’mız? (c.c.)
Kaynak:
Yeni Dünya Dergisi
Ali Ramazan Dinç Hocaefendi