Bir kitap bir inceleme: Fırat suyu kan akıyor baksana -Yaşar Kemal
Gazetemiz Yeni Haber tarafından günlük hazırlanan "Kültür Sanat" köşemizde bugünün kitap incelemesi: Fırat suyu kan akıyor baksana -Yaşar Kemal
Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan'a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır. Lozan'da alınan mübadele kararıyla, Rumlar Yunanistan'a gönderilmiş ve savaşlarda yerini yurdunu yitirmiş insanların Ege'deki bu adaya yerleştirilmelerine karar verilmiştir. Adanın kaderi Poyraz Musa'nın gelişiyle değişir. Adaya sığınan çeşitli kökenlerden insanlar, Poyraz Musa'nın desteğiyle yaşadıkları bütün acılara karşın mutlu ayakta tutarak yeni bir yaşamın filizlerini yeşertirler.
DONMUŞ KİRPİKLERLE BAKAN ONBİNLERCE ASKERİ GÖRDÜN MÜ?
Elbette ki Yaşar Kemal deyince herkesin aklına İnce Memed serisi gelir. Fakat emin olun Yaşar Kemal’in tarihi anlatan bu eseri de insanı derinden sarsıyor. Kitapta yazar yine insanlık dersi veriyor hepimize. Tasvirleri zaten her zaman ki gibi kendimizi olayın içinde gibi hissetmemizi sağlıyor. Bir bakmışsınız Çanakkale’desiniz bir bakmışsınız Arabistan çöllerinde, Fırat nehrinde, Ege adalarında… Yani Yaşar Kemal kitaplarını kendiniz okuduğunuz gibi çocuklarınıza da kesinlikle okutun. Bir kitaptan alabileceği her şey üstadın kitaplarında mevcut… Hiçbir şey öğrenemezse insan kalmayı öğrenir, hayatı öğrenir, tarihi canlandırır gözünde… Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Bir Ada Hikayesi serisinin ilk kitabı… Zaten bu kitabı okuduğunuzda hemen serinin diğer kitaplarını da almak isteyeceksiniz. Kitapta geçen şu sözler hiç şüphesiz tüylerinizi diken diken ediyor okurken; “Sen hiç olup bitenleri gördün mü? İnsan boyu karın içinde yalın ayak, başı kabak, pantolonu yırtılmış, ceketsiz, koyunları bit dolu donan elleriyle kaşınamayanları… Rus toplarıyla birlikte karda uçuşan kopuk kolları, bacakları, gökten yağan kanları, donmuş kirpiklerle bakan on binlerce askerleri gördün mü? Görmediysen bu dünyada hiçbir şey görmedin demektir.”
EDEBİYATIN DEVLEŞEN İSMİ YAŞAR KEMAL
Asıl adı Kemal Sadık Göğceli olan Yaşar Kemal, 1923 yılında Adana'nın Osmaniye İlçesi'ne bağlı Hemite Köyü'nde doğdu. Henüz ortaokul sıralarındayken halk yazınına duyduğu ilgi, onu folklor derlemeleri yapmaya yöneltti. Ortaokulun son sınıfındayken okulu bırakmak zorunda kalarak; ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalıştı. Bu arada Ülke, Kovan, Millet, Beşpınar Dergilerinde, şiirleri görüldü. 1951 yılında İstanbul'a yerleşerek, Cumhuriyet Gazetesi'nde fıkra ile röportaj yazarlığı yapmaya başladı. O yıllarda öyküleriyle de ilgi çeken sanatçının, 1952 yılında "Sarı Sıcak" adlı öykü kitabı yayımlandı. İlk romanı "İnce Memed" 1955 yılında çıktı. 1974 yılında "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtı, Madaralı Roman Ödülü'nü aldı. "Yer Demir Gök Bakır" Fransa'da 1977 yılında, Edebiyat Eleştirmenleri Sendikası tarafından yılın en iyi yabancı romanı seçildi. "Binboğalar Efsanesi", 1979 yaz dönemi için Büyük Edebiyat Jürisi tarafından seçilen kitaplar arasında yer aldı. 1982 yılında uluslararası Del Duca Ödülü'ne layık görülen Yaşar Kemal, 1984 yılında Fransa'nın Légion D'Honneur Nişanı'nı aldı. Yapıtlarında; Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu, çarpıcı bir biçimde ortaya koyan yazarın eşsiz betimlemeleri, eserlerinin en önemli özelliğidir. 29 dilde yayımlanmış olan kitaplarıyla, dünya yazınında çok önemli bir yeri vardır.