Bir kitap bir inceleme: Bu Böyledir-Mustafa Kutlu
Gazetemiz Yeni Haber tarafından günlük hazırlanan "Kültür Sanat" köşemizde bugünün kitap incelemesi: Bu Böyledir-Mustafa Kutlu
“Hep beni yazdın. ‘Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan…’ Şu sırıtkan tavşanı kurşunlayıp yeni bir sayfa açayım. Benim Kronolojimi biliyor musun sen? Lunapark'ın neonları, florasanları geceyi gecelikten çıkarıyor. Işığın beyazın mor, mor kızılı, yer yer çilek kırmızısı karışıyor. Boşluğa doğru sandalyeler uçuyor. Yeşil-beyaz sandalyeler. Neredeyse uçan daireler.”
LUNAPARKTA GEZEN İNSANLARIN İÇ SESLERİ
Bu Böyledir, Mustafa Kutlu’nun en iyi kitapları arasında… Kitap sekiz öyküden oluşuyor. Bütün öyküler Lunaparkta geçiyor ve kitap bitince Lunaparkın tarihçesine şöyle bir bakasınız geliyor. Yazarın üslubu o kadar güzel ki anlatımın içerisinde sizde akıp gidiyorsunuz adeta… Şu anlatım çok hoşuma gitmişti mesela; “Her şey genişliyor, şişiyor. Çok katlı evler çoğalıyor, sağda solda kamyonlar çoğalıyor. Şehre gelen giden çoğalıyor, alışveriş arttı diyorlar. Su bile yetmez olmuş. Allah Allah... Nasıl yetmez, o kadar çeşme, bunca yıldır, sabah akşam akar ha akar. Yok işte, yetmez olmuş, acayip makineler gelmiş ırmak kıyısına, sazlıklara boru salmış, oradan su çıkarıp şehre gelen suya katacakmış. Katarlar, katarlar. Suya, havaya, kurda, kuşa her işe karışır bunlar. Kim bunlar? Kim olacak o yolun adamları. O yolun adamlarının adamı olan adamlar. Onlara kanıp katılan başka adamlar. Bu adamların başka yerlerdeki başka adamları. Onların ortakları...” Bir lunaparkta gezerken insanların iç seslerini dinliyoruz kitapta, okurken bu iç seslerin aslında aynı hikâyenin halkaları olduğunu öğreniyoruz, halkalar genişledikçe lunaparkın dünya olduğunu ve buraya kapalı kaldığımızı, çünkü dünya malına, süfli arzulara gönül indirdiğimizi anlıyoruz, bu yüzden çıkış yok, çünkü bu böyledir, dünya böyledir, dünya arzusu böyledir, ve insan böyledir, diyor yazar, kitap kapağında üç kere tekrar edilen "hiç" sözcüğü dünya hayatının öte alemler karşısındaki yerini hatırlatıyor... Yazarın diğer kitapları da ayrı ayrı incelenmeli. Bunlardan şiddetle tavsiye edeceklerim, Uzun Hikaye, Mavi Kuş, Sır, Hayat Güzeldir ve akasya ve Mandolin…
BİZE BİZİ ANLATAN ADAM: MUSTAFA KUTLU
Hikaye ve denemeleriyle tanınan Mustafa Kutlu, 1974 yılında edebiyat öğretmenliğini terk ederek Dergah yayınlarında çalışmaya başladı. Böylece yazarlık serüveni başlamış oldu. Mustafa Kutlu, hem çevremizdeki insanlar gibi sıradan hem de hiç bilmediğimiz biri gibi sıra dışı. Kutlu, okurlarını özenle seçmeyi sever. Bu ne demek şimdi? Okurlarını kendi seçer dedim çünkü hiçbir kitabının arkasına eserin özetini veya biyografisini koymaz. Yazarın dediğine göre o, insanların eserlerini kitabın arka kapağındaki özete bakarak almasını değil bilakis okurların eserlerini Kutlu’yu tanıyarak ve isteyerek okumalarını ister. Zaten Mustafa Kutlu’nun en önemli özelliklerinden birisi de bizi bize anlatmasıdır. Özümüzü, Anadolu’yu ve insanımızı unutmamamız gerektiğini tüm cümlelerinde öğretir bize… Hikayelerinde farklı bir tarza sahiptir. Yazılanlar ilk bakışta karışık gelebiliyor. Hikayeyi anlayabilmek için kitabın belli bir noktasına gelmek gerekebiliyor. Hikayeleri heyecanlı kılan özellikte zaten bu.