Bir kitap bir inceleme: Uzun Hikaye

Gazetemiz Yeni Haber tarafından günlük hazırlanan "Kültür Sanat" köşemizde bugünün kitap incelemesi: Uzun Hikaye

Bir kitap bir inceleme: Uzun Hikaye

“Ben o zamanlar on altı yaşındaydım, lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi gibi dik duruyor; ne yana, ne geriye taranmıyor, beni deli ediyordu. Babam "inatsın inat... İnatçı adamın saçı yatmaz. Dedeme çekmişsin besbelli. Keşke annene benzeseydin" diyordu. Keşke...  Annemin lepiska gibi yumuşacık, sarı saçları vardı. En çok o mavi gözlerini özlüyorum. "Benim oğlum okuyacak yüksek bir memur olacak" der, sonra da göz ucuyla babama bakardı.”

uzun-hikaye-002.jpg

“BİR YERE AİT OLMADAN GEÇEN BİR ÖMÜR”

Küçük kasabalar, tren istasyonları ve yollarda geçen, hiçbir yere tutunamayan kısa ama aslında upuzun bir hikâye bu… Hızlı akan kitapları seviyorum. Onlar bizi dizi-film gibi heyecanlı bir şekilde okumak, diğer sayfada ne olacak acaba? Düşüncesiyle okumaya devam etmek hoşuma gidiyor. "Uzun Hikaye" tam olarak böyle bir kitap. Çekirdek bir ailenin başına gelen olayları anlatmaya başlıyor fakat bir noktadan sonra özellikle baba-oğul ilişkisine ağırlık veriyor. Çoklu karakter yapısı, her karakterin kısa kısa hikayeleri benim kitapta en çok beğendiğim yerler oldu. Kelimeler kifayetsiz kaldığında susar ya insan, "Uzun Hikaye"de onun gibi bir şey işte. Ciltlere sığacak bir hikayeyi 114 sayfada anlatıp, adına da "Uzun Hikaye" demek her yazarın harcı olmasa gerek. Yine sonunda kavuşmak olmayan, kitap sayfaları arasında başlayıp ahirete kalan yarım bir sevda, hüzzam bir hikaye... "Tirende Bir Keman" hikayesinde olduğu gibi baba ile oğulun benzer sonu... Acılar, aşklar, yolculuklarla yoğrulan göçebe bir hayat, bir yere ait olmadan geçen bir ömür... Olur olmadık yerde boşalan kaderin kurulu yayı... Aşkların ve samimiyetin naylonlaşmadığı zamanlar... Kısacık uzun bir hikaye...

bir-yere-ait-olmadan-gecen-bir-omur.jpg

ESER BEYAZ PERDEYE DE AKTARILDI

Mustafa Kutlu’nun Uzun Hikaye’si beyaz perdeye de aktarıldı. Başta Kenan İmirzalıoğlu olmak üzere Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer, Kürşat Alnıaçık, Mahir Günşiray gibi oyuncuları içinde barındıran filmde Bulgaryalı Ali'nin eşitlik ve adalete olan düşkünlüğünden dolayı ''doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar'' misali oğlu Mustafa ve eşi Münire ile başlarından geçen olayların konu edinildiği, Osman Sınav imzalı üst düzey yerli yapım. Mustafa Kutlu'nun aynı adlı hikayesinden uyarlanan filmde senaryo Yiğit Güralp'e teslim edilmiş oda oldukça başarılı, taze ve bir o kadarda yalın bir anlatım sergilemiş

eser-beyaz-perdeye-de-aktarildi.jpg