Bir kitap bir inceleme: Körlük-Jose Saramago
Gazetemiz Yeni Haber tarafından günlük hazırlanan "Kültür Sanat" köşemizde bugünün kitap incelemesi: Körlük-Jose Saramago
Koronavirüs süreci başladığından itibaren satışları artan kitaplardan birisi Körlük… Ben uzun yıllar önce okumuştum. Fakat bu süreçte geleneği bozmayıp virüs sürecinin havasıyla tekrar okudum. İkinci okuyuşumdaki hislerle eseri tarif etmem daha doğru olacak sanırım. İlk okuyuşumda kitabı okurken aşırı ütopik bulmuş ama beğenmiştim de... Şimdi ise okurken fazlasıyla ürktüm. Gerçekliği ikinci okuyuşumda daha fazla hissettiğimi söyleyebilirim. O zamanlar toplumların böyle bir olayla çökebileceğini düşünmezken şimdi canlı şahidi olmak ara ara kitaba bakarak derin düşüncelere dalmamı sağladı.
Kitabın kısacatanıtımı şöyle; adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır.
Saramago, bir kafede otururken; “Şu an hepimiz kör olsak nasıl olurdu?” diye düşünüp böyle bir roman yazmaya karar veriyor. Zaten siz de kitabı okurken sürekli gözlerinizi düşünüp, bazen de ‘Kör olsam nasıl olur’ diye gözlerinizi kapatırken bulacaksınız kendinizi… Kitapta dikkat çeken diğer bir detay yaşanılan ülkenin adı olmadığı gibi karakterlerinde isimlerinin olmayışı…Yazar böyle bir kaosun içerisinde isimlere ihtiyacın olmadığını, artık herkesin birer metaya dönüştüğünü hissettirmek istedi bana göre… Yazarın buradaki körlükten diğer bir kastı da aslında insani körlüğümüz… Çünkü Nobel Ödülü’nü kazandıktan sonra yaptığı konuşmada şunları söylüyor. “Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.”Ayrıca küçük bir not kitabın filmi de var ama önce kitabı okumanızı tavsiye ederim. Bir de söylemeden geçemeyeceğim; devam kitabı olan Görmek de Körlük kadar etkileyiciydi.
PEKİ, JOSE SARAMAGO KİMDİR?
Lizbon kentinin kuzeyindeki küçük bir köy olan Azinhaga'da doğdu. Yoksul bir köylü ailenin oğlu olarak büyüdü. Öğrenimi sırasında kırsal kesimde çalıştı. Ekonomik sorunları nedeniyle okulu bıraktı. Makinistlik eğitimi aldı. Teknik ressamlıktan redaktörlüğe, editörlüğe ve çevirmenliğe kadar birçok işte çalıştı. Bir yayınevinde, yayın hazırlığı ve üretim departmanında görev yaptı. Diario ve Lisboa gazetelerinde kültür editörü olarak çalıştı. Siyasi yorumlar yazdı. Portekiz Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulunda görev üstlendi. 1976’dan sonra kendini tümüyle kitaplarına verdi. Yazarın romanları ve denemelerinin yanı sıra iki şiir kitabı ve oyun kitapları da vardır. Saramago, 1998 Nobel Edebiyat Ödülü'ü kazandı. Yazarın biçemi gayet dikkate değerdir. Düz yazılarında, noktalama işareti olarak nokta ve virgülden başkasını kullanmaz. Anlatım dili de oldukça muzipçedir; bu da, okuyucuyu yazara bağlayan bir diğer etken...Ünlü yazar 87 yaşında hayatını kaybetti.
HAZIRLAYAN: GÜLŞEN YILMAZ