Bir kitap bir inceleme: Memleket Hikayeleri

Gazetemiz Yeni Haber tarafından günlük hazırlanan "Kültür Sanat" köşemizde bugünün kitap incelemesi: Memleket Hikayeleri

Bir kitap bir inceleme: Memleket Hikayeleri

Memleket Hikâyeleri Türk edebiyatında Anadolu’nun en hakiki hikâyeleridir. Anadolu Memleket Hikâyeleri’nde bütün gerçek varlığı ve iç dünyasıyla karşımıza getirilmiştir. Geniş ününü mizah ve siyasal yergi yazılarıyla sağlayan Refik Halid’in mizah yazıları gibi hikâyeleri de edebiyatımızın bu alanında bir aşama olmuştur. O zamana kadar İstanbul sınırları dışına çıkamayan Türk hikâyesini Anadolu’ya yöneltmekle hikâyeciliğimize yeni bir ufuk açmış, yeni bir soluk getirmiştir.

memleket-hikayeleri.jpg

“BU, TAHAMMÜL EDİLEMEZ BİR ÖMÜR”

Memleket Hikayeleri, Karay’ın 1919’da ilk basımı yapılan ve kendisinin de kronolojik olarak ilk önemli eseridir. Birinci Dünya savaşı  ve akabininde Kurtuluş savaşı yıllarının Anadolu'sunu ,"Memleket" olarak adlandırdığı hikayeleriyle gözler önüne serer. Bizzat kendi gözlemlerinden oluşan bu hikayeler Türk okuruna da İstanbul yaşamı dışında Anadolu'da da bir yaşamın var olduğunu kanıtlar. Memleket Hikayeleri toplamda 18 hikayeden oluşur. Bu hikayelerden ilki ve en kapsamlısı Yatık Emine’dir. Ankara'nın bir kasabasında  geçen hikayede bir hayat kadını olan Emine'nin yaşadığı hazin hadiseler anlatılır. Bu hikayede yazar insanların çıkarları uğruna ne kadar bayağılıştıklarını ve önyargının, dışlanmanın bir insan hayatını ne kadar derinden etkilediğini ifade eder. Emine, hikayenin sonunda açlıktan ve soğuktan ölür; aslında ölen insanlıktır. Boz Eşek, Küs Ömer, Yatır, Şeftali Bahçeleri, Koca Öküz, Sarı Bal, Cer Hocası ,Ayşe'nin Yazgısı… Hikayelerin ortak özellikleri olay merkezli olması yani vak'a hikayeleri özelliği taşımasıdır. Bundan dolayı merak unsuru hep canlı tutulmuştur. Bazı hikayelerin sürpriz bir şekilde bitmesi de hikayeleri sıradanlıktan kurtarır.

bu-tahammul-edilemez-bir-omur.jpg

ANADOLUYU TANITAN YAZAR: REFİK HALİT KARAY

Mudurnu'dan İstanbul'a göçen Karakayış ailesinden Maliye Başveznedarı Mehmed Halit Bey'in oğlu olarak 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Sultanisi'nde ve Hukuk Mektebi 'nde okudu. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başladı; Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercimlik ve muhabirlik yaptı. Yazıları yüzünden ilk önce Sinop'a daha sonra Çorum, Ankara ve Bilecik'e sürgün olarak gönderildi. İstanbul'a dönünce bir süre Türkçe öğretmenliği yaptı. PTT (Posta Telefon Telgraf) Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na üye oldu ve İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılarından ötürü vatan hainliği suçuyla yüzellilikler listesine girerek Beyrut ve Halep'te sürgün hayatı yaşadı. Af kanunu ile yurda döndü, daha önceden çıkardığı Aydede adlı mizah dergisini tekrar yayınladı. Türk Edebiyatı'nda ilk defa Anadolu'yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de ün yapmıştır. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler, benzetmeler kullanarak, sade, akıcı dili, güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçe'yi ustalıkla kullanan Refik Halit, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır. 18 Temmuz 1965’te İstanbul’da yaşamını yitirdi.

anadoluyu-tanitan-yazar.jpg